SETA > Yorum |
Çözüm Süreci ve Siyaset Düşmanlığı

Çözüm Süreci ve Siyaset Düşmanlığı

Türkiye'nin Kürt meselesi ve PKK ile imtihanında değişmeyen tavırların başında farklı dozajlarda nükseden 'siyaset düşmanlığı' olageldi. Anti-siyasetin zirve yaptığı en yoğun sahneler ise 2008-2013 arasında nüksetti. 2008'de AK Parti'yi kapatma girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca ilk kez bir hükümet açık bir şekilde sorunun ismini koyarak Türkiye gündemine taşımaya başladı. Erdoğan bir yıl sonra tartışmaları resmileştirecek bir adım atarak 10 Kasım 2009'da ilk kez TBMM'nin sorunu resmen tartışmasının önünü açtı. 2009 Açılım sürecinde ortaya çıkan manzara oldukça ilginçti. Başta PKK olmak üzere neredeyse bütün aktörlerin 'siyasetin devreye girmesinden' duyduğu rahatsızlık aşikârdı. Bunun en çarpıcı örneği MHP'nin PKK'nın dağdan indirilme hedefine 'gerekirse dağa çıkarız' tepkisi olmuştu.

Türkiye'nin Kürt meselesi ve PKK ile imtihanında deÄŸiÅŸmeyen tavırların başında farklı dozajlarda nükseden 'siyaset düÅŸmanlığı' olageldi. Anti-siyasetin zirve yaptığı en yoÄŸun sahneler ise 2008-2013 arasında nüksetti.

2008'de AK Parti'yi kapatma giriÅŸimi baÅŸarısızlıkla sonuçlanınca ilk kez bir hükümet açık bir ÅŸekilde sorunun ismini koyarak Türkiye gündemine taşımaya baÅŸladı. ErdoÄŸan bir yıl sonra tartışmaları resmileÅŸtirecek bir adım atarak 10 Kasım 2009'da ilk kez TBMM'nin sorunu resmen tartışmasının önünü açtı. 2009 Açılım sürecinde ortaya çıkan manzara oldukça ilginçti. BaÅŸta PKK olmak üzere neredeyse bütün aktörlerin 'siyasetin devreye girmesinden' duyduÄŸu rahatsızlık aÅŸikârdı. Bunun en çarpıcı örneÄŸi MHP'nin PKK'nın daÄŸdan indirilme hedefine 'gerekirse daÄŸa çıkarız' tepkisi olmuÅŸtu.

2009 Açılım süreci ile 2013 Çözüm süreci arasında Türkiye'nin demokratikleÅŸme tarihi açısından yapısal kırılmalar yaÅŸandı. Askeri-yargı vesayeti büyük ölçüde geriletildi, devletin Kürt meselesi ile muhatap oluÅŸu hem dil hem de fiili adımlar anlamında devrim niteliÄŸinde deÄŸiÅŸime tabi tutuldu. 2009 Açılım süreciyle ismi konulmamış bir ÅŸekilde bütün Türkiye kurumları ve halkı siyasal bir pedagojik talimden geçtiler.

Yıllar sonra sorun bütün yönleriyle resmi ve medya karartması olmadan halkın gözü önünde tartışıldı. O dönem ErdoÄŸan'ın ateÅŸle oynadığını dillendirip sorunun üstüne gitmesinden rahatsız olanların bütün korkutmaları boÅŸa çıktı. Devlet dönüÅŸürken toplum da sorunun dinamiklerini fark etmeye baÅŸladı.

2013 Çözüm sürecinde ise karşımıza çok daha ilginç bir tablo çıktı. PKK'nın 'siyasallaÅŸma tehlikesinin' altını sürekli çizen MHP'nin 'daÄŸa çıkarız' dünyasına karşın, muhakkak 'siyasallaÅŸması gerektiÄŸini' sürekli dillendiren PKK'nın 'daÄŸdan inmeyiz' dünyası zuhur etti. 'DaÄŸa çıkarız' ile 'daÄŸdan inmeyiz' makasının ortasında ise 2013 Çözüm süreci bulunuyor. Her iki dünyanın mutabık olduÄŸu ana eksen ise 'siyaset düÅŸmanlığından' baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Büyük ölçüde 20. yüzyılda yaÅŸayan 'daÄŸ dünyası' siyasetten ürküyor, demokratikleÅŸmeyle ise açıkça ilgisiz. Sorunun halline yönelik siyasi hamlelere veya yaÅŸanan demokratikleÅŸme sürecine verdikleri tepkilerin altyazısı ise 'peki biz ne olacağız?' sualinin cevap arayışlarından ibaret.

Etnik tepki hareketlerinin eninde sonunda bir anomali hali olduÄŸunu kabul etmek gerekiyor.

Sorunun harareti düÅŸtükçe kendilerine siyasi bir çıkış bularak dönüÅŸmeleri gerekiyor.
Bunu yapabilmek içinse toplumsal karşılığı ve geleceÄŸi olan bir dünya görüÅŸüne sahip olmak gerekiyor. Her iki dünyanın da oldukça tutarlı ve keskin inançlara, donanmış dünya görüÅŸlerine sahip olduklarını düÅŸündüklerine ÅŸüphe yok. Lakin sorun 'keskin inançlarının' kurucu bir siyasete tekabül edip etmemesi.

'DaÄŸa çıkarız dünyası' geleneksel Ä°slam'la kurduÄŸu gevÅŸek iliÅŸkiden dolayı çok daha meÅŸru, geleneÄŸi olan bir dünya görüÅŸüne sahip olduÄŸunu düÅŸünüyor. Siyaset yapmaktan da büyük ölçüde sadece kendi tabanına konuÅŸarak mecliste görünür olmanın yeterli olduÄŸunu düÅŸünüyor.

'DaÄŸdan inmeyiz dünyası' ise silahlı bir sol örgüt olarak baÅŸladığı macerasında maÄŸduriyetten neÅŸet eden ve post-Sykes-Picot travmasından öteye geçmeyen muhayyel bir bağımsızlık dünya görüÅŸüne yaslanıyor. Etnik temelli dünyasını aÅŸmak için sol-liberal araçları yer yer kullanıyor ama bunun ne Kürtler ne Türkler açısından geniÅŸ kitlelere ulaÅŸan bir cazibesi zaten bulunmuyor. Ä°slam'la ise oldukça travmatik bir iliÅŸkiye sahip. Sıradan Kürdün sadece Kürt olmaktan kaynaklı ÅŸikâyetleri bitme noktasına geldikçe 'Kürtlerin sadece Kürt olmadıkları' gerçeÄŸinin Ä°slam üzerinden de bir baskıya dönüÅŸmesi karşısında ortaya koydukları bir cevap bulunmuyor.

2013 Çözüm sürecinin nihai hedefi PKK'nın silahsızlanmasıdır. Bu hedefin siyasi müzakerelerle hayata geçmesinin tek yolu PKK'nın silahsızlanmayı içselleÅŸtirmesinden geçmektedir. PKK 'silahsızlanmayı' bir pazarlık unsuru yerine kendisi açısından 'bir kurtuluÅŸ ve çıkış yolu' olarak görmediÄŸi sürece 'kurucu bir siyasi vizyona' ulaÅŸması mümkün deÄŸildir.

Bugün çözüm sürecinde PKK kanadında iniÅŸ çıkışların, düzenli travmaların yaÅŸanmasının en temel sebebi de 'daÄŸsız bir siyasetin' tahayyül bile edilememesindendir.

Bu durum devam ettiÄŸi sürece siyaset düÅŸmanlığı devam edecektir.

[Sabah Perspektif, 26 Ekim 2013]