SETA > Yorum |
CHP Raporu ve FETÖ nün Savunma Taktiklerine Etkisi

CHP Raporu ve FETÖ’nün Savunma Taktiklerine Etkisi

Korkulur ki, darbeci FETÖ’cülerin Ankara ve Silivri mahkemelerinde bu günlerde yaptıkları şov ve tiyatro gösterisi de, üzerinden birkaç ay geçtikten sonra CHP tarafından sahiplenilir.

Yazıya bir soru ile başlayalım.

Acaba CHP, “çatı darbe davası” savunmalarında FETÖ’cülerin söylediği yalanları savunmak için de bir sene sonra rapor yazar mı?

Bu soruyu niçin sorduğumu anlamışsınızdır. Sözü CHP’nin “kontrollü darbe” raporuna getireceğim.

Bir ülkenin ana muhalefet partisi, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sırasında yaşananları aydınlatmak için çaba gösterebilir. Darbe sürecindeki makul bulmadığını iddia ettiği hususlarla ilgili rapor da hazırlayabilir.

İktidar partisi ile yazdığı raporla ilgili uzlaşamayabilir de. Buna kimsenin de itirazı olmaz. Hatta geniş toplum kesimleri de bu çabaya destek verir.

Ancak, FETÖ yalanları üzerinden kamuoyunda konuşulanları dayanak göstererek, darbe girişimini aydınlattığını iddia ederse, bu ancak FETÖ’nün “kontrollü operasyon” tuzağına düşmekle izah edilir.

Bu çaba, daha darbe sabahı, “darbe girişimi tiyatrodur” diyen FETÖ’nün çektiği operasyonun arkasına takılmak olur.

“Kontrollü darbe” sözünü ilk söyleyen, CHP değildir. FETÖ’nün elebaşıdır.

Bir ülkenin ana muhalefet partisi, kanlı bir örgütün 15 Temmuz’a yönelik hezeyanını alıp raporunun odağına koyamaz.

FETÖ’nün, yalanları üzerinden, onun operasyonlarına takılarak siyasi mücadele yapmak, o partiye de bu ülkeye de fayda getirmez.

Belki, küçük bir kliğin, parti içindeki öfkesini geçici bir süre yatıştırır.

***

Her ne kadar CHP lideri Kılıçdaroğlu, geçmiş günlerde “kontrollü darbe” söyleminde ısrarcı olmadığını söylese de, genel başkanı olduğu parti, “kontrollü darbe” iddiasını içeren raporu yayınladı.

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun yazdığı rapora şerh olarak yazılan ve 360 sayfadan oluşan söz konusu rapor, maalesef FETÖ’nün 15 Temmuz sonrası geliştirmeye çalıştığı yol haritası ile kesişen birçok tarafı var.

Rapor ayrıntılı okunduğunda, FETÖ’nün yalanları üzerinden kamuoyunda dolaşıma sokulan manipülatif içeriklerin büyük bir kısmının rapora girdiği görülüyor.

Raporu yazanlar, sanki Türkiye’de yaşamıyor, FETÖ’nün algı operasyonlarını nasıl kurguladığını bilmiyor gibi hareket etmiş.

***

Darbenin hemen ardından FETÖ elebaşının “darbe girişimi tiyatrodur” yalanını söylediğinde, buna o günkü CHP itibar etmemişti. Ancak FETÖ’nün kanlı yüzünün bu kadar netlikte açığa çıkmasına rağmen CHP’nin önceki pozisyonundan geri bir konuma düşmesi, Türkiye’nin geleceği açısından üzücü bir durum.

Korkulur ki, darbeci FETÖ’cülerin Ankara ve Silivri mahkemelerinde bu günlerde yaptıkları şov ve tiyatro gösterisi de, üzerinden birkaç ay geçtikten sonra CHP tarafından sahiplenilir.

Darbenin en üst kademesini oluşturan, FETÖ’cüler, kamera kayıtları ve kendi ıslak imzalarından oluşan tutanaklar olmasına rağmen, mahkemelerde “senaryolaştırılmış bir savunma taktiği” denemeye devam ediyorlar.

Savunma taktiklerinde örgütlü bir şekilde hareket ederek;

Her şeyi inkar ediyorlar. Hiçbir şeyi bilmediklerini söylüyorlar. Uzun uzun kendi geçmişlerini anlatıyorlar.

İçerideki FETÖ’cüleri, yani birbirlerini suçlayacak en küçük bir imada bulunmuyorlar.

Şu anda görevde olan üst düzey güvenlik bürokrasisini hedefleyen bir savunma taktiği deniyorlar.

FETÖ’yü hiçbir şekilde darbe ile aynı cümle içerisinde geçirmiyorlar.

Mahkemeler bu taktiğin farkında. Hatta örgüt üyesi oldukları, bu savunmayla da bir kez daha ispatlanmış oluyor.

Darbedeki rolleri, yaptıkları, pozisyonları her şeyiyle ortadayken niçin böyle bir taktik izliyorlar?

Herhâlde bir sene sonra bu konuda da, ülkenin ana muhalefet partisinin bir rapor yazmasını hesap ediyorlar.

Bu raporu alıp, AİHM’de dayanak yapmak istiyorlar.

Önümüzdeki günlerde, FETÖ’cülerin CHP’nin bu raporunu uluslararası medyada ve piyasada nasıl pazarladığını göreceğiz.

İktidar mücadelesi için bir muhalefet partisinin böyle bir rapor hazırlaması, sadece siyasi mücadele ettiği kesimin değil, tüm Türkiye’nin zararınadır.

[Türkiye, 15 Haziran 2017].