Türkiye'de muhalefetin dış politikaya dair söyleyecek bir sözü yok. Dünyada ve bölgemizde neler olup bittiğini iktidarı eleştirecek kadar dahi takip edemiyorlar.
Neredeyse yüzyıl öncesinde kalmış sloganları tekrar ederek dış politika eleştirisi yaptıklarını zannediyorlar.
En komiği ise Türkiye'nin bölgemizdeki gelişmelere mezhepçi bir bakış açısıyla yaklaştığı iddiası.
Komik çünkü bu iddiayı Nusayri olduğu için Esed'i destekleyen bir partinin sözcüleri dile getiriyor.
Allah'ım aklımıza mukayyet ol!
Son günlerde iç politikanın gündemi ise malum; CHP'li belediyelerdeki rüşvet, yolsuzluk ve teşkilatlardaki parti içi tecavüz. Gün geçmiyorki ya bir taciz ya da bir rüşvet haberi gelmesin CHP'den.
Kaç tane CHP'li belediye başkanı yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla görevden alındı belli değil. Taciz kısmı daha da vahim. Belediyeye sosyal yardım için başvuran genç kızın ilçe başkanı tarafından ofisine davet edilip taciz edilmesi mi dersiniz yoksa sebilden su almak için eğildiğinde cinsel saldırıya uğrayan partili mi... Bunlar maalesef +18 yaş filmlerin fantastik senaryoları değil.
CHP'de her gün yaşanan gerçek taciz ve tecavüz vakaları.
Pek tabiiki tüm bunlar karşısında CHP gündem değiştirmek derdinde.
Önce biraz kendilerini savunmayı denediler. Kadınlar daha fazla mağdur olmasın diye susuyoruz, dediler. Baktılar olmadı "CHP'de taciz var, daha da olacak, ve bunun sorumlusu AK Parti'dir" açıklaması geldi. CHP'li siyasetçiler çırpındıkça batınca devreye belediye beslemesi CHP'li gazeteciler girdi. Bir tanesi, iyice dağıttı ve "AK Parti CHP'yi eleştirdiği için CHP tecavüz olaylarının üzerine gidemiyor" dedi.
Değişik kafalar, hem de çok değişik.
Savunmakla olmayınca karşı saldırıya geçtiler. Malum kırk türkünün kırkı da armut üstüne.
Dört elle sarıldılar kırk türkünün değişmez nakaratına; "Diktatör Erdoğan". O iş de kaldı Özgür Özel'e. Laf aramızda Özgür Bey'e de üzülmüyor değilim. CHP'de kendisine mahallenin delisi muamelesi çekiliyor. Akıllarına ne zaman abuk subuk bir laf gelse onu Özgür Bey'e söyletiyorlar. Heyecanı, çocuksuluğu, acul tarzı ile azıcık zorlasak acımayla karışık bir sempati bile besleyebileceğimiz Özgür bey CHP'nin en itici, en antipatik figürüne dönüyor. Yetişkinlerin söyleyemediği sözleri çocuklara söyletmesi gibi tüm saçma lafları Özgür Bey'e söyletiyorlar. Buraya kadar bildiğimiz işler. CHP'nin nöbetleşe yürüttüğü gerilla muhalefeti. Her aktörün hitap ettiği bir seçmen kesimi, bir duygu ve bir repliği var. Sırası gelince sahneye çıkıp repliğini tekrarlıyor. Sinir uçlarına dokunacak saçma lafları Özgür Özel söylüyor, Kaftancıoğlu aşırı sol ve mezhepçi kitlelere hitap ediyor, kardeşlik mesajını Mansur Yavaş veriyor.
Gel gelelim, AK Partili çevrelerin hala bu tuzağa düşmesini anlamak mümkün değil.
Özgür Özel "diktatör Erdoğan" deyince işi gücü bırakıyorlar. CHP'deki rüşvet ve yolsuzluğu, parti içi taciz ve tecavüzleri unutuyorlar. Mensup oldukları partinin yaptığı icraatları zaten pek az konuşuyorlar. Gerçek gündemi bırakıp Özgür Bey'e laf yetiştirme derdine düşüyorlar.
Sanki ne dediğini bilmez Özgür Bey'e en şiddetli karşılığı verene madalya takılacak. Yapmayın, etmeyin; CHP'nin gündemine esir olmayın. Rüşvetin, yolsuzluğun, tacizin ve tecavüzün üzerine örtme tuzağına düşmeyin!
[Takvim, 21 Aralık 2020]