Millet bir kere daha ders verdi. Demokrasi dersi, ahlak dersi, şeref dersi. 15 Temmuz'un birinci yıldönümünde vatanına nasıl sahip çıktığını gösterdi.
Dosta güven, düşmana korku verdi. İhtiyaç olduğunda tam da olması gereken yerde olduğunu, olacağını ilan etti. İstiklaline, istikrarına, istikbaline bir kere daha sahip çıktı.
Liderimin, siyasi irademin, izzetimin, davamın arkasındayım dedi. Teröristlere, sömürgecilere, işbirlikçilerine, hainlere inat köprülere, meydanlara akın etti. Tıpkı bir yıl önce olduğu gibi.
Bu milletin evlatları geçen sene şehit olmak için çıktı sokağa. Çıplak ellerle darbe görünümlü işgal planını boşa çıkarmak için akın ettiler meydanlara. Bu sene şehitlerini yad etmek, gazilerine duydukları minneti göstermek için çıktılar dışarı.
***
15 Temmuz bu milletin tarihinin en asli unsurudur. Hem o gün atlatılan badirenin boyutu bakımından, hem de o gün bu milletin verdiği istiklal mücadelesi bakımından.
15 Temmuz 21. Yüzyılın Kurtuluş Savaşıdır. Yeni bir Çanakkale Zaferidir. Şer güçleri 16 Temmuz'dan itibaren bu zaferi, bu milletin yazdığı destanı unutturmak için uğraş veriyorlar. Ne kadar da uğraşsalar boş. Cumartesi gecesi bu millet 15 Temmuz'un sadece hatıralarının değil, aynı zamanda hayatlarının parçası olduğunu gösterdi.
Millet, 15 Temmuz 2016'da devreye sokulan FETÖ'cü teröristlerden, onların destekçilerinden bir an önce hesap sorulmasını istiyor. Milletin temsilcileri bu talebi karşılamak zorunda olduklarını biliyor, bunun için mücadele ediyor.
Peki ya FETÖ'nün temsilcileri? FETÖ'nün siyasetteki temsilciliğini bugün CHP ve HDP yapıyor. Tek dertleri FETÖ'cüleri aklamak. FETÖ'yle mücadeleyi kesintiye uğratmak. FETÖ'nün tezlerini siyasal alana taşımak.
Bir yandan "kontrollü darbe" gibi laflarla 15 Temmuz'un mirasını kirletmeye, şehitlerin aziz hatırasını yok saymaya çalışıyorlar. Öte yandan her türlü yalana, hileye başvurarak 15 Temmuz gerçeklerini çarpıtmaya çalışıyorlar.
16 Nisan referandumuna giderken yaptıkları gibi her gün bir yalan ortaya atıyorlar. Ve bu yalanı ana akım medya üzerinden değil, yereldeki dedikodu ağları üzerinden, sosyal medya üzerinden dolaşıma sokuyorlar. Stratejinin adı, "ya tutarsa!" Çamur at, izi kalsın!
Yıllardır bunu liderler düzeyinde yapıyorlardı. Şimdi mahalle teşkilatları düzeyinde yapıyorlar. En iyi yalanı kim söyleyecek, en etkili iftirayı kim atacak? Dert bu!
***
CHP'nin ve HDP'nin bir diğer taktiği de sürekli ağız değiştirmek. Bir söz söyleyip ertesi günü "ben öyle bir şey demedim" deyip işin içinden çıkmak!
Hep söyledik. Bu güruh hep bu milleti, bu halkı aptal gördü. Nasılsa anlamaz, nasılsa hatırlamaz diye düşündü.
Dün, militan bir CHP milletvekili sosyal medya hesabından "bugün 15 Temmuz kontrollü darbe girişiminin yıldönümü" diye bir mesaj paylaştı. Hani siz "kontrollü darbe" diye 20 Temmuz'u kastediyordunuz!
Keşke "yalancı"lıklarını yüzlerine vurduğumuzda işimiz bitse. Mesele memleket meselesi, o yüzden bitmiyor.
Daha önümüzde darbecileri, işgalcileri savunmak için çevirdikleri dolapların, bu uğurda halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek için yaptıkları ihanetin sorulacak hesabı duruyor.
Bu milletin ve temsilcilerinin soracağı bir hesap...
[Sabah, 17 Temmuz 2017].