Türkiye ve Yunanistan arasındaki uyuşmazlıkların önemli bir kısmının kaynağını Ege Denizi oluşturmaktadır. İki ülke Ege Denizi’nin adaları, deniz alanları ve hava sahasına ilişkin birbirleri ile çatışan talep ve tutumlara sahiptir. Yakın geçmişte Ege’de yaşanan uyuşmazlıkların üzerine Doğu Akdeniz’deki uyuşmazlıklar da eklenince iki ülke arasındaki ilişkilerde tansiyon özellikle son iki yılda belirgin şekilde yükselmiştir.
Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı söz konusu sorunlar üzerinden yürüttüğü kara propaganda ve benimsediği suçlayıcı tavır, 2021’de yeniden başlatılan diyalog sürecinin de kesintiye uğramasına neden olmuştur. Kesinti sonrasında devam eden gergin atmosfer 6 Şubat 2023’te Türkiye’nin güneydoğusunda meydana gelen yıkıcı depremlere kadar sürmüştür. 6 Şubat depremlerinin hemen ardından Atina yönetiminin dostane söylemleri ve Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyaretler gibi atılan somut adımlar Ankara’dan da olumlu karşılık bulmuştur. Bu süreç ikili ilişkilerde bir yumuşama döneminin önünü açmıştır. Ancak söz konusu yumuşama sürecinin uzun soluklu olup olmayacağı ve esasen uyuşmazlıkların çözümünü sağlayıp sağlayamayacağı belirsizliğini korumaya devam eden hususlardır..