Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Rusya ziyareti iki önemli gündem maddesi doğurdu. Birincisi Adana Mutabakatı'nın yeniden dirilme ihtimali. İkincisi Erdoğan'ın ABD'ye Güvenli Bölge ve çekilme için süre koyması. Bu ikisi bir arada değerlendirildiğinde Türkiye'nin yakın zamanda baskıyı artıracağı ve bir iki ay içerisinde yeni gerçeklere ulaşabileceğimiz ortaya çıkıyor. ABD'nin çekilme kararını ilan etmesi ve Güvenli Bölge fikrini ortaya atması ilk günden beri hepimizde kuşku uyandırdı. Bunun da bir oyalamaya dönüşme ihtimalinden korkuyoruz. Haklıyız. Özellikle Bolton'ın ziyareti Amerikan bürokrasisinin işleri nasıl yokuşa süreceğinin göstergesi. Ancak bir yandan da James Jeffrey gibi çözüm üretmek isteyenler olduğunu da görmek lazım. Bu hattaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve ABD'ye baskıyı artırmak zorundayız. Fakat ABD sadece bize verdiği sözü yerine getirmek adına hareket etmez. Başka alanlarda sıkıştırabildiğimiz müddetçe olumlu adım atacaktır. Hatırlayın. Rusya'yla işbirliği kurmadığımız dönemde ABD Türkiye'nin beklentilerini neredeyse hiç umursamıyordu. Ancak biz Suriye sahnesine çıkıp oyunu yeniden kurguladığımızda ABD taviz vermeye hazır hale geldi. Yani baştan beri konuştuğumuz gibi Türkiye iki tarafla müzakereleri sürdürdüğü müddetçe şansı artıyor. Yani tek taraflı olarak ABD'ye güvenecek olursak hiçbir beklentimiz yerine gelmez. Çekilme geciktikçe endişelerimiz de artıyor. Tam da bu sırada Adana Mutabakatı'nın devreye sokulması gerçekten yeni bir açılım sunabilir. Bu nedenle Başkan Erdoğan konuya sıcak bakıyor. Suriye'nin kuzeyine yapabileceğimiz bir terör operasyonu için bu bize söylemsel bir üstünlük sağlayabilir. Ancak Adana Mutabakatı sihirli bir formül değil. Mutabakat var diye ABD çekilecek ve her şey çözülecek diyemeyiz. Putin bunu gündeme taşırken tabii ki kendi çıkarlarını da düşünüyor. Böyle bir mutabakatın yenilenmesi demek sadece PYD'ye karşı müdahale meşruiyeti sağlamanın ötesinde sonuçlara da yol açabilir. Mutabakatın yinelenmesi fikri hiç şüphesiz Esed'i tekrar potaya sokma amacı güdüyor. Bunun da ötesinde ÖSO unsurlarını da terörist ilan etme gibi sonuçları olabilir. Bu nedenle Türkiye'nin Adana Mutabakatı'nı tek taraflı yorumlayacağını düşünüyorum. Söylemsel bir üstünlük ve askeri operasyon kararlılığını göstermek için bir araç haline getirebiliriz. Ancak mutabakat yenileme gibi bir girişim olacağını sanmıyorum. Bu nedenle Türkiye tek başına Adana Mutabakatı'nı merkeze alan bir yaklaşım içinde olmayacaktır. En azından şimdilik. Putin'in ortaya attığı bu fikir ABD'ye yönelik baskı için kullanılabilir. Zaten Erdoğan süre olarak biriki aylık bir süre biçti. Ve "sabrımız sınırsız değil" dedi. Yani Türkiye yaklaşık iki ay içerisinde bir somut adım görmek istiyor. Aksi halde Münbiç operasyonubaşlayabilir.
[Sabah, 27 Ocak 2019].