Pakistan seçimlerinin ana aktörleri kimlerdir?
Pakistan’da geleneksel olarak iki büyük parti her seçimin favorisidir. Bunlar Butto ailesinin partisi olan merkez sol PPP ile Şerif ailesinin kontrolünde olan merkez sağ PML-N’dir. Bu seçimlerde ilk kez üçüncü bir parti, İmran Han liderliğindeki PTI da iktidar adaylarından birisi. Bunun dışında bölgesel partilerin de özellikle Sind ve Hayber Paktunva Eyalet Meclislerinde etkin olma şansları var. Dahası muhtemelen hiçbir partinin tek başına iktidar olmak için yeterli oyu alamayacağı ve seçim sonucunda bir koalisyon hükümeti kurulacağı göz önüne alındığında küçük partiler de koalisyonda küçük ortak olabilmek için yarışacaklardır.
Seçimlerden nasıl bir sonuç beklenmeli. Sürpriz ihtimaller nelerdir?
Normal şartlarda beş yıldır iktidarda olan ve pek de başarılı bir performans ortaya koyamayan PPP’nin yıpranmasıyla beraber bu seçimleri PML-N’in kazanmasına garanti gözüyle bakılabilirdi. Ancak İmran Han ve partisi PTI’nın beklenmedik yükselişi seçim sonucuna yönelik tahminleri zorlaştırıyor. Pakistan genelinde yapılan anketlerin çok büyük yanılma payları olduğu göz önüne alındığında anketlere de güvenmek zor. Daha önce de büyük ümitlerle girdiği 1997 ve 2002 seçimlerinden hayal kırıklığı ile ayrılan PTI’nın bu sefer eskisiyle kıyaslanmayacak bir seçim başarısı ortaya koyacağı kesin görünüyor. Sorun PTI’nın ne kadar başarılı olacağı konusunda kilitleniyor. Önemli olan nokta şu ki; PTI, PML-N ile hemen hemen aynı tabana sesleniyor, mevcut iktidara benzer eleştiriler getiriyor. Dolayısıyla PTI’ya gidecek oyların büyük kısmı PML-N’den gitmiş olacağı için PTI’nın seçim performansı PML-N’in iktidar şansını doğrudan etkileyecektir. Hatta oyların PML-N ve PTI arasında bölünmesi ile PPP’nin yeniden seçimlerden birinci parti çıkması bile mümkün. Daha önce PTI’nın seçimlerden birinci parti çıkmasını öngören tahminlere ve seçim anketlerine ise artık çok itibar edilmiyor. Bütün risklerine rağmen bir seçim tahmini yapmak gerekirse PML-N’in birinci, PPP’nin ikinci ve PTI’nın da üçüncü olacağını söyleyebiliriz. Bu durumda da muhtemelen PML-N liderliğinde bir koalisyon hükümeti doğacaktır.
Seçimlerin ana gündemi nedir?
Seçimlerde üç konunun belirleyici olduğu söylenebilir. Bunların başında ülkedeki ciddi ekonomik sorunlar geliyor. 2010 yılında gerçekleşen sel felaketinin yaralarını hala saramayan Pakistan’da kırsal bölgelerde milyonlarca kişi hala en temel barınma imkânlarından mahrum halde yaşarken yüksek işsizlik oranları da şehirlerde de hayatı zorlaştırmakta. Artık ciddi bir kriz haline gelen enerji sorunu ekonomik durgunluğun önemli bir ayağını oluşturuyor ve mevcut hükümete yönelik eleştirilerin başında geliyor. Ekonomik sorunlarla doğrudan ilintili ikinci seçim gündemi de yolsuzluklar. Cumhurbaşkanı’ndan en alt seviyedeki politikacıya kadar herkesin yolsuzlukla suçlandığı ülkede halkın yolsuzluklara karşı ciddi bir tepkisinin olduğu biliniyor. Bu yüzden de bu politikaları çok sert şekilde eleştiren ve henüz denenmemiş olduğu için temiz bir imaja sahip olan PTI bu konunun üzerine çok gidiyor. İlk iki konu kadar önemli olan üçüncü konuyu ise ülkedeki güvenlik sorunu ve bununla bağlantılı olarak ABD’nin ülke içerisindeki askeri operasyonları oluşturuyor. Ülkenin en büyük şehri Karaçi’de ve Belucistan eyaletinde ciddi güvenlik krizi mevcut olup mevcut hükümet asayişi bir türlü sağlayamamakla eleştiriliyor. Öte yandan Afganistan sınırındaki Kabileler Bölgesi’ndeki Taliban varlığı ve buna karşın ABD’nin sürekli hale gelen hava saldırıları da toplumdaki büyük rahatsızlıklardan birisi. Özellikle Amerikan hava saldırılarında sıklıkla gerçekleşen sivil ölümleri ve buna karşın Pakistan hükümeti ve ordusunun sessiz kalması toplumda infial derecesinde bir tepkiye yol açıyor. Bu tepki Hayber Paktunva bölgesinde İslamcı partilere, ülkenin geri kalanında ise PML-N’e ve PTI’ya destek şeklinde dönüşüyor. Öte yandan seçim kampanyaları boyunca ülke genelindeki saldırılarını sürdüren Taliban’ın seçim gününü de kana bulamasından endişe ediliyor.
Bu seçimlerin Pakistan siyaseti açısından uzun vadede anlamı nedir?
Bu seçimlerin Pakistan tarihi açısından pek çok ilki gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. İlk kez seçilmiş bir hükümet görev süresinin sonuna kadar iktidarda kalmayı başardı ve ülkeyi bir sonraki seçime ulaştırdı. Daha önce seçilen bütün hükümetler ya askeri bir darbe ile ya da cumhurbaşkanı tarafından görevinden alınmış, seçilmiş bir hükümet beş yıllık iktidar dönemini tamamlamayı başaramamıştı. Bu seçimlerin ülkede demokrasi ve seçilmiş güçlerin iktidarının yerleşmesi açısından tarihi bir önemi var. Eğer iktidar devir teslimi de barışçıl bir şekilde gerçekleşir ve yeni gelen hükümet te ülkeyi bir sonraki seçim dönemine kadar başarıyla taşıyabilirse Pakistan’da demokrasinin yerleşmesi açısından kritik bir eşiğin aşılacağını söyleyebiliriz. Ordunun şimdiye kadar demokratik sürece müdahale etmemesi önemli bir gelişme olmakla beraber seçilmiş hükümetin ordu üzerinde bir denetim kurduğu da söylenemez. Gelecek iktidarın önündeki en temel sorunlardan birisi de ülke yönetiminde ordunun etkinliğini sınırlayarak orduyu ve askeri istihbaratı sivil hükümetin denetimine almak olacaktır.
Bu seçimlerin bölge siyaseti ve dünya gündemi açısından uzun vadede anlamı nedir?
Pakistan’ı dünya gündeminin üst sıralarına taşıyan konuların başında ülkedeki Taliban varlığı ve Taliban’ın Afganistan’a yönelik saldırıları geliyor. Bu konu zaten seçimin de ana gündemlerinden birisi. Pakistan ülke içindeki Taliban varlığını durdurmakta başarısız olurken ABD’nin de Taliban ile mücadele kapsamında Pakistan topraklarını sürekli bombalamasını da engelleyemedi. Bu saldırılar ve yaşanan sivil kayıplar sonrasında ABD Pakistan ilişkilerinin tarihin en kötü dönemini yaşadığı söylenebilir. Hem PML-N hem de PTI Amerikan karşıtı söylemleri ile öne çıkıyorlar. Yine de temelde pragmatist bir parti olan PML-N’in iktidara gelmesi durumunda ABD ile ilişkileri düzeltmeye çalışmasını bekleyebiliriz. Daha radikal bir siyasi duruşu olan PTI’nın iktidara gelmesi ya da iktidar ortağı olması durumunda ise Pakistan-ABD gerilimi büyüyecektir. Taliban sorunu çözülmeden Afganistan ile iyi ilişkiler kurması pek de mümkün olmayan Pakistan’ın diğer komşuları Hindistan, İran ve Çin ile ilişkileri ise ABD ile olan ilişkilerinin seyrine bağlı olarak değişecektir. ABD ile tansiyon yükselmeye devam ederse İran ve Çin ile ilişkilerin gelişeceğini, ancak ABD ile ilişkilerdeki olası bir düzelmenin Hindistan’la ilişkilere doğrudan olumlu bir etki yapmasını bekleyebiliriz.
[Söyleşi: Sadık Şanlı]