SETA > 5 Soru |
İran ın Erbil ve Pakistan Saldırılarının Sebepleri ve Sonuçları

İran’ın Erbil ve Pakistan Saldırılarının Sebepleri ve Sonuçları

İran neden Erbil’deki bazı hedeflere saldırı düzenledi ve saldırının etkisi ne oldu? İran’ın Erbil saldırısı ilgili aktörlerce nasıl karşılık buldu? İran neden Pakistan topraklarındaki bazı hedeflere yönelik saldırı düzenledi? İran’ın Pakistan saldırısı nasıl karşılık buldu? İran’ın saldırılarını geniş bir bölgesel siyasi çerçevede düşündüğümüzde nasıl anlamlandırabiliriz?

  1. İran neden Erbil’deki bazı hedeflere saldırı düzenledi ve saldırının etkisi ne oldu?

İran’dan yapılan resmi açıklamada İsrail’in istihbarat hücrelerine bir saldırı düzenlendiği, bu saldırının İran karşıtı teröristleri de hedef aldığı ve bu doğrultuda 11 balistik füzenin kullanıldığı ifade edildi. Saldırı sonucu 4 kişinin hayatını kaybettiği ve 20’ye yakın da yaralının olduğu ifade edildi. Ölen kişiler arasında Iraklı iş adamı Peşrev Dizeyi de bulunuyor. Evi hedef alınan Dizeyi, Falcon Group inşaat şirketinin sahibi ve Barzani ile yakın ilişkileri olan bir isimdi. İran ise bu ismin Mossad için çalıştığını iddia ediyor. İran’ın saldırısını geniş bağlamda bir politik mesaj olarak değerlendirmek doğru olacaktır. İran daha önce de Erbil’deki bazı hedefleri vurmuştu. Bu bölgede İran’a karşı eylemlerde bulunan İran Kürdistan Demokratik Partisi’nin (İKDP) hedef alındığı bu operasyonlar, Tahran ile Bağdat yönetimleri arasında da gerginliğe sebep olmuştu. Sonrasında Bağdat yönetimi ile bir uzlaşmaya varan Tahran, 19 Mart 2023’de imzalanan güvenlik anlaşmasının ardından bu operasyonları durdurmuştu. Peki İran nasıl bir mesaj veriyor? Öncelikle İran’ın mesajının dışarıya yönelik olduğu, son dönemde İsrail’in ve terör örgütlerinin eylemleri karşısında bir güç gösterisi niteliği taşıdığı kanaatindeyim. Erbil ile Tel Aviv arasındaki iyi ilişkiler göz önüne alındığında İsrail’i doğrudan hedef alamayan İran’ın dolaylı bir saldırıyla mesaj verdiği görülmektedir. Bu mesajı Yemen’deki Husi saldırıları ile birlikte düşünmek gerekiyor. Aynı zamanda bu saldırı, İran’ın Irak üzerindeki nüfuz talebinin de bir ifadesi. Zira Erbil, Bağdat’a nispetle Tahran’ın etkisinin zayıf olduğu bir bölge.

  1. İran’ın Erbil saldırısı ilgili aktörlerce nasıl karşılık buldu?

Doğal olarak Erbil yönetimi saldırıyı şiddetle kınadı ve İran’a yönelik sert tepkisini dile getirdi. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı (IKBY) Mesrur Barzani, saldırıyı “sebepsiz ve namertçe” olarak niteledi. IKBY olarak her zaman barış ve özgürlük hedefinde olduklarını ve komşularla barışçıl ilişkileri savunduklarını söyleyen Barzani, Irak Merkezi Hükümetinin yaklaşımını da olumlu bulduğunu ifade etti. Irak Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı Irak’ın güvenliğine yapılmış bir saldırı olarak niteledi ve kınadı. Ayrıca İran’ı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine şikayet edeceklerini de ifade etti. İran yönetimi ise saldırının Irak’ın egemenlik haklarını ihlal etmediğini ve komşu ülkenin egemenlik haklarına saygı duyduğunu ifade ediyor. Irak Başbakanı Şiya Sudani ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin de ayrıca saldırıyı kınadılar. ABD de saldırıyı “pervasız ve ölçüsüz” şeklinde niteleyerek kınadı. İlk etapta İran kaynakları saldırının ABD konsolosluğuna yapıldığını iddia etseler de bu durumun gerçeği yansıtmadığı ve İran kamuoyunu heyecanlandırmak için bir taktik olduğu çok geçmeden anlaşıldı.

  1. İran neden Pakistan topraklarındaki bazı hedeflere yönelik saldırı düzenledi?

İran’ın Pakistan topraklarına düzenlediği saldırının motivasyonu, Erbil bahsinde olduğu gibi bir yandan güç gösterisinde bulunmak diğer yandan ise Pakistan sınır bölgelerinde faaliyet gösteren Ceyş’ul Adl örgütüne bir darbe vurmak olarak okunabilir. İran-Pakistan sınırı, terör ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi konularla maruf bir bölge. Mezkur problemlerle ilgili İran ve Pakistan arasında iş birliği olsa da zaman zaman tansiyonun yükseldiği de oluyor. Zira Pakistan tarafından İran’a sızma yapan silahlı grupların İran’da gerçekleştirdiği terör eylemleri, İran’ın Pakistan’ı suçlamasına sebep olabiliyor. Daha nadir de olsa Pakistan topraklarında gerçekleşen terör eylemlerinden de İslamabad yönetimi Tahran’ı sorumlu tutuyor. İran, Pakistan’ın Belucistan bölgesine Salı akşamı bir füze saldırısı düzenledi. İranlı yetkililer saldırının Pakistan vatandaşlarını değil terör hücrelerini hedef aldığını söyleseler de iki çocuk hayatını kaybederken kadın ve çocuklar yaralandı. Sınır bölgelerinde zaman zaman ihlaller ve çatışmalar yaşansa da Pakistan topraklarına İran’ın hava saldırısı düzenlemesi oldukça sürpriz bir gelişme oldu. Bu yüzden hem İran’da hem de Pakistan’da bu eylem ciddi tartışmalara sebep oldu.

  1. İran’ın Pakistan saldırısı nasıl karşılık buldu?

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, saldırıyı “İran tarafından Pakistan’ın egemenliğinin sebepsiz ve bariz bir şekilde çiğnenmesi, uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler tüzüğünün amaç ve ilkelerinin ihlalidir” şeklinde niteleyerek tepkisini dile getirdi. İran dışişlerinin ve bizzat Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın tüm girişimlerine rağmen Pakistan tarafı yumuşamadı ve önce Tahran büyükelçisi geri çağrıldı, daha sonra da Pakistan ordusu İran’ın Sistan-Belucistan vilayetindeki Seravan kentindeki bazı hedefleri vurarak karşılık verdi. Bu saldırılar sonrasında 9 kişi yaşamını yitirdi. İran’ın konuyu daha fazla uzatmayacağı ve karşılık vermeyeceği tahmin ediliyor. Pakistan, böyle bir karşılık vermeye kendini mecbur hissetti. Karşılık verilmediği ve caydırıcı olunmadığı takdirde İran’ın benzeri eylemleri tekrarlamasının mümkün olduğu değerlendirildi. İran-Pakistan ilişkilerinin bu olaylardan ciddi bir yara aldığını da söylemek mümkün.

  1. İran’ın saldırılarını geniş bir bölgesel siyasi çerçevede düşündüğümüzde nasıl anlamlandırabiliriz?

Bölgenin total bir şiddet sarmalına sürüklendiği bir dönemde, İran’ın nispeten istikrarlı ve iyi ilişkilere sahip olduğu komşularıyla arasında krizlere sebep olacak eylemlerde bulunması genel bölgesel güvenlik ve huzur adına olumsuz bir gelişme. İran’ın vekil kuvvetlerinin yayılımı her ne kadar kendi etkisini bölgenin tamamına yaysa da İsrail ve ABD’nin sınırlandırıcı hamleleri İran’ın güvenlik kırılganlığını ortaya çıkarıyor. Bu kırılganlığı örtmek adına düzenlediği saldırılar ise bölge ülkelerinin tepkisini ve hatta askeri angajmanını da gündeme getiriyor. İran’ın bu tavrı devam ettiği müddetçe bölgesel istikrarın zarar göreceği açık. İran’ın bundan sonra da benzer saldırılarda bulunup bulunmayacağı meçhul. Türk Dışişleri Bakanlığı, bir an önce tansiyonun düşürülmesi gerektiğine ve gerekirse bu konuda sürece dahil olabileceğine dair bir açıklamada bulundu. Afganistan yönetiminin açıklamasında da itidal çağrısı dikkat çekti. İran’ın bir sonraki hedefinin Afganistan olabileceği senaryoları da konuşuluyor. Kirman saldırısının faillerinin Afganistan’da faaliyet gösteren DEAŞ Horasan örgütü olması, İran’ın Afganistan’a yönelik bir saldırı gerçekleştirebileceği senaryosunu gündeme getiriyor.