16 Nisan Pazar günü gerçekleşen ve yüzde 51,4 oranla “Evet” ile neticelenen referandumla, Türkiye'de yeni bir dönem başladı. Türkiye'de yeni başlangıçların yaşanacağı bu dönemde, hem ekonomi kurumlarında hem de ekonomide değişim ve dönüşüme kaynaklık edecek yeni bir başarı hikayesine ihtiyaç var.
EKONOMİDE NEDEN YENİ BİR BAŞARI HİKAYESİNE İHTİYAÇ VAR?
Ekonomide yeni bir başarı hikayesi için bir çok neden var.
Şöyle ki;
Türkiye'nin ekonomide küresel güç olabilmesi, şu anda gerçekleştirdiği büyüme oranlarından daha büyük büyüme oranlarına ulaşabilmesi, yeni bir büyüme ve kalkınma modeli gerektirdiği için,
Ülkede var olan genç nüfusu avantaja dönüştürmek, bu kesimin ekonomiye katkısını artırmak ve bu katkıyı sürekli hale getirmek için,
Ülkede işsizliğin azaltılması ve özellikle de artma eğiliminde olan genç işsizlik oranının düşürülmesi için,
Türkiye'nin geçmişte mahkum olduğu belli üretim kalıplarını değiştirmek ve belli ülke gruplarına olan bağımlılığını azaltmak için,
Türkiye'nin enerjide dışarıya olan bağımlılığını azaltmak ve yeni bir enerji politikasının uygulamasını kolaylaştırmak için,
Coğrafi konumunun sağladığı avantajı nedeniyle, enerjide merkezi olma arayışında olan Türkiye'nin, bu amacına ulaşmasını sağlamak için,
Türkiye'de ekonomik potansiyelin altında kalan her bölgenin ekonomiye katkısını sağlamak ve bu katkının sürekli olmasını sağlamak için,
Ülkenin sahip olduğu üstünlüklerini avantaja dönüştürmenin yanı sıra yatırımların ülkenin tüm bölgelerine ulaşabilmesini kolaylaştırmak için,
Bölgeler arasındaki gelir eşitsizliğini azaltarak her bölgenin ayrı bir cazibe merkezi olması için,
Ülkenin sosyal politikalar alanında son yıllarda gösterdiği performansın sürekliliğini ve sosyal devlet olma konusunda atılan adımların daha somut hale gelmesini sağlamak için,
Ar-Ge alanında atılan ve atılacak adımların, ülkenin üretim yapısını değiştirmesi ve ülkenin ürettiği malların teknolojik yapısının düşük teknolojiden yüksek teknolojik seviyeye çıkartmak için yeni bir ekonomi büyüme modeline ve başarı hikayesine ihtiyaç var.
Bununla beraber, dışarıdan ithal edilen malların ülkede üretilmesini sağlamak ve sürekli dış açık veren ülke değil, fazla verecek ülke konumuna yükselmek için,
Türkiye'nin son dönemlerde küresel ekonomide görünürlüğüne paralel olarak artan tersine beyin göçünün hızlandırılması için,
Daha yüksek kişi başı gelire ulaşmak ve dolayısıyla bulunduğu gelir grubu olan orta gelir grubundan yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alması için,
Ülkenin başka nedenlerle kullanmadığı doğrudan yabancı yatırım potansiyelini kullanması ve yıllarca alamadığı doğrudan yabancı yatırımlarını çekmesi için,
Finans alanında hedeflediği sayılı finans merkezleri arasında yer alma hedefine ulaşması ve İstanbul'un özellikle de İslami finans merkezi olabilmesi için,
Ülke ekonomisinin alışmış olduğumuz faiz- kur-enflasyon çarkından kurtulması ve üretimin başat faktör olduğu bir ekonomi olması için,
Uluslararası finans kurum ve kuruluşların, kredi derecelendirme kuruluşlarının ve bankaların yüksek faiz gelirinden yararlandığı ülke konumundan çıkması için,
Dünyada değişen ekonomik güç dengesinin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yön değiştirdiği bu dönemde, önemli bir aktör olabilmesi için,
En önemlisi de, Türkiye referandum ile kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağlayacağı siyasi istikrar ile ekonomide yıllarca yapılamayan ya da yapılması engellenen yatırımların gerçekleştirilmesi ve ekonomik istikrarın sürekli olması için yeni bir ekonomik modeline ve başarı hikayesine ihtiyaç var.
Bunun için de Türkiye'nin zaman kaybetme lüksü yoktur.
[Yeni Şafak, 24 Nisan 2017].