Suriye iç savaşı sürecinde Suriyeli sığınmacı sayısı 4.5 milyona kadar çıktı. Şu an mevcut sayının 2 milyon 936 bin olduğu açıklandı. 2016 yılından bu yana 736 bin Suriyeli ülkesine dönmüş. Mevcut sayının 1 milyon 247 bini Halep'ten gelmiş.
Suriye'de rejimin değişmesinin ardından, Suriyeli sığınmacılar ülkelerine yoğun bir şekilde dönmeye başladılar. Gidenler Türkiye'ye teşekkür ediyor. Hemen hepsi konuşmalarında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı anarak ona müteşekkir olduklarını söylüyorlar.
Kendi ülkelerinden uzakta zorluklarla mücadele ederken, bir de burada sığınmacı karşıtların baskısına, hakaretine, aşağılamasına uğrayan bu insanlar, geri dönerken Türkiye ile ilgili hep olumlu konuşuyorlar. Mümkün olduğunca sığınmacı karşıtlarının kendilerine yönelik tutumlarından bahsetmiyorlar. Geri dönseler de Türkiye ile kardeş olduklarını vurgulama ihtiyacı hissediyorlar.
Türkiye, Suriye muhalefetine en baştan itibaren sahip çıktı. Hem içeride hem de sınırın Suriye tarafında milyonlarca insana elinden geldiğince yardım etti. 13 yıllık dönemde Türkiye'de büyüyen Suriyeliler çok iyi Türkçe konuşuyorlar. Burada yaşadıkları süre boyunca, istikrarlı, güvenli ve kurumlarıyla işleyen bir devletin ne demek olduğunu bizzat yaşayarak gördüler. Siyasal kültürün dinamizminin farkına vardılar. Bu insanlar, kendi ülkelerine döndüklerinde Türkiye tecrübesini ülkelerine taşıyacaklar. Ülkemize müzahir olarak, Türkiye ile kendi devletlerinin iyi ilişkiler kurmasını isteyecekler.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısının ardından "tarihi" konuşmalarından birini yaptı. Suriyeli sığınmacılar konusunda, "Türkiye zor bir dönemde, zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır" dedi.
Erdoğan, "Aziz Suriyeli kardeşlerim, Türkiye ve Türk milleti, dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır" sözleriyle tarihin doğru tarafında durmanın ne demek olduğunu bir kez daha gösterdi.
Erdoğan'ın Suriye konusunda liderliğinin önemi bir kez daha pekişirken, sığınmacılar konusuna siyasi yatırım yapanlar panik halindeler. Göçün siyasetini yapamayacakları için Esad'a öfkeliler. Esad'ın zalimliklerine değil, kaçmasına içerlediler.
Sığınmacı karşıtlığında, Avrupa'nın radikal sağ partilerinin dilini ve zihnini kopyalayan siyasetçiler hiç az değildi. Siyasetin tüm yelpazesinden partiler, birkaç puan oy alma hevesiyle sığınmacılara karşı her türlü düşmanlığı körüklediler. Bu yelpazenin içinde solcusu, kendisini İslamcı olarak tanıtanı, lümpen milliyetçisi hepsi vardı. Sırf sığınmacı karşıtlığından beslenebilmek için parti kurulmuştu.
Bu partilerin liderleri, Suriye'de rejim yıkılınca, yaptıkları yatırımın heba olacağı endişesiyle, son bir gayretle gündemlerinde yine Suriyeli sığınmacıları yerleştirdiler. Birkaç hafta bekleyemediler. Son bir kez bu konudan nasıl faydalanacaklarının derdine düştüler. Yeni istismar konuları bulmaya çalıştılar. Bir an önce evlerine dönsün diyenler, otobüsü kendi kiralayacağını belirtenler birbiri ile yarışıyorlar. Suriye hapishanelerindeki görüntülere bakıp, Suriyeli mazlumlara karşı bugüne kadar söylediklerinden utanacakları yerde, yaptıkları yatırımın heba olmasına üzülüyorlar. Bunu da insanlık sanıyorlar....
[Sabah, 11 Aralık 2024]