Dün bu sayfada Rakka' nın temizlenmesinin çok da öyle zannedildiği kadar kolay olmayabileceğini yazdım. Ama hikayenin devamı var. Hadi diyelim ki Rakka iddia edildiği gibi kolayca temizlensin. Yine de mesele halledilmiş demek mümkün değil.
Bu bizi yeni sorulara götürür. Rakka temizlense ne olur? Ne işe yarar? Rakka'nın temizlenmesi siyasal bir hedefe hizmet edecek mi? Amerika teröre karşı bir başka terör örgütüyle beraber hareket ederek terörü bir şehirden daha çıkardığında teröre karşı savaşı kazanmış mı olacak? Rakka'nın temizlenmesi gerçek anlamda savaş stratejisi için ne ifade eder?
Bu sorulara doğru düzgün cevap vermeden yapılacak tüm askeri operasyonlar siyasal hedef yoksunluğu nedeniyle başarısızlığa mahkumdur. Savaş siyasal bir hedef uğruna yapılırsa bir anlamı vardır. Yoksa gereksiz şiddettir. Rakka'yı temizlerken hangi siyasal hedefe matuf olduğunu bilmezseniz elde edeceğiniz askeri bir başarıyı da siyasal bir başarıya tahvil edemezsiniz. Kuru bir şiddet üretmekten öteye geçemezsiniz.
Yani askeri başarı siyasi başarı anlamına otomatik olarak gelmez. Napolyon'u hatırlayın. Savaştığı 55 savaşın sadece altısını kaybetmiş. En kritik olanların hepsini kazanmış. Ama siyaseten bir başarısızlık örneğidir. Moskova önlerinde Rus ordusunu perişan etti. Fakat Moskova'yı ele geçirince ne yapacağına dair siyasi hedefe yeterince odaklanmadığı için bomboş Moskova ile karşılaştığında şok oldu. Ve bu da Napolyon'un sonunu getirdi.
Bugün aynı şekilde CENTCOM başta olmak üzere Amerika'nın askeri bürokrasisi Rakka'yı temizleyince görevlerini yerine getireceklerinden dolayı zafere ulaşacaklarını düşünüyor olabilirler. Bu ancak kişisel bir kariyer başarısı olabilir. Amerikan ordusunun başarılı bir generali olarak omzunuza bir yıldız daha ekleyebilirsiniz.
Ama gerçekten Amerika'nınOrtadoğu siyasetine zafer getirecek mi? Bölge ülkelerinin tüm kaygılarını göz ardı ederek ucuz ve kayıpsız bir askeri zafer kazanmış olmanın sonraki maliyetleri hesaplanıyor mu? Rakka'yı temizlemek, Suriye'nin ana parçasını Rusya'ya kaptırmak anlamına geliyorsa bu bir zafer olarak görülebilir mi? Rakka'yı PYD ile temizlemek için Türkiye'den vaz geçmek Ortadoğu'da zaten bozuk olan istikrarı daha da kırılgan hale getirmez mi? Türkiye gibi klasik müttefikleri yeni arayışlara sevk etmez mi? Amerika yine güvenilmez bir biçimde teröre karşı terör kullanıyor inancını pekiştirmez mi? Bu aktörlerin yeni arayışlara girmesine neden olmaz mı?
Bunlar hep kritik sorular. Fakat siyaseten hiç kimseye hesap verme sorumluluğu olmayan askeri bürokrasi kendi bürokratik zaferini ilan etmek için Amerika'yı bir terör örgütü ile beraber siyasal sonucu belirsiz bir savaşa sürüklüyor. Amerika'da halihazırda siyasal otoritenin zayıflığından faydalanan askeri bürokrasi kendi bürokratik çıkarını önce Amerika'nın ulusal çıkarının önüne sonra da dünyadaki barış ve istikrarın önüne koyuyor. Sonuçları maalesef herkes için zararlı olabilecek bir tavra sahip çıkıyor.
Amerika bu yöntemle defalarca aynı sonuçları almış olmasına rağmen aynı hatayı tekrarlamaya devam edecek gibi.
Her seferinde terörü bir şehirde temizlemeye odaklanmak bu yöntemin en temel özelliği. Kabil'den El-Kaide'yi temizlediler. Bağdat'ta Irak El-Kaidesi çıktı. Bağdat'ı temizlediler. Tikrit çıktı. Tikrit bitti. Felluce başladı. Felluce bitti. DEAŞ çıktı. Rakka'ya yerleşti. Musul'a girdi. Musul'u temizleyeceklerdi. Henüz olmadı. Şimdi de Rakka'yı temizleyecekler. Toplamda hiçbir anlam ifade etmeyen koca bir hiç. Milyarlarca dolar milyonlarca zayiat. Sonuç sıfır. Terör olduğu gibi duruyor. Sadece şehir değiştirmiş.
Eğer Amerika'nın amacı terörü temizliyor gibi yaparken terör üretmekse şayet devam etsinler. Ama terörle gerçekten mücadele etmek istiyorlarsa daha kapsamlı ve yerel aktörlerin önceliklerini ve katkılarını da göze alan siyasal planlamalar yapmak zorundalar. Aksi taktirde şehir temizleyerek terör temizlenmez. Suriye iç savaşı bitmez. Amerika maliyetleri kısamaz. Zayiatlardan kurtulamaz.
[Takvim, 17 Mayıs 2017].