Los Angeles tarihinin en büyük doğal afetlerinden biriyle mücadele ederken Amerikan siyasetinin artık böyle bir anda bile ülke olarak bir araya gelemediği bir bölünmüş-lükten mustarip olduğunu görüyoruz. Günlerdir kontrol altına alınamayan yangınların verdiği devasa zararın telafisi konuşulması gerekirken bir taraf küresel ısınmanın doğal sonucu olduğu savunmasına sığınıyor diğer taraf da Demokrat valinin hazırlıksızlığı ve kriz yönetimi beceriksizliğine odaklanıyor. Her iki tarafın da haklılık payı olduğu aşikâr ama böyle tarihi bir felaketin siyasi kutuplaşmanın malzemesi haline gelmesi pandemi döneminin tartışmalarını hatırlatıyor. Bu da önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak muhtemel bir küresel kriz anında Amerika’nın dünyaya liderlik etmek şöyle dursun içerde de uzlaşma sağlayamayacağına işaret ediyor.
Newsom Trump’ın Hedefinde
Los Angeles’ın Palisades, Eaton ve Hurst bölgelerinde bir haftadır devam eden yangınlarda en az 24 ölü ve onlarca kayıp var. Şehir tarihinin en şiddetli yangınlarından biri yaşanırken şu ana kadar 100 km2’den fazla bir alanın yandığı belirtiliyor. 100 km’den fazla şiddette rüzgarların yangınları ormanlardan meşhur Santa Monica ve Malibu plajlarını da içine alan yerleşim bölgelerine doğru çok kısa sürede sürüklemesi felaketin boyutunu katladı. 150 milyar dolardan fazla maddi kaybın yaşandığı afet, birçok ünlünün pahalı evlerinin de bulunduğu Amerika’nın en varlıklı ve yoğun nüfuslu şehirlerinden birini vurmuş oldu. 200 bine yakın insanın tahliye emri veya uyarısına muhatap olduğu şehrin yeniden inşası için gerekli kaynağı bulması federal hükümet devreye girmedikçe mümkün olmayacak. Bu da Trump yönetiminin ve Kongre’nin bir araya gelerek siyasi çekişmelerin odağı haline gelmesi kuvvetle muhtemel bir yardım paketi geçirmesini gerektirecek.
Seçilmiş Başkan Trump ve Cumhuriyetçiler, yangınlardan etkilenen bölgenin öteden beri orman yangını riskinin yüksek olduğu bir yer olduğu bilinmesine rağmen yerel ve eyalet yönetimlerinin yeterli tedbirleri almadığı eleştirilerini öne çıkarıyor. Eyalet bütçesinde itfaiyeye ayrılan bütçenin geçen sene 17 milyon dolar azaltılmış olması bu eleştirileri doğrular nitelikte. Öte yandan California eyalet valisi Gavin Newsom’ın Demokrat Parti başkan adayı olarak ismi geçen bir figür olması ve seçim sonrasında eyaleti Trump’tan koruyacağını söylemesi Trump’ın ona odaklanmasının asıl nedeni olarak görünüyor. Cumhuriyetçilerin 10 yıldır kuraklık yaşayan eyalette çevreci gündeme odaklanıp bu tür bir facia için yeterince hazırlanmadığı şeklindeki eleştirilerinin hedefi olan Newsom’ın başkan adaylığı ihtimaline karşı kariyerine not düşülmeye çalışıldığı açık.
Sigorta Şirketleri ve Federal Yardım
Eyalet ve yerel hükümete yönelik eleştirilerin önemli bir kısmı da sigorta politikalarından kaynaklanıyor. Yerel yönetimlerin özel sigorta şirketlerinin toplayabildikleri prim limitlerini düşük tuttukları iddia ediliyor. Bazı sigorta şirketlerinin geçen yıl bu bölgedeki binlerce ev sahibine bir mektup göndererek poliçelerini yenilemeyeceklerini bildirmelerinin yüksek yangın riskine rağmen yeterli prim toplayamadıklarından kaynaklandığı belirtiliyor. Sigorta şirketlerinin halihazırda milyonlarca dolar değerindeki evlerin yeniden inşasına yetecek bir tazminat ödemesi mümkün görünmüyor. Bu yüzden de hem California eyaletinin hem de federal hükümetin devreye girmesi gerekecek. Önümüzdeki salı günü başkanlık görevine başlayacak olan Trump’ın hemen California’yı ziyaret etmesi bekleniyor zira kendisi üzerinde eyalete yardım etmesi yönünde siyasi baskı oluşacaktır.
Trump’ın şimdiye kadarki retoriğine bakıldığında bu felaketi siyasi olarak kullanma niyetinde olduğu anlaşılıyor. Pandemi ilk patlak verdiğinde de benzer bir tavır takınarak maske dahil virüsle mücadele meselesini siyasileştirmişti. California yangınlarıyla ilgili da doğal afeti siyasileştirme tavrı takınması durumunda bu aleyhine işleyecektir. Geçmişte Katrina fırtınası George Bush’un aleyhine yazmıştı. Obama New Jersey’deki Sandy kasırgasından Cumhuriyetçi Vali Chris Christie ile yakın çalışarak puan toplamıştı. Trump’ın pandemiyi yönetememesi belki de başkanlığına mal olmuştu. Bu örneklere bakıldığında Amerikan halkının ulusal ve küresel felaketlerde başkandan toparlayıcı bir liderlik beklediğine işaret ediyor. Elbette California yangınlarının siyasi faturası Trump’a çıkmayacaktır ama Los Angeles’ın yeniden inşasını iyi yönetirse pozitif puan toplayabilir.
Bütün bu tabloya rağmen Trump’ın ikinci başkanlık döneminde kriz yönetiminde siyasi denklemi önceleyeceği kesin görünüyor. Kendine ve Cumhuriyetçilere zarar vereceğini düşündüğü krizlerde karşı tarafı suçlayıp sorumlu liderlik profilinden uzak duracak bir Trump’ın fayda sağlayacağını düşündüğü zamanlarda da gereken popülist adımları atması beklenebilir. Ulusal trajedileri ve küresel krizleri siyasi fayda ve zarar hesabı üzerinden yönetmenin ne kadar maliyetli olacağını pandemi örneğinde görmüştük. Şimdi de Los Angeles yangınında Trump’ın benzer bir tavır takınarak eyalete yardıma değil de Vali Newsom’ı sıkıştırmaya odaklanması kendi aleyhine işleyebilir. Amerikan siyasetinin kriz zamanlarında iç çekişmeleri aşarak ulusal bir hedef doğrultusunda bir araya gelebildiği dönemler geride kaldı sanki. Bu da muhtemel bir küresel krizde Amerika’nın liderlik yapıp yapmama tercihinin gene Trump’ın siyasi hesaplarına bağlı olacağı mesajını veriyor.
[Yeni Şafak, 15 Ocak 2025]