Kosova'da 9 Şubat tarihinde düzenlenen genel seçim, siyasi dengeleri kayda değer biçimde değiştirdi. 2021'de olduğu gibi tek başına iktidara gelmeyi bekleyen Başbakan Albin Kurti'nin liderliğindeki Kendin Karar Ver Hareketi (LVV) oyların yüzde 41'ini alarak birinciliği alsa da mecliste çoğunluğu elde edemedi. Bu durumda Kosova'nın yeni dönemde nasıl bir hükümet tarafından yönetileceği henüz belirsiz. Oluşacak yeni siyasi dengeler yalnızca ülke için değil, Balkanların istikrarı ve Avrupa-Atlantik bütünleşmesi üzerinde de önemli sonuçlar doğurabilir.
Seçim Öncesinde İktidar ve Muhalefet
2021'de büyük bir seçim zaferiyle iktidara gelen Kurti, başbakanlığının ikinci yılından itibaren Kosova'nın egemenliğini ve anayasal düzenini pekiştirmek adına giderek daha cüretkâr politikalar izledi. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan ile mütekabiliyet zemininde ilişki kurmak ve ülkede yaşayan Sırp azınlığın Belgrad'la bağlarını zayıflatmak amacıyla attığı adımlar yalnızca Sırbistan'ın değil, aynı zamanda Batı dünyasının tepkisini çekti. Kurti'nin başbakanlığı döneminde Sırp Belediyeler Birliği'nin kurulması yönünde hiçbir adım atılmadığı gibi, Sırbistan plakalarının ve parasının yasaklanması, Kosova polisinin kuzeyde operasyonlarını artırması ve Sırbistan'a bağlı kurumların kapatılması gibi hamleler, Sırbistan ile Avrupa Birliği arabuluculuğunda yürütülen normalleşme sürecini iyice tıkadı. Kosova nüfusunun yaklaşık yüzde 5'ini oluşturan Sırplar, belediyelerden ve kamu kurumlarından çekilirken özellikle 2023 yılında Sırpların yoğun yaşadığı kuzey belediyelerinde çatışmalar meydana geldi.
Muhalefetteki Arnavut partileri, Kurti'nin Sırp azınlık ve Sırbistan'a karşı tutumunu temelde yanlış bulmamakla beraber izlediği politikayı aşırı katı olmakla eleştirdi. Batılı devletlerle eşgüdümlü hareket etmek gerektiği görüşündeki bu partiler, bu suretle Sırbistan ile diyaloğun ilerletilebileceğini ve bundan da ülkenin AB üyeliği yolunda somut kazanımlar elde edebileceğini savundu. Hükümetin ekonomi ve sosyal politikalarını da yetersiz bulan muhalefet karşısında LVV, meclis çoğunluğuna ve kamuoyu desteğine güvenerek kendi politikalarını uygulamayı sürdürdü.
Kurti döneminde Kosova, AB'den vize serbestisi almasına rağmen hükümetin izlediği politikalar Batı ile ilişkilerde sorunlar meydana getirdi. Kuzey belediyelerinde gerilimlerin artmasından hükümeti sorumlu tutan AB, 2023'ten beri ülkeye yaptırım uyguluyor. Kurti'nin milliyetçi-sol çizgisinden taviz vermemesi, Kosova'nın geleneksel müttefiki ABD'yi de birçok kez hayal kırıklığına uğrattı. Trump'un ilk başkanlığı sırasında Kurti koalisyon hükümetinin başındayken ABD'nin Kosova ile Sırbistan'a teklif ettiği ticari anlaşmaya karşı çıkmış ve kısa süre sonra koalisyon ortağının çekilmesiyle hükümet düşmüştü. O dönemde ABD Özel Temsilcisi Richard Grenell'in Kurti ile sık sık gerginlik yaşadığına ve hatta hükümetin düşmesinde Vaşington'un parmağı olduğuna dair iddialar ortaya atılmıştı. Partisinin tek başına iktidarda olduğu dönemde Kurti, Biden yönetimiyle açıktan bir kriz yaşamasa da politikaları nedeniyle ABD'li yetkililerden sık sık eleştiri almaktaydı. Son olarak ABD Başkanı'nın Özel Misyonlar Temsilcisi konumundaki Grenell, seçimden bir hafta kadar önce Kurti'nin bütün uluslararası toplumu karşısına aldığı ve güvenilir bir aktör olmadığı şeklindeki paylaşımıyla ikinci Trump yönetiminin Kurti ile çalışmak istemediğini açıkça işaret etti.
Yeni Hükümet Senaryoları
Seçimin kesin olmayan sonuçlarına göre 120 kişilik mecliste 47 sandalye elde eden LVV'nin hükümette kalabilmek için başka partilerle koalisyon yapması gerekiyor. İktidarı döneminde muhalefet partilerini Batı'ya ve Sırbistan'a yönelik duruşlarından ötürü adeta hainlikle suçlayan Kurti, seçim akşamı yaptığı konuşmada da muhalefet aleyhinde e hakaretamiz sözler sarf etti. Bu söylemlerinin ardından aynı partilerle koalisyona gitmesi Kurti için büyük bir geri adım demek olacak. Böyle bir hükümetin kurulabilmesi için Kurti'nin icracı bakanlıklar, meclis başkanlığı ve hatta cumhurbaşkanlığı makamı dahil olmak üzere önemli tavizler vermesi gerekebilir. Kendisi bütün bu tavizleri vermeyi kabul etse bile Batıyla işbirliğine çok daha açık olan diğer Arnavut partilerinin gelecekte LVV ile önemli görüş ayrılıkları yaşayacağını öngörmek zor değil. Bu durumda oluşacak koalisyon hükümetinin, mecliste ne kadar büyük çoğunluğa sahip olursa olsun uzun ömürlü olması beklenemez. Bütün bu hususlar düşünüldüğünde, diğer Arnavut partileriyle iş birliği yapmak Kurti için en iyi senaryo gibi görünmüyor.
Azınlık milletvekilleriyle anlaşmak, Kurti için daha tercih edilir bir koalisyon formülü olabilir. Anayasal olarak meclisteki 120 sandalyenin yirmisi azınlıklara ayrılmış olup bunlardan onu Sırplara ait. Önceki seçimlerde olduğu gibi Sırplara ayrılan on sandalye, Belgrad ile bağlantılı Sırp Listesi tarafından elde edilmiş durumda. Kurti'nin iktidarı boyunca Belgrad yönetimine gösterdiği olumsuz yaklaşımdan ötürü ancak diğer azınlık temsilcileriyle koalisyona gitmesi beklenebilir. Ancak bu şekilde oluşacak hükümetin geleceği, Kurti'nin Arnavut partileriyle kuracağı bir hükümetten daha da belirsiz olacaktır. 2020'de koalisyon ortaklarının çekilmesiyle iktidarı kaybetme tecrübesini yaşamış olan Kurti'nin yeniden bu riski almak isteyip istemeyeceğini zaman gösterecek.
Kurti'nin bu riskten kaçınması ve hükümeti kurma görevini üzerine almaması da ihtimal dahilinde. Ancak bunun da kendisi için getireceği risk az değil. Ülkenin iki köklü partisi olan Kosova Demokratik Partisi'nin (PDK) 25, Kosova Demokratik Birliği'nin (LDK) ise yirmi milletvekili bulunuyor. Eski başbakanlardan Ramush Haradinaj'ın liste başı olduğu AAK-Nisma ittifakı ise sekiz sandalyeye sahip. Bu üç partinin aralarındaki çıkar ve görüş farklılıklarına rağmen bir araya gelmesi mümkünse de mecliste çoğunluğu sağlayabilmeleri için mutlaka Sırp Listesi ile işbirliği yapmaları gerekiyor. 2014'ten 2021'e kadar Kosova'daki koalisyon hükümetlerinde Belgrad ile normalleşmenin bir parçası olarak Sırp Listesi'nden bakanlara da yer verilmekteydi. Bu uygulamaya geri dönülmesi Kosova'da yeni bir dönemi başlatabilir. Özellikle Trump yönetiminin Belgrad ile Priştine arasında işbirliğini teşvik etmesi durumunda kuzeydeki Sırpların ve Belgrad'ın uzun süredir beklediği Sırp Belediyeler Birliği'nin kurulması hızlanabilir. Bu durum karşısında Kurti liderliğindeki LVV'nin geçmişteki gibi sert bir muhalefet yürüteceği ve bu defa kamuoyu tarafından daha da fazla destekleneceği öngörülebilir. Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcından beri genişleme konusuna önem veren Brüksel'in ve Trump yönetimindeki Vaşington'un desteği ise hükümetin arkasında olacaktır.
Kosova Sorununun Geleceği
Seçimin sonucunda oluşan meclis aritmetiği, Kosova siyasetinde istikrarsız bir geleceğe işaret ediyor. Önümüzdeki haftalarda yürütülecek çetin koalisyon pazarlıklarının sonucunda hükümetin kurulup kurulmayacağı, kurulsa bile ömrünün ne kadar uzun olacağı belli değil. Ayrıca sonbaharda yapılacak yerel seçimler ve 2026'daki cumhurbaşkanlığı seçimiyle siyasi rekabetin daha da kızışması bekleniyor. Bu istikrarsız ortamın Belgrad ile Priştine arasındaki diyaloğa farklı yansımaları olabilir.
Bundan birkaç ay öncesine kadar hem Kosova hem de Sırbistan'da arkasına kamuoyu desteğini almış güçlü liderler bulunmakta, bu liderler müzakerelerde kendi pozisyonlarını tavizsiz bir biçimde savunabilmekteydi. Ancak bugün, Kosova'da bambaşka bir siyasi ortam olmasının yanında Sırbistan'da da Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç'in iktidarı, protesto eylemleriyle sarsılmış durumda. Bu şartlarda Kurti'nin yeniden iktidara geldiği takdirde Sırbistan'daki siyasi belirsizliği gerekçe göstererek normalleşme konusunda ayak diremeyi sürdürmesi beklenebilir. Buna karşılık Batı ülkelerinden gelecek olası desteklerle diğer partiler, Belgrad ile normalleşme konusunda daha hızlı hareket edebileceği gibi Vuçiç'in de Batı nezdinde siyasi destek ve meşruiyet beklentisiyle Kosova ile bazı konularda uzlaşması söz konusu olabilir. Bu ihtimal düşünüldüğünde Kosova'da Kurti'nin yer almayacağı bir hükümet seçeneğinin AB ve ABD'nin daha fazla işine geleceği söylenebilir. Ancak LVV'nin hâlâ açık ara birinci parti olduğu unutulmamalı. Toplumsal destek olmadan atılacak adımlar gelecekte Kurti'yi daha da güçlendirebilir.
[Sabah, 15 Şubat 2025]