SETA > Yorum |
Ferguson ve ABD'nin Yeni Sınavı

Ferguson ve ABD'nin Yeni Sınavı

Bir haftadır yaşanan gelişmelere ve yaptığımız Ferguson okumalarına dikkatle bakınca kendimizi yeniden ırk ilişkileri temelli bir Amerika okumasının ortasında buluyoruz.

Slavoj Zizek bir konuÅŸmasında farkında olmadan elde edilen veya maruz kalınan önyargı ve tutkuları 'bildiÄŸimizi bilmediÄŸimiz' unsurlar olarak tanımlamıştı. Kendimizi oldukça liberal ve eÅŸitlikçi zannederken metroda yanımızda farklı bir etnik gruptan veya ırktan biri oturduÄŸunda hafifçe tedirgin olmamız bu bildiÄŸimizi bilmediÄŸimiz önyargıların, bu örnekte ırkçılığımızın, ortaya çıkışıydı.

Bir haftadır yaşanan gelişmelere ve yaptığımız Ferguson okumalarına dikkatle bakınca kendimizi yeniden ırk ilişkileri temelli bir Amerika okumasının ortasında buluyoruz.

Ekranlarda izlediÄŸimiz sahneler bizi Butler filminin iyimser atmosferinden çekip çıkarıyor, Missisippi Burning filminin ortasına atıyor. Ferguson olayı üzeri örtülen ancak alttan altta derinleÅŸen bir problemin ekonomik, sosyal, hukuksal ve psikolojik boyutlarını tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.

TETÄ°KLEYÄ°CÄ° KARARLAR

GeçtiÄŸimiz hafta içerisinde ABD'nin Missouri eyaletinin Ferguson kasabasında yaÅŸananlar bir anda tüm dünyanın gündemine oturdu. AÄŸustos ayında bir polis memurunun silahsız siyahi bir genci (Michael Brown) öldürmesi ve sonrasında yaÅŸanan olaylarla gündeme gelen bu kasaba üç ay sonra bu sefer de eyalet mahkemesinin Brown'ı vuran polisin yargılanmasına gerek olmadığı kararıyla bir kez daha tüm dikkatleri üzerine çekti. Kararın açıklanması sonrasında Ferguson bir anda yangın yerine dönerken, protestoları fırsat bilenlerin giriÅŸtiÄŸi yaÄŸmalama faaliyeti özellikle kararın açıklandığı gece büyük bir karmaÅŸaya yol açtı. Daha sonraki günlerde bu tepkiler ABD'nin dört bir yanına barışçıl protesto gösterileri ÅŸeklinde yayılmaya devam etti.

Her ne kadar polisin ÅŸiddet kullanımı meselesi öncelikli sorun olarak görünse de, jürinin davada verdiÄŸi karar ve mahkeme süreci de ırk ayrımcılığı ve adalete ulaÅŸmada ekonomik parametrelerin ortaya çıkardığı sorunları göstermesi bakımından özel bir önem taşıyordu.

Hem Trayvon Martin hem de Michael Brown olaylarında kalkışmalar verilen mahkeme kararlarıyla tetiklenmişti.

Konu bir yandan hukuk sisteminin ayrımcı olup olmadığına odaklanırken öte yandan da hukuki süreçte sınıfsal farkın yarattığı etki üzerinde yoÄŸunlaÅŸmaktaydı.

TAVUK-YUMURTA Ä°KÄ°LEMÄ°

Elbette ortaya çıkan bu durumun en büyük sebeplerinden biri ABD'de oldukça açık bir biçimde ortada olan ekonomik ve sınıfsal farklılıklardı.

Bu farklılıklar birçok yerde farklı toplumsal fay hatlarıyla da kesiÅŸmekteydi. Siyahiler gelir dağılımının alt katmanlarında yoÄŸunlaÅŸmakta, yaÅŸadıkları 'dar gelirli' bölgeler nedeniyle kısıtlı eÄŸitim imkanlarına sahip olmaktaydı. Bu ve benzeri zorluklar birçok siyahi gencin okula devam etmemesi sonucunu doÄŸurmakta, bu durum da suç oranının yükselmesine neden olmaktaydı. Suç oranı yükseldikçe hapisteki siyahi Amerikalıların oranı, siyahilerin genel nüfusa oranından daha yüksek bir seviyeye ulaÅŸmaktaydı.

Hapis sonrasında herhangi bir rehabilitasyon ya da geri kazanma saÄŸlanamadığı için siyahilerin iÅŸsizlik oranı giderek artmakta ve giderek büyüyen bir kısır döngüye dönüÅŸmekteydi.

Siyahilerin giderek daha alta itilmesi olarak tanımlayabileceğimiz bu helezonik etki uzun vadede bu tip isyanları daha fazla muhtemel kılmaktaydı.

Yukarıda bahsi geçen unsurlar ABD için bir tavuk yumurta ikilemine benziyor. Bir öncelik sıralaması yapmak; ırkçılık, sınıfsal farklar, suç oranları ve güç kullanımının hangi sıralamada ve nasıl bir zincir reaksiyonda meydana geldiÄŸini anlamak ÅŸu an için pek mümkün deÄŸil. Ancak ortada olan ABD'nin bu kısırdöngüden ülkeyi kurtaracak yapısal refo