Türkiye ekonomisinin son 10 yıldır gerçekleştirdiği ekonomik performans ile birlikte üretimin temel girdisi olan enerji ihtiyacı hızla artmaktadır. Ekonomik büyüme hızının artmasıyla beraber enerji tüketimi de artmaya devam etmektedir. Yeterli enerji kaynakları bulunmayan Türkiye enerjiyi zorunlu olarak dışarıdan ithal etmektedir. Bu zorunluluk ekonomik büyüme artışıyla birlikte toplam ithalatı artırırken, enerji ithalatının toplam ithalat içindeki oranını da artırmaktadır. Bu durum cari dengenin enerji ithalatına bağlı olarak sürekli olarak açık vermesine neden olmaktadır. Enerji talebinde meydana gelen bu artış ekonomik büyüme ve cari açık arasında tercih noktasına gelinmesine yol açmaktadır.
2011 yılındaki yüzde 8,5’lik büyüme oranıyla beraber cari açığın GSYH içindeki payının da yüzde 10’un üzerine çıkması ve Avrupa Birliği ülkeleri kaynaklı küresel ekonomideki belirsizlik nedeniyle 2012 yılında ekonomik büyüme de yavaşlamaya gidilmesine yol açmıştır. Bu yavaşlama ekonomik aktivitedeki canlılığı sınırlarken, ekonomik büyümenin de yüzde 2,2 ile hedeflenenin altında gerçekleşmesine ve GSYH miktarında önemli bir fedakârlığa neden olmuştur. Bu durum enerjide dışa bağımlılığın ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir.