Dağlık Karabağ yaklaşık otuz yıldır Ermeni işgali altında. Uluslararası hukuka tüm yönleriyle aykırı bu işgal konusunda maalesef kimse bunca zamandır kılını bile kıpırdatmadı. Sovyetler Birliği dağılırken bir oldubittiye getirilmişti ve o zamandan bu zamana buzdolabında duruyordu. Batılı ülkeler eski Sovyet coğrafyasında birçok alanda Rusya'yı sıkıştırmasına rağmen bu konuda doğru düzgün bir adım atılmadı.
Ermenistan bu işgali sürdürdüğü yetmezmiş gibi daha da şımarıkça hareketler içinde. Aslına bakarsanız Ermenistan'ın kendi başına ne bu işgali sürdürebilecek gücü ne de son zamanlarda giriştiği tahriklere cesaret edecek hali var. Artık doksanlı yıllarda değiliz. Ve Azerbaycan kendini ciddi anlamda toparlamış durumda. Ermenistan ise o günden bugüne başta ekonomik ve siyasi krizler olmak üzere bir sürü sorunla boğuşuyor. Yani normal şartlar altında sırf askeri kabiliyet meselesi olsa ve sırf bu iki ülke arasında kalsa bu iş şimdiye çoktan Azerbaycan lehine çözülürdü. Ama maalesef bu kadar basit değil.
Ermenistan'ı kendi başına değerlendiremeyiz. Ermenistan doğrudan doğruya Rusya'nın kontrolündedir. Ve bu tür çatışmalarda bile Rusya'dan izin ve emir almadan tek bir top mermisi gönderemez. Bu nedenle olayı ele alırken geniş bir pencereden bakmakta fayda var.
Yaklaşık bir ay önce de benzer bir taciz gerçekleşmişti. O zaman da benzer gerekçeler aklımıza gelmişti. Şimdi de durum pek farklı değil. Sanırım Rusya yeni bir cephe daha açıyor. Ve sanırım bu cephe de Türkiye ile çok ilgili. Libya'dan Kafkaslar'a kadar uzanan bir mücadele alanı çoktan kuruldu. Bir bölge durulmadan diğer bölge ateşleniyor. Türkiye her seferinde diplomatik ve zaman zaman da askeri yöntemlerle kriz alanlarında sürdürülebilir ara çözümler üretmeye çalışıyor. Buna rağmen Rus tarafı hem aynı noktaları hem de yeni bölgeleri kaşımaktan geri kalmıyor. Şimdi sıra Karabağ'ı kaşımaya gelmiş gibi.
Asıl anlamamız gereken Rusya'nın bunu zorda kaldığı için mi yoksa belli bir plan çerçevesinde mi yaptığıdır. Libya ve İdlib gibi bölgelerde yaşanan sıkışıklara bir çözüm mü arıyor? Yoksa bilerek Türkiye'yi mi kuşatmak istiyor? Böylece Türkiye'nin odağının dağılmasını ve çok fazla cephede birden yorulmasını sağlamak da istiyor olabilir. Eğer kendisi diğer cephelerde zorlandığı için yapıyorsa o zaman pek endişeye mahal yok. Her bir alan şimdiye kadar olduğu gibi teker teker müzakerelerle dondurulabilir. Ama yok eğer bu bir planlı kuşatma eylemiyse o zaman farklı bir cevap vermek gerekir. Çatışmalı bölgelerin hep Türkiye'nin sınırlarında olması Türkiye için Rusya'nın sarf ettiği enerjiden daha fazla enerji sarf edilmesine neden olabilir.
O zaman bu konuyu kapsamlı bir stratejik değerlendirme konusu yapıp her bir bölgede tek tek savunmada kalmaktansa karşı atak yapmak daha güvenli olacaktır. Sanırım Rus diplomasisinin en iyi anladığı dil bu. Sertlikle çok sıkıntıları yok. Kendileri kullanmaktan çekinmedikleri gibi karşı taraf kullanmadan da pek ikna olmuyorlar. O yüzden kaşıyan tarafın hep Rusya olmasını beklememek ve genelde Rusya'nın kaşınmasından hoşlanmayacağı bölgeleri de kaşımak iyi bir çıkış yolu olabilir. Ama tüm bunlara karar vermek için önce Rusya'nın yorgunluktan mı yoksa saldırganlıktan mı bu işleri yaptığını anlamak gerek.
[Sabah, 28 Eylül 2020].