Bu analiz 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) adayı Selahattin Demirtaş’ın siyasi geçmişi, ilkeleri, siyasal fonksiyonu ve onun şahsında HDP eksenli Kürt siyasetinin seçim sürecindeki yol haritasını değerlendirmek üzere kaleme alınmıştır. Bu sebeple, Demirtaş’ın siyasi geçmişinden ve siyasi hayatındaki dönüm noktalarından yola çıkarak siyasi kişiliği ortaya koyulacak, toplumda değişik kesimlerce nasıl algılandığı değerlendirilecektir. Bunu takiben, Demirtaş’ın Türkiye ve Türkiye’yi de içine alan bölge siyasetindeki anlamı tartışılacaktır. Son olarak, cumhurbaşkanı adayı olarak Demirtaş söz konusu yeni vasfıyla değerlendirilecek ve adaylığının Türkiye siyaseti ve içinde bulunduğu siyasi hareket için arz ettiği önem tartışılacaktır.
Vurgulanacak ana noktaların ilki, AK Parti hükümetleri dönemlerinde gerçekleşen “Demokratik Açılım” ve “Çözüm Süreci” ile birlikte Demirtaş’ın adaylığının HDP eksenli Kürt siyasetine daha önce ulaşamadığı geniş kitlelere ulaşma imkanı tanıması olacaktır. Bunun bir nedeni diğer iki adayın sol seçmenlere mesafeli olması iken diğer bir nedeni ise Demirtaş’ın Aleviler ile Türk sosyalistlere ve sosyal demokratlara hitap etmedeki başarısıdır. Bu özellik Demirtaş’a partisinin seçim sonuçlarından daha yüksek bir oy yüzdesi getirme imkanı tanımakla birlikte Demirtaş’ın 10 Ağustos seçiminden zaferle ayrılması için yeterli olduğu elbette söylenemez.