SETA > Köşe Yazıları |
Barzani yi Kontrol Edeceklermiş

Barzani’yi Kontrol Edeceklermiş

Türkiye için güneyinde yeni bir devletçiğin kurulma ihtimali ulusal güvenlik meselesidir. Bunu engellemeye çalışır.

Öyle akıl veriyorlar hükümete. "Bırak.

Bağımsız olsun! Sonra yönetiriz" diyorlar. Üç basit soru sorayım. Hayatınızda kaç kez komşu ülke yönettiniz? Madem o kadar beceriklisiniz, neden Barzani'yi hemen şimdi yönetmekle başlamıyorsunuz?

Hiç mi ders almazsınız?

Barzani'nin referanduma kalkışması yeterince can sıkıcı değilmiş gibi bir de içeride referandumu desteklemek veya engel olmamak fikrini dile getirmek moda oldu. Bu sözüm ona "sofistike" mantık şöyle çalışıyor. Barzani öyle ya da böyle bu devleti kuracakmış.

Buna karşı gelmenin bir anlamı yokmuş. Türkiye karşı gelirse Barzani'nin tepkisini çekermiş. Barzani hem devleti kurarmış hem başka ülkelerin kontrolüne girermiş.

Hâlbuki Türkiye, Barzani'ye razı olsa onu kontrol edermiş.

İnsanın tarih bilgisi kıt olabilir ama mantığının bozuk olmasına tahammül edemiyorum.

Hele bunu bilgiç bir dille söylediğinde daha da yorucu oluyor. Yukarıdaki mantığın neresini düzelteceksiniz? Sivri zekâlı "Barzani'yi kontrol edemeyiz. O nedenle kontrolü ona bırakalım ki kontrol bize geçsin" diyor.

Karikatürize ettiğimi düşünebilirsiniz ama etmedim. Sadece özetledim. Ettikleri onca lafı özetleyince gerçekten ortaya bu saçma mantık çıkıyor. Türkiye'nin dostu olduğunu söyledikleri Barzani şimdilik söz dinlemiyormuş ama biz ona jest yaparsak ve o daha da güçlenirse ilerde sözümüzden çıkmayacakmış.

Hadi mantığı bir kenara bırakalım.

Baştaki sorulara dönelim. Nasıl olacak?

Bağımsız bir aktörü kontrol etmek neden daha kolay olacak? Var mı bunun örneği?

Anlatsanız da bilsek. Mesela komşularımızı böyle kontrol ettiğimiz oldu mu? Aslında Irak bağımsız olduğu için biz daha mı rahat ettik? Saddam sözümüzden çıkmayan bir dostumuz muydu? Maliki'yi biz mi kontrol ettik? İbadi'ye ne oldu? Boş verin Barzani'yi İbadi'yi kontrol etsek ya? Hafız Esad'ı parmağımızda mı oynattık? Beşar Esad'ı demokratikleşmeye ikna edebildik mi? Tabii ki doğru değil. Güneyimizdeki bu iki komşu maalesef başarısızlığı önceden garantilenmiş iki ülke olarak kuruldu.

Başarısız oldukları için sürekli zarar ürettiler.

İsteyerek veya istemeyerek ikisi de terör cenneti oldular. Suriye Öcalan'ı besledi büyüttü. Kuzey Irak PKK'nın yuvası oldu.

Hiçbir zaman Türkiye'ye bağlı olmadılar.

Hiçbir zaman Türkiye'nin kontrolüne girmediler. Daha ziyade zarar verdiler.

Barzani de bir devlet kurarsa görün bakın o zaman kim kontrol ediyormuş Barzani'yi.

Türkiye'ye karşı kullanmak için tonlarcası sıraya girecektir.

"Hayır bunlar kötü örnekti Barzani iyidir" mi diyorsunuz. Neden? Neye dayanarak? Ne bekliyorsunuz Barzani'den.

Ahde vefa göstereceğini mi sanıyorsunuz.

"Ben bağımsızlık ilan ederken Türkiye beni destekledi ben de kendimden önce Türkiye'yi düşünmeliyim" diyecek galiba.

Madem Barzani'yi biz kontrol ediyoruz söyleyin o zaman bağımsızlık peşinde koşmasın. Türkiye ile dostluğunu sürdürsün.

Bunlar hakikaten boş laflar. Ama bu ülkenin dış politikasında maalesef bu tür laflar sürekli ediliyor ve bazen uzun müddet prim bile yapıyor. Aklı başında hiçbir dış politika aktörü "biz bugün kaybedelim de yarın kazanırız" mantığına yatırım yapmaz. Kaybedebilir ama en azından kaybetmemeye çalışır. Yoksa mesela Çin niye ısrar etsin tek Çin politikasında?

"Amerika var Tayvan'ın arkasında. Ben buna razı olayım da Tayvan'ı ileride ben yönetirim" demek onun aklına gelmedi mi? Böyle sivri zekâlar orada yok muydu? Yokmuş meğer? Rusya "Esad'ı ben nasıl olsa kaybederim. En iyisi demokratikleşmeyi destekleyip yeni gelenin gönlünü kazanayım" dedi mi? Amerika "terörle mücadelenin sonu yok. Bırakalım mücadeleyi" dedi mi? "DEAŞ kendi devletini kurarsa daha iyi olur" der mi?

Demez.

Sorumlu, samimi ve aklı başında kimse kaybederek kazanacağını düşünmez.

Planını yapar ve elinden geldiğince kendi beklentileri çerçevesinde siyaset izler.

Kendi beklentileri çerçevesinde siyaset yapabileceğinden ümidini keserken başkalarını kontrol etme hayalleri kurmaz.

Türkiye için güneyinde yeni bir devletçiğin kurulma ihtimali ulusal güvenlik meselesidir. Bunu engellemeye çalışır.

Engelleyemeyebilir. O zaman da yeni duruma göre pozisyon alır. Hepsi bu.

[Takvim, 18 Eylül 2017].