Afrin şehir merkezinin çok kısa sürede ele geçirilmesi, temenniden ibaret birçok analizi boşa çıkardı. Afrin’in Vietnam’a dönüşmesini umanlar hâlâ Zeytin Dalı Harekâtı’nın başarısına intibak etmekte zorlanıyorlar. Bu boşa düşmeyle birlikte başarıyı teslim etmektense yine PKK’ya veya ABD’ye paye verme gayretine girenler oldu. Afrin’in ele geçirilmesini 58 günlük stratejiye değil, PKK’nın şehirden çekilmesine veya ABD’nin arabuluculuğuna bağlamak en basit ifadeyle cehalettir, şehitlerimize saygısızlıktır.
Afrin şehir merkezi bir günde düşmedi. 57 gün süren harekâtta Türk ordusu ve ÖSO’nun sahayı ilmek ilmek işlemesiyle şehir merkezinin ele geçirilmesine yol açan şartlar hazırlandı. Tıpkı Bülbül, Rajo, Şeyh Hadid, Cinderes ve son olarak Maabatlı’da olduğu gibi Afrin de Zeytin Dalı’nın iyi hazırlanmış ve kademeli ilerleyen askeri stratejisiyle ele geçirildi. Merkezlerin etrafı sarıldı, lojistik köprüleri yıkıldı. Silah ve militan ikmali imkânsızlaştı. Bu esnada hava kuvvetleri, hava destek unsurları ve Özel Kuvvetler eliyle merkezlerdeki kritik noktalar imha edildi. Keskin nişancılar PKK’ya ağır zayiat verdirdi.
En önemlisi de Afrin’deki PKK’lıların çok büyük bir kısmı etkisiz hale getirildi. Harekâtın başından beri yazıyorum: PKK Afrin’deki sayılarını abartıyordu. Ortalıkta dolaşan rakamların içerisinde eline silah tutuşturulmuş herkes vardı. Ceyş’ul-Suvvar gibi çatışmaktan çok kaçakçılığı bilen gruplar vardı ki bunlar zoru görünce zaten buharlaştılar. Türkiye’nin şimdiye kadar etkisiz hale getirdiği yaklaşık 4000 PKK’lı, PKK’nın Afrin’de mobilize edebileceği silahlı gücün çoğuna denk geliyordu. Elbet kaçanlar da oldu; ama Zeytin Dalı’nın ilerleyişini kaçan PKK’lılar değil, Türk ordusunun ve ÖSO’nun başarıyla ortaya koyduğu strateji belirledi.
ABD harekâtın başından beri Zeytin Dalı’nın “DEAŞ’la mücadeleyi zayıflatmasından” bahsediyordu. Afrin’in temizlenmesinden sonra o bölgede geriye kalan Minniğ ve Tel Rifat gibi noktaları PKK Şubat 2016 ele geçirmişti. ABD o tarihlerde muhaliflere saldırarak bu noktaları ele geçirirken PKK’ya “muhalifleri bırakıp DEAŞ’a yönelin” dememişti. Kaldı ki Afrin’den kaçan PKK’lılar hamileri CENTCOM’un bulunduğu bölgelere geçtiler. Madem Afrin gündemi kapandı, bakalım bundan sonra DEAŞ’a karşı daha etkin (!) mücadele edecekler mi?
Harekatın başından beri ABD’nin endişesi Afrin’in Suriye’nin kuzeyi için ileride oluşturacağı etkiydi. Bir tarafta askeri açıdan sürklase edilmiş ve efsanesi çökertilmiş yerel müttefik PKK, diğer tarafta ise bu başarıyla ivme kazanmış ve sınır hattını PKK’dan temizleme kararlılığı ortaya koyan Türkiye. Bir tarafta PKK’ya yaptığı yatırıma sahip çıkan CENTCOM, diğer tarafta ise Suriye’nin kuzeyinde Türkiye gerçekliğini gören diğer ABD kurumları.
Bundan sonra ABD-Türkiye ilişkilerinin seyrini dolayısıyla Suriye’nin kuzeyinin geleceğini Amerikan kurumları arasındaki fikir farklılıklarının nereye evrileceği belirleyecek. ABD Afrin’de sonucu değiştiremedi ama CENTCOM’un miyop yaklaşımını terk ederek Menbiç’te ABD-Türkiye ilişkileri için yeni bir sayfa açabilir. Bakalım ABD ezberlerinden kurtulabilecek mi?[Akşam, 23 Mart 2018]