ERDOĞAN karşıtı muhalefet 24 Haziran seçimlerini kazanınca parlamenter sisteme geçmeyi vaat ediyor. Bunu nasıl yapacaklarını tabii ki bilmiyoruz.
Kendileri de bilmiyor ama olsun.
Yalan söyleyene bir şey yapmıyorlar nasılsa bu ülkede.
Hükümet sistemi değişiklikleri tıpkı 16 Nisan'da parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişte olduğu gibi anayasa değişikliği ile olur.
Meclis'te anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip partiler anlaşırlar ve anayasa değişikliği yaparlar.
Sandalye sayıları yeterince fazla ise halkoyuna sunmadan doğrudan değişiklik yapılabilir. Ya da diğer ihtimale başvurulur ve değişiklik referanduma gider.
Yani -olmaz ya- muhalefetin adaylarından birisi seçimlerde cumhurbaşkanı seçilirse doğrudan eski sisteme dönmüyoruz.
Kim kazanırsa kazansın ülkeyi anayasa değişikliği yapana kadar başkanlık sistemi ile yönetecek.
Zaten Muharrem İnce de bu konuya işaret ederek 'parlamenter sisteme geçiş için iki yıllık bir süre öngörüyorum' diyor.
Hakkı var bu geçiş bir günde olmaz ama iki yıl da biraz çok değil mi?
Acaba Muharrem bey inceden inceden 'başkanlık sistemi ile yönetirim' demeye mi getiriyor lafı?
İki yıl veya daha kısa her halükarda parlamenter sisteme geçiş için bir süre gerekecek ve ülke o süre zarfında başkanlık sistemi ile yönetilecek.
Gelelim asıl can yakıcı soruya; muhalefet adaylarının geçiş sürecinde ülkeyi başkanlık sisteminde yönetmek için bir hazırlıkları var mı?
Uyum düzenlemeleri ile ilgili neler düşünüyorlar?
Devletin yeniden organizasyonuyla ilgili fikirleri nedir? Bakanlıkları nasıl düzenleyecekler?
Şu an başbakanlığa bağlı çalışan kurumların yapısıyla ilgili bir değişiklik öngörüyorlar mı?
Bu soruların hiçbirisinin cevabı yok. Tıpkı anayasayı değiştirip parlamenter sisteme geri dönüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili bir cevap olmadığı gibi.
Zaten muhalefetin parlamenter sisteme dönü niyeti de yoktur. Niyetleri olsa olsa 90'lara dönmek.
Siyasete kaos ve karmaşanın hakim olduğu, istikrarsız yönetimlerin her daim siyaset esnaflarına imkan tanıdığı günlere dönmek.
Eskiye dönülsün ve çalışmadan, çabalamadan, milleti dinlemeden, zahmete katlanmadan eski tas eski hamam siyaset çarkından nemalansınlar istiyorlar.
Neyse ki milletin bunlara karnı tok!
Evden eve nakliyat
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçime iki gün kala İstanbul üçüncü havalimanına cumhurbaşkanlığının TC-TUR isimli uçağı ile iniş yapacakmış.
İster misiniz muhalefet ayaklansın.
'Açılmamış havalimanına iniş yapıyorlar, yatırımı siyasete alet ediyorlar, bu bir seçim çalışmasıdır' diye itiraz etsin.
Bu muhalefet eder, her şey beklenir.
Yapımına karşı çıktıkları, kazanırlarsa inşaatını durdurmayı vaat ettikleri üçüncü havalimanı kıymete biner de cumhurbaşkanı neden iniyor diye itiraz ederler.
Biz şimdiden anlatalım; 90'larda kalmış muhalefetimiz bu yenilikleri pek takip etmese de bunun adına halkla ilişkiler derler.
Üçüncü havalimanı gibi dünya ölçeğinde bir yatırımın tamamlanıp hizmete alınması sürecinde bazı halkla ilişkiler hamleleri yapılır.
Havacılık sektörü, yolcular, çalışanlar ve tüm dünya kamuoyunun dikkati yeni açılacak olan havalimanına çekilir.
Bu uğurda her fırsat değerlendirilir.
Cumhurbaşkanı'nın bakanlarla birlikte açılmadan önce havalimanına iniş yapması da gayet güzel bir fırsattır!
Ama muhalefet anlamaz, bilmez, beğenmez, eleştirir.
Onlara kalsa çağırırsın bir evden eve nakliyat firması, taşırsın ikinci havalimanını üçüncüsüne!.
[Takvim, 11 Haziran 2018]