SETA > Yorum |
Türkiye nin Jeopolitik Gücü

Türkiye’nin Jeopolitik Gücü

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üç ülkeyi kapsayan ziyaretinin Malezya ayağı tamamlandı. Endonezya için yoldayız. Türkiye'nin uzun süredir inşa etmeye çalıştığı çok katmanlı ve çok boyutlu dış politikasının olumlu sonuçlarını bu gezilerde daha iyi görmek mümkün.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üç ülkeyi kapsayan ziyaretinin Malezya ayağı tamamlandı. Endonezya için yoldayız. Türkiye'nin uzun süredir inşa etmeye çalıştığı çok katmanlı ve çok boyutlu dış politikasının olumlu sonuçlarını bu gezilerde daha iyi görmek mümkün.

Stratejik otonomiye dayanan dış politika çerçevesinde, 2019 yılında Türkiye, Yeniden Asya Girişimi'ni başlatmıştı. Bu girişimin öncelikleri arasında, Asya ülkeleriyle ticareti artırmak, çeşitlendirmek ve dengelemek öne çıkan hedeflerden biriydi.

Dünyanın ekonomik merkezinin bu bölgeye kaydığı dönemde söz konusu girişimle Türkiye, Asya kıtasına daha fazla odaklanacak, Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayan merkezi konumuyla jeopolitik ağırlığını artıracaktı.
Yeniden Asya Girişimi'nin başlatıldığı dönemde, Asya-Pasifik'te ABD ile Çin arasında devam eden jeopolitik rekabetin nereye evrileceği, sonuçlarının ne olacağıyla ilgili tartışmalar yoğun bir şekilde devam ediyordu.

Bugün için dünyanın ABD liderliğindeki tek kutupluluğundan çok kutupluluğa kayışının hızlandığı bir dönemin içindeyiz. Yeni güç rekabetinde daha fazla devlet kendi nüfuz alanlarını genişletmek için yarışıyor. Geçtiğimiz günlerde, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, "Soğuk savaş sonrası oluşan tek kutuplu dünya düzeninin bir aykırılık olduğunu, dünyanın artık çok kutupluluğa geçtiğini" ifade etti.

İlk kez bir ABD dışişleri bakanının bu netlikte ifade ettiği dünyanın çok kutuplu olma hâli, Trump'ın ikinci dönem iktidarıyla birlikte daha da hızlanacak. Çok kutupluluğun artması aynı zamanda, jeopolitik gerilimlerle birlikte küresel düzende yeni karmaşıklıkları da beraberinde getirme ihtimali var.

Çok kutuplu bir dünyada, ticaretten savunmaya, teknolojiden kültürel ilişkilere kadar ülkeler birçok konuda yeniden konumlanma arayışına girecektir.

Türkiye, belirsizlikleri, sert rekabetleri ve yeniden dengelenme arayışını beraberinde getiren çok kutuplu dünyaya hazırlanmak için erken davrandı. Dış politikada kendi otonomi çerçevesini belirledi. Bugün için, dünyada yaşanacak yeniden hizalanma döneminde oluşacak belirsizlikleri Türkiye yönetebilecektir. Kapasite inşasında önemli bir mesafe katetti.

Türkiye'nin bugün için bulunduğu konumunu Malezya Başbakanı Enver İbrahim, "Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi bambaşka bir seviyeye çıkarmış, ülkesini küresel sahnede eşi benzeri olmayan vazgeçilmez jeopolitik küresel bir güç hâline getirmiştir" sözleri ile tarif etti.

Malezya, ASEAN bölgesindeki Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı. Daha önce 5 milyar dolar olan ticaret hacminin bu gezide 10 milyar dolara çıkarılması hedeflendi. Türkiye, belirlediği bu ticaret hedeflerinde, sürdürülebilir ticaretin her iki ülke arasında dengeli olmasını önemsiyor.

Bu ticaret hacmine ulaşmak için, Türkiye ile Malezya arasında 11 farklı başlıkta anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalara ek olarak, kapsamlı stratejik ortaklık, yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi tesis edilerek daha da kurumsallaştırılacak ve geliştirilecek.

Ticaret hacminin genişlemesinde Türkiye'nin savunma sanayiinin önemli bir payı olacağını vurgulamak gerekir. Hem devlet hem de özel savunma sanayii şirketlerinin yöneticilerinden geziye yoğun bir katılım vardı.

Bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında değişimlerin yaşandığı bir dönemde, Türkiye daha önceden liderlik diplomasisi ve karşılıklı güven ilişkisi ile altyapısını oluşturduğu devletlerarası iş birliğini daha da derinleştiriyor.

Bu anlamda Türkiye'nin yeniden hizalanma gibi bir derdi yok. "Stratejik otonomi"ye dayanan ve "Türkiye ekseni" etrafında inşa ettiği dış politikasının sonuçlarını görmeye başladı. Küresel jeopolitikte ağırlığı her yeni gelişmede daha da pekişiyor. İslam dünyasının üç güçlü ülkesine gerçekleştirdiği ziyaretin ilk ayağı olan Malezya'da, Türkiye'ye gösterilen ilgi bunun en önemli kanıtı...

[Sabah, 12 Şubat 2025]