Son bir hafta içerisinde Ermenistan ve PKK saldırıları nedeniyle Türkiye ve Azerbaycan çok sayıda evladını toprağa verdi.
Bölgede huzursuzluk ve terörün kaynağı olan Ermenistan ve PKK’nın birçok ortak özelliği var.
Her ikisi de hem ABD’nin hem de Rusya’nın desteğini arkasına alabiliyor.
Ermenistan, 20 yıla yakın süredir Azerbaycan topraklarının yaklaşık beşte birini işgal altında tutarak uluslararası hukukun en temel ilkelerini çiğnemesine rağmen, Moskova ve Washington’un desteğine sahip olmaya devam ediyor. PKK terör örgütü de dünyanın en kanlı örgütlerinden biri olmasına ve 35 yıldır Türkiye ve komşu ülkelerde sayısız katliam yapmasına rağmen ABD’de geniş kesimlerin desteğine sahip olabiliyor. Üstelik Amerikan yönetimi bu örgütü açıkça terör örgütü olarak tanımasına rağmen bu destek devam ediyor. Rusya ise PKK’yı terör örgütü olarak bile tanımıyor.
Ermenistan ve PKK’nın bir başka ortak özelliği ise, her ikisinin de küresel oyuncuların bölge politikalarının taşeronluğunu yaparken en fazla zararı, temsil ettiklerini iddia ettikleri halklara vermiş olmaları. PKK’nın faaliyetlerinden en fazla zararı Kürtler görürken Ermenistan’ın bölgedeki saldırganlığı ve uzlaşmaz politikalarının en büyük kaybedeni bu politikalar yüzünden yoksulluğa mahkûm olan Ermeni halkı...
İşgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeden Türkiye’nin Ermenistan ile sınırını açmama kararının bu ülke ekonomisine verdiği zarar Erivan’ın saldırgan politikalarının halkı açısından doğurduğu olumsuz sonuçlardan yalnızca biri. İşgalci tavrını sürdürmesi bu ülkenin Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan ile ekonomik iş birliği eksenli bir ilişki geliştirmesini engelliyor ve onu Rusya’nın oyuncağı kılıyor.
PKK terörünün Türkiye, Irak ve Suriye Kürtlerine verdiği zararı anlatmak için ise bir köşe yazısına ayrılan sayfa yerine kitaplara ihtiyaç var. Bu terör örgütünün öldürdüğü Kürtler, saldırıları nedeniyle Kürt bölgelerine yıllarca yatırım yapılamaması, örgütün Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki Kürtleri bölerek bölge insanının değil de bölge dışı güçlerin çıkarlarına hizmet etmesi bu zararların sadece birkaçıdır.
Ermenistan ve PKK’nın bir ortak noktası da, her ikisinin de Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedeflemesidir. PKK’nın asıl hedefinin Kürtlerin hakları değil de ABD ve diğer küresel aktörlerin desteğiyle bütün bölgeyi karmaşaya sürükleyecek yeni bir devlet kurmak olduğu açık. Ermenistan’ın da Türkiye topraklarının bir kısmında gözü olduğu sır değil. Bunu açık bir şekilde söylüyorlar.
Her ikisinin de bu hedeflerini gerçekleştirmek için Türkiye’nin zayıf bir anını kolladıklarına ve Türkiye’de bir zaaf ve istikrarsızlık oluşması durumunda Doğu Anadolu’nun koparılması için harekete geçeceklerine kuşku yok. Şu anda Türkiye’de güçlü bir liderlik ve kararlı bir dış politika olduğu için şimdilik ABD, Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinin destekleriyle yıpratma savaşı uyguluyorlar.
Türkiye ve Azerbaycan’a karşı saldırılarda bulunan ve toprak bütünlüklerini hedef alan Ermenistan ve PKK’nın, bölgesel politikaları rekabet hâlinde olan ABD ve Rusya’nın aynı anda desteğini almış olmaları her ikisinin de aktör değil araç olduklarını gösteriyor. Washington ve Moskova’nın Türkiye ve Azerbaycan siyasetinin kullanışlı araçları.
Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan ve PKK gibi araçlarla mücadele ederken, onların arkasındaki asıl aktörleri gözden kaçırmamaları ve bu mücadelede iş birliğini sıkılaştırmaları önemli.
[Türkiye, 18 Temmuz 2020].