Türkiye uzun yıllar büyük problemler yaşadığı ekonomide 2002'den sonra çok farklı bir performans gösterdi. Öyle ki ülke ekonomisinin yumuşak karnı olan kamu maliyesi, bugün başarının birinci adresi durumuna geldi. Ülkenin genel ekonomisinde yaşanan bu süreç, doğal olarak şehirlerin gelişmişlik düzeyine de olumlu yansıdı. Kamu harcamalarına ve yatırımlarına ayrılan payın artmasıyla gerçekleşen bu durum, şehirlerin çehresini de değiştirdi.
Sanırım bu yatırımlar arasında en önemli katkı eğitim harcamalarından geldi. Her şehirde en az bir üniversitenin olması, şehirlerin ekonomisine pozitif bir ivme kazandırdı. Çünkü üniversite yalnızca bir eğitim yatırımı olarak değerlendirilmemeli. Aynı zamanda birçok ekonomik aktiviteyi harekete geçirirken, şehrin ticari etkinliğini artırıyor ve yeni iş alanları da açıyor.
Şehirlerdeki sağlık ve ulaşım yatırımları da yine kentlerdeki gelişmişlik düzeyini önemli ölçüde artıran diğer bir faktör. Özellikle araştırma hastaneleri, yalnızca şehir merkezinde yaşayanlar için değil ilçe ve köylerde ikamet edenlerin de yaşam kalitesini artırdı. Altyapı çalışmaları, otoyol, köprü ve yol hizmetleri de, şehirlerin birbirine bağlantısını güçlendirirken, hiçbir kentin uzak olmadığı algısını pekiştirdi.
Türkiye'nin 2023 ekonomi hedefleri için ise, tüm bu yatırımların meyvesini toplamak gerekiyor.
İSTANBUL DİĞER KENTLERE LİDERLİK EDİYOR
Türkiye'nin en fazla nüfusa sahip olan şehirleri İstanbul, Ankara ve İzmir ekonomide ürettikleri değerle diğer illerden ayrışıyor. Öyle ki, bugün İstanbul sanayi, ticaret, turizm ve finans sektörlerinde gösterdiği başarıyla dünyanın en hızlı büyüyen 300 metropolü arasında 4. sıraya yükseldi.
Aslında İstanbul, Türkiye ekonomisinin sağladığı başarının şehir bazında simgesi. Birçok sektörde yalnızca ulusal yatımcıların değil, küresel yatırımcıların da göz bebeği olan İstanbul'daki yatırımlar da, şehrin dünyadaki gözde finans ve iş merkezi olma sürecini hızlandırıyor.
3. Köprü, Marmaray, Kanal İstanbul gibi yatırımlar şehrin büyüsünü artırırken, 3. Havalimanı İstanbul'u uluslararası iş çevreleri için yakın ve etkili kılacak. Altyapı yatırımlarıyla küresel yatırımcının işinin kolaylaşması ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, İstanbul'a hak ettiği İstanbul Finans Merkezi olma prestijini de kısa sürede kazandıracaktır.
HER BİR ŞEHİR MARKA OLMALI
İstanbul sahip olduğu ekonomik potansiyeliyle hem ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor, hem de diğer iller için güzel bir örnek oluşturuyor. Brooking Enstitüsü ve JP Morgan Chase tarafından yayınlanan “Global Metro Monitor 2014” raporuna göre en hızlı gelişen metropol sıralamasında ilk 10'da İstanbul'un yanı sıra, İzmir, Ankara ve Bursa var. İlk 10'a 4 şehriyle giren Türkiye'nin bu başarısının başlıca gerekçesi ülke ekonomisindeki genel durum.
Bursa'nın da bu sıralamaya girmesi, genel durumdaki iyileşmenin mikro düzeye yansıdığını gösteriyor. Ancak bu başarının sürekliliği, şehirlerin kendi karakteristik özelliklerine göre ülke ekonomisine katılmasına bağlı. Ülkedeki genel ekonomi uygulamalarının, şehir bazında özelleşmesi ve her bir şehrin sahip olduğu potansiyele göre desteklenmesi gerekiyor.
81 ilin hepsinde tüm kamu yatırımları ortaklaşa yürümeli ve şehirlerarasındaki gelişmişlik farkı ortadan kaldırılmalı. Bunun gerçekleşebilmesi, şehirlerin öne çıkan özelliklerine yatırım yapılarak, hangi sektörde iyiyse o sektörde desteklenmesiyle mümkün.
Bu şekilde Antalya yaz turizminin ana kapılarından biri olurken, Erzurum kış turizminde ve kongre düzenlemede öncü merkez konumuna taşınabilir. Farklı şehirlere yönelecek yabancı yatırımların artması, her bir şehrin başka bir ülkeyle olan ticari ilişkisini de güçlendirecek.
Farklı şehirlerin değişik sektörlerde ön plana çıkmasıyla her bir kent, Türkiye ekonomisi trenini büyüten bir vagon olacak. 2023 ekonomisini inşa ederken bu konuda yapılacaklar belirleyici olacak. Makro plandaki ekonomi uygulamalarının mikro düzeyde, şehirlerin ekonomik dokusuna uygun bir şekilde yürütülmesi, son raddede ülke ekonomisini daha da ileriye taşıyacak.
Genel resme odaklanırken, resmin parçalarının her birinin büyük resmi oluşturduğu unutulmamalı. Türkiye ekonomisi resmindeki parçaların çeşitlendirilmesi, 81 ilin ekonomik aktiviteye katılmasıyla gerçekleşecek.
[4 Mayıs 2015, Yeni Şafak]