Fırsat buldukça dile getiriyorum: Enerji ve teknoloji açıklarımızı çözemediÄŸimiz takdirde, ne kısır tartışmalara girmekten kurtulabileceÄŸiz ne de ihtiyacımız olan ekonomik sıçramayı yapabileceÄŸiz. Ä°ÅŸte bu nedenle köÅŸemizdeki analizler de, zaman zaman bu konulara odaklanmasa olmuyor. O halde hazır bu hafta Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ne (NGS) iliÅŸkin geliÅŸmeler yaÅŸamışken, bir enerji temasına daha merhaba diyelim. Üstelik bu kez iÅŸin içine teknolojiyi de sokarak…
Öncelikle hayırlı olsun diyerek baÅŸlayalım. Türkiye'mizin ilk nükleer santrali Akkuyu'nun deniz yapılarının temeli Salı günü atıldı. Daha önce, Menderes'le baÅŸlayan nükleer hikâyemizin 60 yıl bekleyip “büyümeden yaÅŸlandığını” uzun uzun anlatmıştım. Dolayısıyla, bu topraklarda fi tarihinden beri ezberlenen atom projesinde nihayet somut adımlar görmek sevindirici.
Tabii bir yandan da nükleer, toplumun mesafeli durabildiÄŸi hassas bir konu özelliÄŸi taşıyor. Hatta bu baÄŸlamda temel atma günü de protestolara ÅŸahit olduk. Ä°ÅŸte bu nedenle, nükleeri açık açık konuÅŸmak ve uzlaÅŸma çalışmaları yapmak oldukça önemli. Daha önce deÄŸindiÄŸim bu hususlara girmeyeceÄŸim ancak NIMBY konusuna özel yoÄŸunlaÅŸma gerektiÄŸinin yeniden altını çizmiÅŸ ve eski yazılarımı adreslemiÅŸ olayım.
Bugün ise, nükleer santral meselesini farklı bir açıdan ele almak istiyorum: YerlileÅŸtirme.
YERLÄ° SANTRAL HAYALÄ°MÄ°Z
Planlarımız hazır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız'ın 2015-2019 Stratejik Planı'ndaki ilgili hedef der ki: “Nükleer enerjinin elektrik enerjisi üretim portföyüne dâhil edilmesi saÄŸlanacaktır”.
Bu baÄŸlamda, Akkuyu NGS 2018 sonunda test üretime geçerken, bundan tam 1 sene sonra ise Sinop NGS inÅŸaatı baÅŸlayacak ve 3. NGS için de fizibilite ve yatırım hazırlıklarına start verilecek.
Ä°ÅŸte NGS planları 2019 sonuna doÄŸru bu ÅŸekilde ilerleyecekken, nihai hedeflerimizden olan “santral yerlileÅŸtirme” planlarımıza da ÅŸimdiden odaklanmamız gerekiyor. Zira bu santrallerde giderek yoÄŸunlaÅŸması gereken yerli katkının; inÅŸaat, basit malzemeler ve taÅŸeronluk gibi boyutların çok daha ötesine geçmesi ÅŸart. Aksi takdirde, nükleerin “enerji arzı” yanında eÅŸ bir faydası olan “sanayi ve yüksek teknoloji” getirisinden hakkıyla istifade etmemiz mümkün olmaz.
NGS kurulumunun, çeÅŸitli üretim yeteneklerini bir araya getiren karmaşık bir proses olduÄŸu malum ancak iÅŸi kavrayıp santrallerinin bin bir çeÅŸit aksamını kendi elleriyle yapmayı öÄŸrenmiÅŸ geliÅŸen ülke örnekleri de var. Bu noktada en önemli unsur, doÄŸru planlamaları yapmak ve koordinasyonu saÄŸlamak… Özel sektöre de, kamuya da ortaklaÅŸa büyük bir görev düÅŸüyor.
ENVANTER VE YÖNLENDÄ°RME
Varmak istediÄŸimiz amaç, nükleer reaktör ve yardımcı elemanların üretiminde esas olan malzeme ve teknikleri yerlileÅŸtirmek. O halde, NGS teknolojisine iliÅŸkin sektörel haritayla yerlileÅŸtirme durum tespiti yapmak, öncelikli iÅŸimiz. Halihazırda baÅŸlatılmış olan bu envanter çalışması sayesinde, mevcut aktif/atıl yetenek ve teknolojilerimizi belirlemekle kalmayıp eksik yönlerimizi tamamlayıcı yöntemlere baÅŸvurarak etkin bir süreç yürütebileceÄŸiz.
Tabii bu noktada, nükleere özel bir konu olduÄŸunu vurgulamak gerek. O da, ilgili makine, teçhizat ve malzemelerin yüksek emniyet katsayısına haiz olması. Kritik teknolojiler olarak sınıflandırabileceÄŸimiz bu bileÅŸenler, uluslararası standartlara uyum saÄŸlamak zorunda.
Söz konusu nükleer kalitesini yakalamak anlamında, teknoloji transferi ve Ar-Ge çalışmalarının yanı sıra, sektörler ve kurumlar arası iÅŸbirliÄŸi de önem taşıyor. ÖrneÄŸin, ihtiyaç duyulan özellikli malzemelerden hâlihazırda mevcut olmayanların üretimini baÅŸarabilmek için, kamunun birikim ve altyapı desteÄŸiyle pratik imkânlar yaratılabilir. Ayrıca, firmaların kendi aralarında oluÅŸturacakları kümelenmeler de bir sinerji yaratacaktır.
DÜÅžÜK RÄ°SK ORTAMI GEREK
Nükleerde yerlileÅŸtirme hedefine ulaÅŸabilmek için, sanayinin teÅŸvik edilmesi de ÅŸart. YoÄŸun sermayeli yatırımlar gerektirebilen malzeme üretiminde devletin lokomotif görevi üstlenip düÅŸük risk ortamını yaratmasına ihtiyaç var. Örnek olarak, G. Kore'nin nükleer kabiliyetlerini baÅŸarıyla inÅŸa etmesinde bu faktörün baÅŸrol oynadığı ifade edilebilir. Bir diÄŸer kritik hususun ise, söz konusu sanayinin ekonomik büyüklükte anlam kazanması için dış pazarlarda da iÅŸbirlikleri geliÅŸtirmek olacağını atlamamak gerek.
Dolayısıyla, etkin stratejiler hayata geçirildiÄŸi takdirde, NGS'lerde yerli katkı payı artarken, tedarikte dışa bağımlılık azaltılabilir. Gerek iÅŸ hacmi yaratmak gerekse cari dengeyi sarsmamak adına bu nokta önem taşıyor.
Burada çok genel hatlarına deÄŸindiÄŸim nükleer santral yerlileÅŸtirme projesinin, Türkiye için sadece enerji üretimi deÄŸil, sanayi üretiminin de nicelik ve nitelik anlamında yükseliÅŸe geçmesini saÄŸlayan bir tetikleyici olacağına ÅŸüphe yok. Türkiye nükleerle, enerjide ve sanayide sınıf atlayacak.
Bu nedenle bugün nükleerli geleceÄŸimize dair atılması gereken köklü temeller için de, vakit kaybetmeden kapsamlı bir strateji oluÅŸturmamız gerekiyor.
[Yeni Åžafak, 17 Nisan 2015]