Bir siyasi profil yazabilmek için siyasetçiyi birkaç kelime ile özetlemeniz gerekmektedir. Kılıçdaroğlu’nun siyasi profilini, CHP’nin başına geldiği ilk zamanlarda yazmıştım. O günlerde Kılıçdaroğlu, CHP’ye oy veren tabanın tüm izlerini taşıyan melez bir liderdi. Mavi gömleği ile sosyal demokrat görüntüler veriyor, başörtüsüne bir metrelik bez diyerek Kemalistlerin gönlünü hoş tutuyor, kasketiyle Ecevitçileri selamlıyor, vurgulamaktan imtina etse de mezhepsel kimliği ile Alevilerle otantik bağ kuruyor, koltuk altında taşıdığı dosyalarla siyasetin savcılığına soyunuyor ve yoksulların haklarını koruyan bir kahraman edasıyla yeni CHP’den bahsediyordu.
Uzun bir bürokrasi geçmişinden sonra yaklaşık on yıllık siyasetçiydi CHP’nin başına getirildiğinde. Baykal sonrası CHP’de parti içi fraksiyonlar oldukça güçlüydü. Zaten 2010’ların CHP’si sol Kemalist çizgideki bölünmeleri aşa aşa geldiğinden içinde birbirinden farklı partileri barındırmaktaydı. Her birleşme ile yeni bir fraksiyonu oluşan CHP’de hiçbir grup diğerini pasifize edecek kadar da güçlü değildi. Kılıçdaroğlu’nun şansı bürokrasiden geldiğinden fraksiyonların herhangi birine dahil olmamasıydı. Ancak bundan daha önemlisi diğerini yok edemeyecek olan her fraksiyonun ileri gelenlerinin Kılıçdaroğlu’nu yönetebileceğini, olmazsa yönlendirebileceğini düşünmesiydi. Güçlü fraksiyonların olduğu siyasal yapılarda güçsüzlük dayanılmaz bir cazibe oluşturmaktadır. Kılıçdaroğlu’nu CHP liderliğine taşıyan da bu güçsüzlüğün dayanılmaz cazibesi oluşturur.
On yıl sonra geriye baktığımda, Kılıçdaroğlu’nun siyasi profili hakkındaki çıkarımlarımın süreç içinde doğrulandığını görmekteyim. Bu arada Kılıçdaroğlu da siyasi kariyerini geliştirdi ve öncelikle liderlik diyetiyle borçlu olduğu Önder Sav’dan, sonrasında...
Devamını Kriter sitesinde okumak için tıklayın: Kılıçdaroğlu: Gereğince, Gerektiğinde, Gerektiği Kadar