Para Politikası Kurulu (PPK) bu hafta orta düzey bir merakla beklenen Mayıs toplantısında, koridorun üst bandında 50 baz puanlık bir indirime daha gitti. Böylece Merkez Bankası, marjinal fonlama oranı olarak ifade edilen gecelik borç verme oranını %10'dan %9,5'e çekmiş oldu. Ve piyasa beklentileriyle uyumlu olarak nitelendirebileceğimiz bu kararla TCMB, sadeleştirme yolunda bir adım daha atmış oldu.
Söz konusu faiz indiriminde enflasyon gevşemesinin izleri görülürken, çekirdekteki sınırlı iyileşme ise önümüzde halen bir fren olarak duruyor. Salı günü Kabine'nin açıklandığı makul atmosferde gelen karar piyasalarda bir olumsuzluğa yol açmazken, yayınlanan PPK açıklamasında yakın dönemde küresel oynaklıklarda bir miktar artış yaşandığına dikkat çekilmesi de, kanaatimce önemli bir nokta...
ORTALAMA FAİZ
İşin o kısmına birazdan değineceğim ancak öncelikle geldiğimiz durumu anlamaya çalışacak olursak, bu noktada ağırlıklı ortalama fonlama maliyetine bakmak daha net bir fikir verir. Nitekim daha önceleri de değindiğim hususu kabaca hatırlatmam gerekirse, TCMB gecelik ve haftalık faizi belirlemenin yanı sıra, ilgili fonlama kompozisyonuyla da oynayarak, bir nevi ortalama faizi yönetmiş oluyor.Bu bağlamda, gecelik borç vermede bu ay gidilen 50 baz puanlık indirim, fonlamanın son dönemde %40'ının altında üstünde gezinen kısmına ait. Haliyle de, ortalamayı ve piyasayı kısmen, ya da bir diğer deyişle cüssesi kadar etkilemiş oluyor.
Öte yandan Mayıs toplantısında PPK'nın, üst bantta indirime giderken, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını ise %7,5'te sabit tuttuğunu görüyoruz. Bununla birlikte bu noktada, Merkez'in fonlamayı, haftalık kanalla daha ağırlıklı yaptığını hatırlatayım. Ve bu fonlama, kompozisyonun içinde zaman zaman yükselen paylar almakta. Demek istediğim ise şu: Merkez %7,5'e dokunmuyor ancak buradaki likidite kısmında ağırlığı artırdığı vakit, ortalamada aşağı yönlü bir etki yaratabiliyor.
SİMETRİ DERKEN…
Tüm bu işlemlerin sonucuna topluca bakacak olursak da; ortaya çıkan ortalama faizin, bu hafta %8,35 ile Temmuz 2015'ten bu yana en düşük seviyeye gerilediğini müşahede ettik. Oran dün ise, kayıtlara %8,41 olarak geçti.Merkez'in altına imza attığı faiz indirimi kararı, bunun yanı sıra, daha simetrik bir koridor gayesi doğrultusunda asimetriyi de bir miktar daha azaltmış oluyor. Tabii tam bu noktada, canı sorgulama yapmak isteyenlere bir alan açılıyor. Amaç simetri ise, tek yol yukarıdan bastırarak bir sadeleştirme mi? Nitekim işin ucu, buradan ufuktaki enflasyon hedefine varıyor. Özünde ise kendini, sıkı para politikasının nasıl tanımlandığına ya da derecelendirildiğine dair bir fikir ayrılıkları yumağında buluyor.
NE OLUR NE OLMAZ?
Komplike bir hale getirmeden meramımı söyleyecek olursam da, şu anda tüm bunların kesişiminde yatan kritik bir unsurun, dünüyle yarınıyla döviz kuru olduğu kanaatindeyim. Öte yandan, faizde önümüzdeki aylarda ne olur diye sorarsanız; tam da bu düşünceden hareketle, PPK açıklamasındaki küresel volatilite vurgusunu adreslemem gerekir. Söz konusu oynaklığın, özellikle FED'in faiz artırımına dair merakları kabarttığı ve Brexit tantanasının demlerine yaklaştığı bir dönemde hızla dinginleşmesi, pek güçlü bir ihtimal değil. Dolayısıyla da, Mayıs toplantısında PPK'nın, dalgaların daha da yükselmesi olasılığını da düşünüp bir manevra yapmış olduğunu söylemek mümkün.Sonuç olarak ise, çekirdeğin yavaş düzelmeler, manşetin ise dalgalı bir görünüm sergileyeceğini öngördüğüm küresel risk baskılı gelecek aylarda, sadeleşme sürecinde ılımlı hareketler bekliyorum.
[Yeni Şafak, 27 Mayıs 2016].