SETA tarafından yayımlanan "2015 Avrupa İslamofobi Raporu", Avusturya’nın başkenti Viyana’da tanıtıldı.
Avrupa Birliği Evi’nde gerçekleşen panelde konuşan SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, raporun Avrupa’da 25 ülkede 37 bilim insanının İslamofobi konusunda yaptığı çalışmalar sonunda hazırlandığını belirtti.
Avrupa’da son yıllarda İslam karşıtı hareketlerin arttığını belirten Bayraklı, "Avrupa genelinde İslamofobi ile ilgili ciddi bir sorun var ancak İslamofobi ile ilgili yok denecek kadar az çalışma var. Özellikle yıllık olarak İslamofobi ile ilgili gelişmeleri raporlayan çalışmalar yok denecek kadar az. Bizim raporumuzun önemi bütün ülkeleri tek tek inceleyerek yıllık olarak İslamofobiyi belgelemek, ortaya koymak ve yıllık bazda karşılaştırma sağlayacak bir rapor koymak istiyoruz. Raporu sadece yayınlamak yetmez. Raporumuzu yayınladıktan sonra tanıtmamız ve karar verecileri ulaştırmanız gerekiyor" dedi.
"IRKÇI YAKLAŞIMLAR SADECE MÜSLÜMANLARI HEDEF ALMIYOR"
Raporun ABD, Belçika ve Ankara’da sunumunu yaptıklarını aktaran Bayraklı, özellikle karar vericilere ulaştırmaya çalıştıklarını ifade etti.İslamın ve Müslümanların Avrupa’nın bir parçası olduğunu kaydeden Bayraklı, "Avrupa toplumları çok kültürlü, çok dinli hale geldiler, bu tecrübeyle farklı kültürler arasında uyumu sağlamaları gerekir. Avrupa’da sosyal barışla ilgili kaygı duyan insanların İslamofobi meselesini ciddiye aldığını düşünüyorum. İslamofobi ile başlayan ırkçı yaklaşımlar sadece Müslümanları hedef almıyor diğer kesimlere karşı gelişmeye başladığını görüyoruz." diye konuştu.
"BÜTÜN IRKÇILIKLARA KARŞI ÇIKMALIYIZ"
Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Farid Hafız da Müslümanlara karşı saldırıların sürekli arttığını belirterek, "İslamofobi sadece Müslümanlara karşı bir tehdit değildir, aynı zamanda bütün toplumlara karşı bir tehdittir. Bu yüzden kurbanlar sadece Müslümanlar değil, aynı zamanda kurbanlar bütün toplumun parçasıdır." ifadelerini kullandı.Hafız, Avusturya’da cumhurbaşkanlığı seçiminde aşırı sağcıların ciddi oy artışı kaydetmelerinin siyasileri sağcı ve popülist politikalar üretmeye yönelttiğini kaydetti.
Asıl önemli olanın İslamofobik saldırıların gurur duyulacak bir davranış gibi açıklanması olduğunu vurgulayan Hafız, şunları söyledi:
"Bazı sağcılar, İslamofobik olduklarını açıkça ifade ediyorlar ve bundan gurur duyduklarını açıklıyorlar. Siyasiler de bu söylemlerin rüzgarına kapılarak politikalar benimsiyorlar. Daha önce kurumsallaşmış böyle bir ırkçılık görülmemişti. Bütün ırkçılıklara karşı çıkmalıyız."
"RAPORLAR ÇOK ÖNEMLİ"
İnsan hakları aktivisti Dudu Küçükgöl ise Avrupa’da Müslümanlara yönelik saldırıların rapor edilmesinin önemine dikkat çekti. Müslümanlara yönelik saldırıların kayıt altına alınmaması halinde kimsenin ciddiye almadığını vurgulayan Küçükgöl, "Avrupa İslamofobi Raporu çok önemli. Çünkü Müslümanlar, başörtülü bayanlar saldırıya uğrayınca, yüzlerine tükürülüce, vurulunca ve hakaret edilince bunu bildirmiyorlar. Birbirlerine sadece sana oluyor başka yerde yok diyorlar. Her olay kişisel bir olay veya bir kere olmuş tarzında anlatılıyor. Bu yüzden böyle raporlar önemli" dedi.Küçükgöl, genel olarak İslamofobi yerine her türlü nefret söylemlerinin suç olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
[Anadolu Ajansı, 20 Haziran 2016]