Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) Washington Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, "ABD kamuoyu; Marksist, Leninist bir terör örgütüyle, Amerika'nın NATO müttefikine tehdit olan bir terör örgütüyle iş birliği yapıldığının çok farkında değil. Zaten Amerikan kamuoyu, dış politika konularında çok da ilgili değil, bilgili değilin ötesinde ilgili değil." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin Afrin bölgesinde yürüttüğü "Zeytin Dalı Harekatı" devam ediyor.
Amerika'nın, Afrin konusunda ilk başlarda "Operasyon alanımız değil" açıklamalarını, süreç içerisinde "Kaygılıyız" açıklamaları izledi.
Uzmanlar, Amerika'nın YPG/PKK konusundaki açıklamalarını ve bölgedeki siyasetini, AA muhabirine değerlendirdi.
SETA Washington Araştırma Direktörü Kanat, ilk açıklamalarında; Afrin'in kendi operasyon bölgesi olmadığını, bunun ülkelerini direkt olarak ilgilendirmeyeceğini söyleyen Amerika'nın, daha sonra aniden Afrin ile ilgili kaygılarını iletmeye başladığını belirtti.
"Kaygılıyız" açıklamalarının gittikçe tonunun arttığını dile getiren Kanat, şöyle devam etti:
"Amerika'nın YPG ile olan ilişkisinin, Zeytin Dalı Harekatı'ndan etkilenmesi kaygısı var. YPG'nin Afrin'i korumadığı için Amerika'ya sorun çıkartması veya YPG'lilerin Afrin'e gitmesi kaygısı da Amerika için mevcut. Türkiye'nin Rusya ile Afrin konusunda ne anlaşmaya vardığı, Amerika'nın kaygılandığı bir diğer konu.
Dolayısıyla ABD açısından rasyonel hesaplanmış, sofistike bir plan yokmuş gibi görünüyor. ABD kamuoyu; Marksist, Leninist bir terör örgütüyle, Amerika'nın NATO müttefikine tehdit olan bir terör örgütüyle iş birliği yaptığının çok farkında değil. Zaten Amerikan kamuoyu, dış politika konularında çok da ilgili değil, bilgili değilin ötesinde ilgili değil."
Türkiye'nin YPG/PKK konusunda politikasının çok açık olduğunu aktaran Kanat, "Menbiç konusunda da Türkiye'ye verilen bir sürü söz var. Bu sözlere sadık kalacak bir yönetim görünmüyor şu an Amerika'da. Menbiç konusunda bir plan da görünmüyor. Suriye ile ilgili açıklanan stratejide YPG ile ilgili hiçbir husus yok. Amerika'nın YPG ile ne yapacağını kendileri de bilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Suriye'de farklı aktörler ön plana çıkıyor"
Marmara Üniversitesi (MÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Erşen de ABD'nin, YPG/PKK'yı Suriye'de bir aktör olarak gördüğünü söyledi.Suriye'de hükümet gücü olmadığı için farklı aktörlerin ön plana çıktığını, bunlardan bazılarının terörist unsurlar olduğunu ifade eden Erşen, DEAŞ ve YPG/PKK'nın da bunlardan olduğunu kaydetti.
Erşen, Rusya'nın da aynı Amerika gibi bu aktörleri sahada kullanabileceği bir piyon olarak elinde tutmak istediğini dile getirerek, "ABD ise kendi askerlerini sahaya sokmamak için YPG'yi destekliyor. Rusya da aktör olarak Suriye'de var ama maliyetlerini minimize etmek istiyor artık. Mart 2018'de Rusya'da başkanlık seçimleri var. Rusya'nın bu seçimden önce halkına sunabileceği bir şeyler lazım. Dolayısıyla artık askeri bir yatırım yapmak istemiyor Suriye'ye, siyasi bir aşamaya geçecek." diye konuştu.
PKK'yı, Amerika'nın terör örgütü olarak tanıdığını ancak Rusya'nın terör örgütleri listesinde PKK'nın bulunmadığı bilgisini veren Erşen, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rusya'nın şöyle bir farkı var; burada ilginç bir çelişki de var. ABD, PKK'yı terörist örgüt olarak tanıyor ancak Rusya tanımıyor ama burada Amerika'nın ilişkisi YPG ile daha yoğun. Türkiye'nin beklentisi şu olmalı; Rusya, o bölgede Türkiye'yi çok önemli bir aktör olarak gördü ve yanından ayırmak istemediği için Afrin konusunda ciddi tavizler verdi ama Rusya'nın bundan dolayı çok mutlu olduğunu da düşünmemek lazım. Rusya ve Türkiye arasında Suriye'de karşılıklı bağımlılık durumu var. Bu kadar fikir ayrılığına rağmen başka türlü birbirlerini idare edemezlerdi. Rusya, İdlib konusunda Türkiye'nin aktif iş birliği olmadan istediği sonucun olmayacağının farkında. İdlib'teki örgütleri kontrol altında tutan en önemli aktör Türkiye. Rus pilotun cesedinin alınması noktasında da Türkiye'nin katkılar oldu."
 "Amerika-Rusya hattını Türkiye'nin çok iyi izlemesi lazım"
Rusya'nın Afrin konusunda Türkiye'ye alan açmış olmasının, Türkiye ile iş birliğine olan ihtiyacından kaynaklandığını aktaran Erşen, şöyle devam etti:"Soçi süreci Rusya'nın gündeminde birinci sırada. Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'ndan dolayı Rusya üzüntü duydu çünkü tam Soçi'nin öncesine denk geldi. Amerika-Rusya hattını Türkiye'nin çok iyi izlemesi lazım çünkü onlar da Türkiye'den bağımsız birbirleriyle çeşitli pazarlıklar yapıyor. YPG konusu bunun için önemli. Bir anda Türkiye kendisini dışlanmış halde bulursa hava operasyonlarının geleceği açısından da sıkıntı çıkar. Bunu da düşünmek lazım."
Doç. Dr. Erşen, Menbiç'e operasyon gündeme gelirse Türkiye-Amerika ilişkilerinde bir gerginlik yaşanmasının Rusya'nın "işine geleceğini" söyleyerek, "Şunu da unutmamak lazım; Rusya'nın YPG ile ilişkileri şu anda çok gerilmiş durumda, YPG'yi Kürtlerin en önemli aktörü olarak gördüğü için ona da ihtiyacı var. Menbiç şu anda Amerika için çok daha önemli. Amerika için Türkiye'yi bu kadar fazla dışlamış olmasının, kendisine fayda getirmeyeceğini göreceğini düşünüyorum. Menbiç olayını başka şekilde de çözebilirler. Şunu da unutmamak lazım; orada Türkiye'ye verilmiş bir söz var. Bu noktada Türkiye gözünü karartıp bir Rusya açılımına girecek olursa, ABD için de bunun ciddi sonuçları olacaktır. Bu kadar olayı riske atacaklarını tahmin etmiyorum." ifadelerini kullandı.
[AA, 12 Åžubat 2018].