26-27 MAYIS 2009, Conrad Otel, İSTANBUL
SETA, 26–27 Mayıs 2009 tarihleri arasında İstanbul Conrad Otel’de Türkiye-Ermenistan İlişkileri Çalıştayı düzenlemiştir. Çalıştayın temel amacı Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirmek, ilişkilerin normalleşmesi önündeki engellerin neler olduğunu analiz etmek ve Türk-Ermeni ilişkilerinde yakınlaşmaya katkı sağlayacak öneriler geliştirmektir. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi yönünde atılan adımlar, lehte ve aleyhte çeşitli tepkilere yol açmıştır. Müzakere ve çözüm süreçlerinin her zaman zor olduğu gerçeği göz önüne alındığında, bu durumu normal karşılamak gerekir. Türkiye-Ermenistan ilişkileri hem Türkiye-Azerbaycan, hem Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri açısından hem de Güney Kafkasya’da güven ve istikrarın tesisi açısından önem arz etmektedir. Türkiye-Ermenistan İlişkileri Çalıştayı’nda Türkiye’den ve Ermenistan’dan uzmanların katılımıyla iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölge siyaseti ele alınmıştır. Genel Değerlendirme SETA'nın 26–27 Mayıs 2009 tarihlerinde İstanbul’da düzenlemiş olduğu Türkiye-Ermenistan İlişkileri Çalıştayı’nda Türkiye ve Ermenistan’dan gelen katılımcılarla iki ülke arasındaki ilişkiler ve bugün devam eden normalleşme süreci çok yönlü olarak ele alınmıştır. Çalıştayda iki ülkenin son zamanlarda normalleşme süreciyle kaydettiği gelişmeler takdirle karşılanarak bunun nasıl daha ileri aşamaya getirilebileceği noktasında Ermeni ve Türk katılımcılar arasında fikir teatisi gerçekleştirilmiştir. Yapılan oturumlarda Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki normalleşme süreci, Karabağ sorunu ve sınırların açılması gibi temel konular ve sorunlara dair farklı yaklaşımlara değinilmiştir. Çalıştayda, Ağustos 2008 tarihinde meydana gelen Rus-Gürcü çatışmasının, Kafkasya’ya istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı getirdiği üzerinde durulmuştur. Buna karşı Türkiye’nin kendi inisiyatifi ile ortaya attığı Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu (KİİP) ve ardından Türkiye-Ermenistan arasında ivme kazanan normalleşme sürecinin bölgeye istikrar ve güvenlik getirici bir unsur olarak görülmeye başladığı dile getirilmiştir. Türkiye’nin KİİP ve normalleşme süreci ile etrafında bir barış kuşağı oluşturma politikası izlediği ve yakın çevresi olan Kafkasya’da güvenlik ve istikrar üreten bir aktör olarak proaktif bir dış politika izlediği vurgulanmıştır. Bu girişimlerin Kafkasya’da yeniden entegrasyonu ve güven artırıcı işlevleri yerine getirdiğine dikkat çeken katılımcılar, bölge politikasının taraflardan birinin kazandığı ve diğerinin kaybettiği sıfır toplamlı oyun yerine herkesin kazanacağı kazan-kazan stratejisi ve işbirliği eksenine kaydığını ifade etmişlerdir.
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde ve normalleşme sürecinde temel konunun öncelikle sınırların açılması olduğu, ancak bunun da al-ver denklemine indirgenmeyerek karşılıklı işbirliği ve çıkarlar doğrultusunda yapılması gerektiğinin altı çizilmiştir. Sınırların açılması her iki tarafa da kazanç sağlayacak olup, iki ülke ticari ilişkilerini ikiye katlayacaktır. Sınırların açılması halinde Ermenistan ticaret hacmi 14 kat artarken Türkiye ticaretinin de üç kat artacağı öngörülmektedir. Özellikle, Ermenistan açısından sınırların açılmasının 70 milyonluk bir pazarın açılmasını ifade ettiği; bu nedenle sınırların açılmasıyla Ermenistan’ın Türkiye’den çok daha fazla kazançlar elde edeceği ileri sürül