SETA PUBLIC LECTURE By Ş. İlgü Özler, Assistant Professor, Department of Political Science and International Relations, State University of New York-New Paltz Date: January 14, 2010 Thursday Time: 11.00 – 12.30 Venue: SETA Foundation, Ankara
AK Parti gücünü muhafazakar burjuvaziden alıyor SETA’nın 5 Ocak 2010 Salı günü düzenlediği “Siyasal İslam ve Resmi Laiklik Anlayışının Sorunları” başlıklı panelde konuşan New York New Paltz Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Ş. İlgü Özler, Türkiye’de laiklik anlayışı, siyasal İslam, siyasi elitler ve sivil toplum gibi konuları güncel gelişmeler ışığında değerlendirdi. Konuşmasına “din siyasetin bir parçası mıdır, yoksa ondan ayrılabilir mi?” sorusuyla başlayan Özler, bazı yazarların demokrasilerdeki dâhili unsurların siyasallaşmasını bir tehdit olarak gördüklerini belirtti. Hukuk düzeninde dinin siyasal hayattaki ifadesini yasaklayan bir düzenin antidemokratik olacağını belirten Özler, dini çıkar gruplarının siyasi etkinliğini anlamak için, siyasi aktörler ve sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkiler üzerinde durulması gerektiğini söyledi. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye’de laiklik, din ve devlet ilişkisini araştırmak için mülakatlar gerçekleştiren İlgü Özler, bu kapsamda MÜSİAD, MAZLUMDER, Milli Gençlik Vakfı, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmüş. Bu mülakatlar sırasında bu sivil toplum kuruluşlarının AK Parti’yi seküler bir parti olarak gördükleri, AK Parti’den dini anlamda bir taleplerinin olmadığını belirten Özler, ancak görüştüğü sivil toplum kuruluşlarının aynı zamanda kamusal alanda vatandaşın dini taleplerine alan açılması gerektiği yönünde bir beklentilerinin de olduğunu, İmam hatip liseleri, başörtüsü meselesi ve azınlıklar gibi konularda ortak görüşlerin dillendirildiğini söyledi.Türkiye’de laiklik, din ve devlet ilişkileri Türkiye’de laiklik, din ve devlet ilişkilerine de değinen Özler, birçok çağdaş ülkede din ve devlet işlerinin birbirinden çok ayrık olmadığına dikkat çekti. Yasal anlamda kendilerini siyasal hayatta ifade edemeyenlerin resmi olmayan bir biçimde kendilerine demokrasi içinde sosyal ifade yolları bulduklarını belirten Özler, AK Parti hükümetinin demokratik bir çerçevede buna imkân tanıdığını söyledi. Din devlet ilişkileri bağlamında Türkiye’de Diyanet örneğinin dikkat çekici bir unsur olduğunu belirten Özler, bu kurumun Sünni İslam’ın resmi söyleminin bir yansıması şeklinde kamusal alanda belirdiğine dikkat çekti. Özler, Alevilerin bu kurumda yeterince temsil edilmediğini de sözlerine ekledi. Sivil aktörlerin politik partiler kanalıyla siyasete katılım yolları aradığına dikkat çeken Özler, daha önce MNP, MSP, RP, FP’nin olduğunu Necmettin Erbakan’ın İslamcı siyasetin önderlerinden biri olarak bu anlamda önplana çıktığını söyledi. 28 Şubat örneğini veren Özler, bu süreçte sivil aktörlerin politik hayata katılımına müdahale edildiğini ve sivil toplumun kamusal alandan dışlandığını söyledi.
AK Parti’nin kendini muhafazakâr demokrat olarak tanımladığını belirten Özler, AK Parti'nin İslamcı bir parti olmadığına dikkat çekti. Birçok ülkede tabandan yükselen din temelli sosyal örgütlenmenin varlığına dikkat çeken Özler, AK P