SETA > Domestic Policy |
Güvenlik Demokrasi ve İstikrar Sarmalında Suriye ve Afganistan

Güvenlik, Demokrasi ve İstikrar Sarmalında Suriye ve Afganistan

Güvenlik çalışmaları son yıllarda ülkemizde gelişme eğilimi gösteren bir alandır. Güvenliğin alanı, muhatapları, üretimi ve tüketimi ile ilgili yeni bakış açıları devlet eksenli bir güvenlik anlayışından, insan ve toplum merkezli bir güvenlik yaklaşımına geçişin sınırlarını zorlamaktadır. Bu çalışma, geleneksel güvenlik yaklaşımlarının dışında bir bakış açısı ile hem devletin hem de insanların güvenliğinin beraber sağlanmasının önündeki iki açmazı, güvenlik-demokrasi ve güvenlik istikrar ikilemlerini tartışmaya açıyor. Sadece teorik bir analiz sunmuyor, aynı zamanda Afganistan ve Suriye örneklerinde meseleyi inceliyor. Bu coğrafyalarda yaşanan güvenlik sorunlarının uluslararası dengelerin yanı sıra ülkelerin iç sorunlarından kaynaklandığını ileri süren çalışma, bölgedeki sorunlara bakışta okuyucuya yeni bir perspektif sunuyor. “Güvenliksizlik” ihraç etmekle itham edilen bu ülkelerdeki sorunun “kendi evlerine çeki düzen” verme sorunuyla ilintili olduğu alanda yapılan çalışmalarla desteklenerek açıklanıyor.

Güvenlik çalışmaları son yıllarda ülkemizde gelişme eğilimi gösteren bir alandır. Güvenliğin alanı, muhatapları, üretimi ve tüketimi ile ilgili yeni bakış açıları devlet eksenli bir güvenlik anlayışından, insan ve toplum merkezli bir güvenlik yaklaşımına geçişin sınırlarını zorlamaktadır. Bu çalışma, geleneksel güvenlik yaklaşımlarının dışında bir bakış açısı ile hem devletin hem de insanların güvenliğinin beraber sağlanmasının önündeki iki açmazı, güvenlik-demokrasi ve güvenlik istikrar ikilemlerini tartışmaya açıyor. Sadece teorik bir analiz sunmuyor, aynı zamanda Afganistan ve Suriye örneklerinde meseleyi inceliyor. Bu coğrafyalarda yaşanan güvenlik sorunlarının uluslararası dengelerin yanı sıra ülkelerin iç sorunlarından kaynaklandığını ileri süren çalışma, bölgedeki sorunlara bakışta okuyucuya yeni bir perspektif sunuyor. “Güvenliksizlik” ihraç etmekle itham edilen bu ülkelerdeki sorunun “kendi evlerine çeki düzen” verme sorunuyla ilintili olduğu alanda yapılan çalışmalarla desteklenerek açıklanıyor.

  Raporun tamamını indirin

***

Soğuk Savaş sonrası dönemde güvenlik kavramının uğradığı dönüşüm yeni kavramsallaştırmaları gerekli kılmaktadır. Bu kitapta eleştirel güvenlik okulu ve kültürel/ yapısalcı uluslararası ilişkiler yaklaşımlarından yararlanılarak güvenliğin ikilemleri ele alınmaktadır. Güvenliğin ikilemlerine dair geliştirilen teorik açılımların ardından tartışmaya iki örnek ülke ile devam edilmiştir. Uluslararası güvenlik çalışmalarının üzerinde durduğu güvenliğin muhatabı ve güvenliğin sağlanması sorunları, bu çalışmada da önemle üzerinde durulan konular olmuştur. Çalışmada, mevcut güvenlik yaklaşımı ve uygulamalarının devletin güvenliğini sağlamak için kurgulandığı ve ‘az gelişmiş’, ‘üçüncü dünya’ ve ‘güney’ ülkeleri göz önüne alındığında devlet aygıtının kendi güvenliğini rejim güvenliği olarak ele alıp, insan ve toplum güvenliğini sınırladığı düşüncesiyle hareket edilmektedir. Bu çalışma uluslararası güvenlik ile ilgili literatürde sıklıkla tartışılan ülkelerin kendi güvenliği ile bu ülkelerin bölgesel ve uluslararası boyutlarda güvenlik ya da güvenliksizlik ihracı arasında ilişkiyi iki farklı ikilem üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Güvenlik - demokrasi ve güvenlik – istikrar ilişkileri, bu ikilemlerin oluşturduğu gerilimler, her biri ayrı hedefler olan istikrar ve demokrasinin güvenlik ile ilişkilerinde oluşan kritik eşikler ve var olan durum, çalışmanın alt alanlarını oluşturmaktadır. Güvenlik-istikrar ve güvenlik-demokrasi ikilemleri Afganistan ve Suriye örnekleriyle tartışılarak, hem devletin hem de insan ve toplum güvenliğinin beraberce nasıl ele alınabileceği noktasına odaklanılmaktadır. Çalışmanın teorik altyapısını, güvenlik, istikrar ve demokrasi üzerinden kurulacak kritik eşiklerle daha fazla istikrar ve demokrasinin nasıl tesis edilebileceğine ilişkin kavramsallaştırma oluşturmaktadır. Bu ikilemlerin kritik eşikler üzerinden yönetilmesini temel alan yaklaşım sayesinde, insan, toplum ve devlet güvenliğinin bir arada sağlanabileceği iddia edilebilmektedir. Bu mantık çizgisi içerisind

Tags »