SETA > Yorum |
Suriye nin İstikrarı ve SDG ile Anlaşma

Suriye’nin İstikrarı ve SDG ile Anlaşma

Suriye'de rejim devrildikten sonra, istikrarını sağlamış, başarılı olmuş bir yönetimden rahatsız olacak ülkelerin sayısı fazlaydı. Bölge ülkelerinden bazıları en baştan yeni sürece destek verdiler. Bazıları da yeni yönetimin tutumuna ve sahadaki gelişmelere göre durumlarını güncellediler.

Suriye'de rejim devrildikten sonra, istikrarını sağlamış, başarılı olmuş bir yönetimden rahatsız olacak ülkelerin sayısı fazlaydı. Bölge ülkelerinden bazıları en baştan yeni sürece destek verdiler. Bazıları da yeni yönetimin tutumuna ve sahadaki gelişmelere göre durumlarını güncellediler.

Ancak bir de en başından itibaren, Suriye'nin istikrarsızlığı ve iç savaşın devam etmesini isteyen iki bölge ülkesi vardı. Biri İsrail, diğeri İran.

Rejimin yıkılmasından itibaren, çatışmaları yeniden başlatmaya dönük mezhep provokasyonu hiç eksik olmadı. Esad kalıntıları zaman zaman yeni yönetimin askerlerine pusu kurdu. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın kapsayıcı ve ılımlı tutumuna ve açıklamalarına rağmen, YPG/PYD yeni yönetimle uzlaşmaya yanaşmadı. Sahipleri ne dediyse ona göre hareket etti.

***

Uzun dönemli iç savaş yaşayan ülkelerde çatışma dinamiklerini yeniden tetikleyici mekanizmalar varsa, istikrarı ve güvenliği bir anda oluşturmak kolay değildir. Güvenliğe katkı sağlayacak bir gelişme yaşandığında bu diğer tüm değişkenleri olumlu etkiler. Yine benzer şekilde, eğer olumsuz bir gelişme yaşanırsa, işleyen tüm mekanizmalar bundan etkilenir.

Suriye'de yeniden çatışmaların başlamasını isteyenler, yeni yönetimin karşısına sorunlar çıkararak geleceğe odaklanmasını engellemeye çalıştılar. Çünkü çatışma sonrası toplumlarda, güvenlik, barınma, yiyecek en nihayetinde yaşamını sürdürme gibi birincil ihtiyaçların karşılanması uzun bir zamana yayılamaz. Buralarda düzelme olmaz ise yeni yönetim için umutlar azalır, memnuniyetsizlik ve güvensizlik artar.

Ahmed Şara yönetimi, bölgesel ve küresel dengeleri dikkate alarak hareket etmesine, içerde ılımlı ve kapsayıcı bir politika izlemeye çalışmasına rağmen, Esad kalıntıları, PYD-YPG, bazı Dürzi gruplar ve Nusayrilerin bir kısmı başka ülkelerin ajandasına göre yol yürüdüler. Yeni yönetimle Suriye'nin geleceği için işbirliğine ayak dirediler. Bozucu etkiler yaptılar. Yeni yönetimi destekleyen kesimler içinde de ayrışmaların ve kopmaların yaşanmasını beklediler. En nihayetinde, Suriye'nin parçalanması için ajanda yürüttüler.

En son Esad rejimine yakın olan Nusayrilerin yaşadığı Lazkiye ve Tartus'ta yeni yönetimin askerlerine kurulan pusunun ardından kanlı olaylar yaşandı. Yeni yönetim kalkışmayı güçlü bir şekilde ve kısa sürede bastırdı. Güvenliği yeniden sağladı.

Şara, kendi yönetiminin gücünün test edildiği süreçten güçlenerek çıktı. Böyle olunca, uzun süredir müzakereleri uzatarak sahadaki gelişmelere göre hareket etmek isteyen SDG-PYD-YPG, yönetimle anlaşma imzalamak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında, Suriye topraklarının birliğini vurgulayan ve bölünmeyi reddeden anlaşmanın yapılması Suriye'nin geleceği ve Türkiye açısından önemli.

Türkiye en baştan itibaren Suriye'nin istikrarı ve yeni yönetimin başarılı olması için büyük çaba harcadı. Güvenliğin sağlanması, bölgesel destek ve uluslararası tanınmayı içeren üç başlıkta etkin bir diplomasi ve aktif bir destek yürüttü.

Diğer taraftan, Suriye'nin toprak bütünlüğünü politikasının ilk sırasına yerleştirdi. Bunu tamamlayıcı nitelikte bir mesele olarak, Suriye'den kendisine yönelecek güvenlik tehditlerini her şartta bertaraf edeceğini eylemleri ile gösterdi. Yeni yönetimle de bu konuda mutabık kaldı.

PYD-PKK-YPG terör örgütünün Suriye'nin toprak bütünlüğü içinde, terör faaliyeti üretmeyen bir yapıya dönüştürülmesi önemliydi. Türkiye bir yol haritası sundu. Buna göre, YPG'ye Türkiye, Irak, İran ve Batı'dan gelen yabancı unsurların ve PKK'lı yönetim kadrosunun Suriye'yi terk etmesi istendi. Buna ek olarak, PYD ve diğer unsurları Suriye'nin toprak bütünlüğü çerçevesinde, yeni yönetimin emrine ve ordusuna dahil olabilecekti.

Bu açıdan SDG ile Suriye yönetimi arasında yapılan anlaşmayı Türkiye olumlu karşıladı. Anlaşmanın imzalanmasında; Şara yönetimin kalkışmayı bastırmada gösterdiği başarı, PKK terör örgütünün silah bırakmasına yönelik yürüyen süreç, Suriye'nin geleceğinin inşasında -güvenliğin sağlanması da dahil- Türkiye'nin geliştirdiği kapasitenin de etkisinin olduğunu söylemek mümkün.

Türkiye anlaşmanın uygulanmasını takip edecektir. SDG'nin Türkiye'ye tehdit oluşturacak başka bir ajandası varsa buna müsaade etmeyecektir. Suriye'yi yeniden iç çatışmaya sürükleyecek yeni kalkışmalara karşı aktif desteğini sürdürecektir.

[Sabah, 12 Mart 2025]