SETA > Yorum |
Amerikan Borsasının Resesyon Paniği

Amerikan Borsasının Resesyon Paniği

Amerikan borsasında pazartesi günü yaşanan keskin düşüş Başkan Trump’ın ekonomik vaatlerinin altını oyuyor. Seçim öncesinde enflasyon oranı ve yüksek fiyatlara odaklanarak Kamala Harris’e karşı büyük avantaj sağlayan Trump’ın başlattığı ticaret savaşları piyasaları ürkütüyor. Amerikan ekonomisini daha korumacı bir çizgiye çekmeye çalışan Trump resesyon korkularını tetikledi. Hafta sonu Trump’ın ekonomide ‘sancılı geçiş dönemi’ minvalindeki sözleri bir süredir devam eden tedirginliği paniğe dönüştürdü. Trump piyasaları toparlamak adına yeni mesajlar verebilir ancak Amerikan ekonomisini ek gümrük vergileriyle koruyarak ve yerli üretimi teşvik ederek dönüştürme çabasında ısrarcı olacağı anlaşılıyor.

Amerikan borsasında pazartesi günü yaşanan keskin düşüş Başkan Trump’ın ekonomik vaatlerinin altını oyuyor. Seçim öncesinde enflasyon oranı ve yüksek fiyatlara odaklanarak Kamala Harris’e karşı büyük avantaj sağlayan Trump’ın başlattığı ticaret savaşları piyasaları ürkütüyor. Amerikan ekonomisini daha korumacı bir çizgiye çekmeye çalışan Trump resesyon korkularını tetikledi. Hafta sonu Trump’ın ekonomide ‘sancılı geçiş dönemi’ minvalindeki sözleri bir süredir devam eden tedirginliği paniğe dönüştürdü. Trump piyasaları toparlamak adına yeni mesajlar verebilir ancak Amerikan ekonomisini ek gümrük vergileriyle koruyarak ve yerli üretimi teşvik ederek dönüştürme çabasında ısrarcı olacağı anlaşılıyor.

Böyle bir yapısal dönüşümün uzun zaman alacağı düşünüldüğünde, Trump 2026 ara seçimlerine doğru ekonomik popülist mesajlara dönerse bu arada çekilen sancılar boşa gitmiş olacak. Trump’ın seçim zaferi sonrasında Wall Street’te ve Bitcoin piyasalarında gerçekleşen kazanımların silinmesi, bu hafta içi açıklanacak enflasyon rakamlarından gelecek potansiyel kötü bir haberle birlikte belirsizlik havasını iyice güçlendirecektir. Bu da yönetimin ekonomiyi yeniden şekillendirme çabalarına ket vuracak bir siyasi ortam oluşturmakla kalmayıp Trump’ın zaferini kutlayan yatırımcı çevrelerini kendisine yabancılaştırabilir.

Rakamlar Ne Diyor?

Pazartesi günü borsanın kapanış seviyelerine bakıldığında, piyasaların en eski göstergelerinden biri kabul edilen ve %2,7’lik düşüş yaşayan S&P 500 indeksindeki şirketlerin %70’inin son bir yıldaki en yüksek seviyelerinin %10 daha altında olduğu görülüyor. Teknoloji şirketleri ağırlıklı Nasdaq %4 civarında düşüş yaşarken Apple, Meta, Nvidia ve Microsoft gibi teknoloji devleri de %5’e varan değer kayıpları yaşadı. Tesla’nın %15’lik bir düşüşle adeta çakılması ise piyasaların Elon Musk’a güvensizliğinin önemli bir faktör olduğuna işaret ediyor. Amerikan borsasının bir günlük kaybının 1,5 trilyon dolar civarında olması yaşanan paniğin boyutlarını gösteriyor. Elbette bir günlük borsa hareketinden yola çıkarak politik ekonomi analizi yapmak doğru olmaz ancak hem borsa hem de kripto yatırımcılarının piyasaların önünü açacağını düşündüğü Trump’ın politikalarının bekledikleri gibi olmayacağı ortada.

Geçen hafta açıklanan istihdam rakamları da belirsizlik havasına katkıda bulundu. 170 bin civarında beklenen net istihdamın 151 binde kalması, ekonominin yavaşladığına dair bir işaret olarak görülebileceğinden piyasalarda tedirginliğe yol açtı. Musk’ın başında olduğu DOGE’un federal hükümette etkinlik ve verimlilik adına binlerce çalışanın işine son vermesinin tam etkisi de henüz rakamlara yansımış değil. Bu hafta içinde açıklanacak enflasyon rakamları da fiyat artışlarının ne kadar kalıcı olup olmadığını gösterecek. Aylık enflasyon artışı beklendiği gibi %0,3 olarak gerçekleşirse yıllık enflasyon %3’ten %2,9’a inmiş olacak ancak daha fazla artış gelmesi durumunda Trump’ın Kanada, Meksika ve Çin’e karşı ilan ettiği gümrük vergileri sorumlu tutulabilir. Bu bağlamda, düşük istihdam rakamlarının ekonominin yavaşladığına işaret etmesi, enflasyonun düşüş trendinin durması ve dış ticaretteki ek gümrük vergileri şoku finansal piyasalara güven vermediği gibi Trump’ın popülaritesini de düşürüyor.

Korumacılık ve Popülizm Kazanır mı?

Amerikan ekonomisi yapısal olarak gücünün önemli bir kısmını uluslararası ticarete borçlu. Serbest piyasalar ve ekonomik bariyerleri salık veren Amerikan kapitalistlerinin şu aralar Trump’ın korumacı politikalarından memnun olduğunu söylemek zor. Uzun yıllar Kanada ve Meksika’yla serbest ticarete dayanan son derece bütünleşmiş bir bölgesel ekonomi kuran Amerika’nın şimdi bu ülkelerle ticareti baltalayacak adımlar attığını görüyoruz. Bu ticarete ek gümrük vergisi getirmek sadece bu ülkeleri değil Amerika’yı da etkileyecek zira otomotiv ve tarım gibi birçok sektörde ürünler Amerikan tüketicisine çok daha pahalıya mal olacak. Amerikan ekonomisini koruma ve yerli üretimi destekleme adına bazı stratejik sektörlere özel değil de bütün ticarete gümrük vergisi uygulamak Amerikan tüketicisine daha yüksek fiyatlar olarak yansıyacak. Dahası, bu ülkeler başka ülkelerle ticaretlerini geliştirirken Amerika kendi etrafına duvarlar örecek. Amerika’nın en temel sorunlarından biri de bu korumacılığı kaldıracak ve kendi kendine yetecek yerli üretim altyapısının da olmaması.

Trump’ın seçim öncesinde verdiği popülist ekonomik vaatlerin gerçekleşmediği her gün kendi siyasi alanını daraltacak. Elon Musk’ın federal devlette kesintilerle 1 trilyon dolar tasarruf sağlama iddiası Sosyal Güvenlik ve Medicaid gibi son derece popüler programlara dokunmadan mümkün değil. Bu sosyal güvenlik programlarında reform adına yapılacak kesintiler milyonlarca emekli ve yaşlının canını yaktığı anda Musk’ın siyasi kredisi de tükenir. Trump Musk’ı kovarak krizden sıyrılmaya çalışabilir ancak bu tarz belirsizlikler ekonomiye daha da negatif etki yapabilir. Trump ilk döneminde geçirdi vergi indirimlerini devam ettirerek iş dünyasını kısmen memnun edebilir ancak piyasaların en sevmediği şey siyasi ve ekonomik belirsizliğin getirdiği risk ortamı. Bu yüzden Trump son günlerde yaşanan borsa paniğinin fazlaca tekrarlanması durumunda zorda kalacaktır.

İlk döneminde vergi indirimleriyle iş dünyası ve yatırım çevrelerinin desteğini alan Trump’ın bu sefer bu kesimlerin desteğini kaybetme riskiyle karşılaşacağı bir tablo ortaya çıkabilir. Trump korumacı ve popülist politikalar uğruna gerçekten bir resesyonu göze aldıysa bu yapısal değişimi çok hızlıca gerçekleştirmesi gerekiyor zira belirsizlik ne kadar uzarsa iktidarının siyasi gücü de o kadar azalacaktır. Amerikan ekonomisinin bu tür bir zayıflık ve istikrarsızlık dönemine girmesi, küresel ekonomiyi de olumsuz etkileyerek yeni bir krize dahi yol açabilir. Finansal piyasalar seçim öncesinde ekonomiyi uçurma sözü veren Trump’ın şu aralar izlediği korumacılık politikasına panik tepkisi vermiş durumda. Bu paniğin geçici olup olmadığını bekleyip görmemiz gerekiyor ancak Trump’ın ülkeyi resesyona sokması durumunda iş ve yatırım dünyasının müttefikliğini kaybetmesi kuvvetle muhtemel.

[Yeni Åžafak, 12 Mart 2025]