7 Haziran genel seçimleri yaklaşırken her bir parti kamuoyuna, Türkiye'nin geleceğini nasıl şekillendireceklerine dair beyannamelerini açıklıyorlar. 2002 yılında başladığı iktidar serüvenine, girdiği 2007 ve 2011 genel seçimlerinin her ikisinde de oylarını artırarak devam eden AK Parti'nin seçim beyannamesi ise günlerdir merakla bekleniyordu.
Başbakan Davutoğlu'nun dün açıkladığı beyannameye duyulan merak ve gösterilen ilgi yalnızca AK Parti'nin iktidar partisi olmasıyla değil, ortaya koyduğu gelecek vizyonu açısıyla da yakından ilgilidir. Bir nevi bu beyanname, 12 yılda Türkiye'de gerçekleştirilen siyasi, sosyal ve ekonomik dönüşümün yeni bir atılımla devam edeceğinin anlaşması özelliğini taşıyor.
2001'DEN 2023 HEDEFLERİNE GİDEN SÜRECİN MİMARI AK PARTİ'DİR
2001'de AK Parti birçok alanda olduğu gibi, ekonomide de tam manasıyla bir enkaz devralmıştı. 12 yılda ekonomide gelinen nokta ise, bugün üst-orta gelir grubunda olan, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyi derinden sarsan 2008 küresel ekonomik krizi başarıyla yönetebilmiş, enflasyonu tek haneli rakama indirmiş, borçlanma faizini yüzde 60'lar seviyesinden yüzde 7'ye düşürmüş bir ekonomi yapısının inşa edilmesidir.
Makroekonomik göstergelerde yaşanan bu iyileşmeler, Türkiye ekonomisinin manevra alanını genişletirken, dış şoklara karşı kırılganlığını da azalttı. Ekonomideki olumlu süreç, orta ve uzun vadede alt ve orta gelir grubunda olanların milli gelirden aldıkları payın artmasını sağladı.
AK Parti'nin 12 yıllık iktidar döneminde ekonomideki başarılı performansının en ayırt edici özelliği de budur. Yani, ekonomideki görünüm pozitife dönüşürken bu dönüşümün eski dönemlerde olduğu gibi belirli bir kesime değil, halka yansıması gerçekleştirilmiştir.
Ülke ekonomisinde hayata geçirilen uygulamaların sonucunda sosyal harcamalar artırılarak, toplum refahı ve kişisel refah yükseltildi. Bu durum, ekonomideki başarının halktan bu denli kabul görmesinin asıl gerekçesini oluşturmaktadır.
Ekonomide birçok konu başlığında 2002-2014 döneminde yapılanlar incelendiğinde, Türkiye ekonomisinin nereden nereye geldiği kolaylıkla anlaşılabilir. Ancak 2023 Türkiye'si için ekonomide durduğumuz noktanın bize yeterli gelmeyeceğini ve yeni büyük atılımlara ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Çünkü Yeni Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik olarak yeniden büyük sıçramalara gereksinimi bulunmaktadır.
Bu yüzden, Yeni Türkiye'nin ikinci atılım hamlesinin başlangıç tarihi 7 Haziran olacaktır.
YENİ EKONOMİDE İKİNCİ ATILIM BAŞLAYACAK
Geride bıraktığımız 12 yıl, Türkiye ekonomisinin eski alışkanlıklarından ve yüklerinden kurtulması için birçok köklü değişikliğin yapıldığı, reformların uygulandığı bir dönemdi. Şimdi ise önümüzde yeni bir başlangıç var.
Bu başlangıcın harcı, makroekonomik istikrar sürdürülürken elde edilen kazanımların tam potansiyelle mikroekonomik dönüşüme kanalize edilmesi olacaktır. Bu noktada Türkiye ekonomisine yeni bir ivme kazandıracak olan sektörel dönüşüme odaklanılacak. Bir yandan ülke ekonomisinin temel yapıtaşlarını oluşturan sektörlerin ekonomiye verdiği katkı artırılmaya çalışılacak, diğer taraftan da etkinliğin ve verimin az olduğu farklı sektörlere önem verilecek.
Yapısal dönüşüm programlarına yapılan vurgu, ekonomideki başarının Türkiye'nin küresel siyasette en etkin araçlarından biri olduğuna dikkat çekilmesi ve diğer alanlardaki dönüşümün ekonomi