Cuma günü ettiği yeminle birlikte Trump, ABD’nin yeni başkanı oldu. Amerikan yasalarına göre önümüzdeki dört sene boyunca Trump’ı başkan koltuğunda göreceğiz. Tabii ki yasalara göre mümkün olan görevden alınma (impeachment) yoluna başvurulmazsa… Seçimi kazanır kazanmaz başlayan görevden alma tartışmaları ve son derece kutuplaşmış ABD toplumunun psikolojisi… Önümüzdeki dört senenin nelere gebe olacağını kestirmek zor.
SETA Washington DC’nin yıllık toplantısı için ABD’de olunca, ABD siyasi tarihinin ilginç günlerinden birisini yerinde görme imkanı bulduk. Yemin töreninin yapıldığı gün sabah erken saatlerde tören alanına gidip siyasi ve sosyolojik gözlem yapma gayretine girdik. Öncelikle söylemeliyim ki törenin organizasyonu oldukça zayıftı. ABD’nin dört bir tarafından ağırlıklı olarak da Bible Belt denilen muhafazakar kuşaktan gelmiş Amerikalılarla birlikte kilometrelerce yürüyüşün ardından ve birkaç saatlik beklemeden sonra tören alanına girebildik. Bu tür organizasyon işleri Türkiye’de daha iyi yapılıyor. DC sokaklarına binlerce asker yığılmış, şehir sektörlere ayrılmış; giriş çıkışların zorluğu ve yönlendirme yokluğu töreni katılımcılar için tam bir eziyete dönüşmüştü.
Amerika’da özellikle CNN katılımcı sayısının azlığına vurgu yapıyor. Trump CNN ile kanlı bıçaklı, cumartesi günü de doğrudan sayı tartışması yapanlara sert sözler sarf etti. CNN’in manipülatif ve operasyonel haberciliğine bizzat şahitlik etmiş fakat daha önceki yemin törenlerini görmüş ve Trump’ın törenine de katılmış birisi olarak söyleyebilirim ki katılımcı sayısı beklenen sayılara ulaşmadı.
Tören için ayrılan meydanın özellikle arka kısımları oldukça boştu.
Trump’tan bir balkon konuşması bekleyenler hayal kırıklığına uğradı, çünkü Trump bir nevi seçim kampanyası konuşması yaptı. Podyumu dolduran ‘devletlülerin’ yanında müesses nizama giydirdikçe giydirdi. Meydandaki halka ise seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatmakla yetindi. Obama facia yönetimine rağmen her zaman iyi konuşma yazarlarıyla çalıştı. Trump ise muhtemelen konuşmasını kendi yazmıştı ve dürüst olmak gerekirse Trump çok kötü bir metin yazarı. Herkesi karşısına almayı vadettiği dört sene zarfında (eğer tamamlayabilirse) iyi konuşma yazarlarına fazlasıyla ihtiyaç duyacak.
Konuşmanın içeriğinde beklenmedik ve alışılmadık bir nokta yoktu. İş imkanlarının yeniden Amerika’ya dönmesi, halkın iktidarı, ülke içi güvenlik gibi konularda sağ muhafazakar toplumu tatmin edecek vaatlerde bulundu. Dikkat çekici bir nokta ise kalabalık tarafından en fazla alkışlanan vaadinin ‘radikalizmle mücadele’ olmasıydı. İçinde bulunduğumuz kalabalık, Trump’ın sözleri karşısında coşku dolu sloganlar attılar. Anlaşılan Müslümanların kayıt altına alınması tarzı uygulamaların hayata geçirilmesini bekliyorlar. Bu tür ayrımcı uygulamalara karşı çıkan çok sayıda Amerikalı olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Cumartesi günkü ‘Kadın Yürüyüşü’ ismi verilen fakat doğrudan anti-Trump mitinge dönüşen gösterilerde de bu yönde çok sayıda pankart gözümüze ilişti.
Apolitize olmalarıyla nam salmış Amerikan toplumunu hiç bu kadar polarize olmuş durumda görmemiştim. Anti-Trump çevreler seçim sonuçlarını hala kabullenebilmiş değil; buna Cumhuriyetçiler dâhil müesses nizamın Trump antipatisini de ekleyince ilginç bir dönem yaşamamız neredeyse garanti oluyor. Amerika içi tartışmalar din özgürlüğüne ve çok kültürlü yaşama dokunulmadığı müddetçe Amerikalıları ilgilendirir.
Bizim gündemimiz ABD’nin Türkiye’yi yakından ilgilendiren fahiş dış ve güvenlik politikası hataları. Yeni dönemde bu hatalarda ısrar edilmemesi ise başlıca temennimiz.
[Akşam, 23 Ocak 2017].