Daha önce dikkat çekmiÅŸtim: Hindistan ekonomisi son dönemlerde hayli favori. Dünyanın içinden geçtiÄŸi ÅŸu kırılgan dönemde, geçen yıl “bizzat” kırılgan grubun içinde anılmasına raÄŸmen ciddi bir kıpırdanmayla dikkat çekiyor.
Bu baÄŸlamda iki hafta önce Moody's ülkenin kredi görünümünü pozitife çevirirken, diÄŸer ilgili kuruluÅŸlar da ekonomik hızlanma öngörüyor. IMF'in Lagarde'ı, geçenlerde Hindistan'ı, kırılgan dünyada “parlayan nokta” olarak tanımladı.
Anlayacağınız, Hindistan ekonomisinin serpileceÄŸi ve yeni “yıldız” yükselen güç olacağı konusunda hemen herkes hemfikir. Bu ortak beklentinin temelinin ise, iki ayak üzerine kurulu olduÄŸunu ifade edebiliriz.
Birincisi, 2014 seçimlerinde ülkede 30 yıl aradan sonra bir partinin tek başına hükümet kuracak çoÄŸunluÄŸu elde etmiÅŸ olması… Zira Modi'nin BJP Partisi'nin kazandığı zafer güçlü bir hükümet algısı yaratarak, ekonomik istikrar beklentisini hem içeride hem de dışarıda güçlendirdi.
Zaten Modi'nin sarsıcı galibiyetinin arkasında da, halkın koalisyonlardan bıkmış usanmış olması önemli bir etkendi. Nitekim 1984'ten sonra parlamentoda hiçbir parti salt çoÄŸunluÄŸu elde ederek iktidara gelemedi. Bu ise yürütmeyi olumsuz etkileyerek, toplumun ihtiyacı olan birçok reformun yapılamamasına sebep oldu.
HÄ°NDÄ°STAN HALKI REFORMUN ÖNEMÄ°NÄ° ANLADI
Bu baÄŸlamda, dünya çapında birçok analiste Hindistan'daki diriliÅŸin nedenini sorduÄŸunuzda bu cevabı alırsınız: Koalisyondan istikrara geçiÅŸin yarattığı güven, Hindistan'daki kıpırdanmanın ilk ayağı... Ä°kinci ayak ise, söz konusu hükümetin “reformist” bir zihniyete sahip olması ve “uygulamaya” önem vermesi.
BaÅŸbakan Modi, Hindistan ekonomisinin yavaÅŸlamasında rol oynayan yapısal sorunlara el atarken, altyapıdan eÄŸitime kalıcı yatırımlara odaklanıyor. Ä°ÅŸte on yıllar sonra gelen bu rüzgâr, hane halklarının da, iÅŸ dünyasının da, yerli ve yabancı yatırımcıların da heyecanını artırmış durumda.
Bir de, daha önce bahsetmiÅŸ olsam da eklemem gereken bir nokta var: BildiÄŸiniz gibi, ülke ekonomisinin büyüme verileri de, yöntem deÄŸiÅŸikliÄŸiyle yukarı yönlü revize edildi. Rakamlar bir gecede birkaç puan sıçrarken, ekonomi danışmanlarından Merkez Bankası baÅŸkanına kadar kimse detayları pek kavrayamadı. Hatta bugünlerde IMF'ten bir ekip verileri incelemek üzere Yeni Delhi'ye doÄŸru yola çıkıyor.
Ancak olan oldu ve Hindistan kendine bu ÅŸekilde sadece hız deÄŸil, güç ve imaj da kazandırdı. Nitekim yönteme iliÅŸkin kafa karışıklıklarının, iç ve dış aktörlerdeki heyecanı pek de gölgelemediÄŸini anlıyoruz.
YENÄ° NORMAL %9-10
Bu baÄŸlamda, ulusal ekonominin bu yıl %7,5 büyümesi ve hız anlamında Çin'i geçmesi bekleniyor. Geçer veya geçmez, baÅŸarır veya baÅŸarmaz; ancak yeni heves, yeni rakamlar ve peÅŸi sıra yükselttiÄŸi beklentiler, Hindistan'ı yatırımcı gözünde ÅŸimdiden yukarılara taşıdı.
Bugünlerde de Modi, yabancı yatırımcıları “Make in India” sloganıyla ülkesine davet etmekle meÅŸgul. Gelin; deÄŸiÅŸimi hissedin, burada üretin derken, “önce eski algılarınızı çöpe atmayı unutmayın” mesajını da ihmal etmiyor.
Aslında tüm bunlar, Hindistan'ın bu iÅŸtah artırıcı tabloyu çizerken, süreci akıllıca yönettiÄŸini gösteriyor. Mevcut zayıflıklara raÄŸmen böylesi bir güç gösterisi sahnelemek kolay iÅŸ deÄŸil.
Ve ortada olan bir ÅŸey var ki; o da, bu sahneyi almak için gerekli dekorun doÄŸru tasarlandığı: Ä°stikrar, güven ve reformlar çerçevesinde yepyeni bir dönüÅŸüm senaryosu sergilenmek isteniyor ve ÅŸimdiden bolca ilgi çektiÄŸi de ortada. Hükümete göre ekonominin yeni normalindeki büyüme hızı, %9-10'lar! Ä°zleyip göreceÄŸiz.
KISSADAN HÄ°SSE
Peki Hindistan ÅŸu keyifsiz global konjonktürde sorunlarına raÄŸmen parlarken, Türkiye bunu neden baÅŸaramasın?
GeliÅŸim seviyesi ve dinamikleri farklı olsa da, Türkiye'nin de yükselen bir ekonomi olarak ÅŸu Hindistan kıssasından çıkaracağı bir hisse var. O da, geliÅŸmekte olan bir ülkenin sıçramaya aday olabilmesi için; en temelde istikrarlı, güven dolu bir görünüm çizmesinin ve bunun üzerine “orta ve uzun vadeli” reformlara odaklanmasının ÅŸart olduÄŸu.
Bir de, içeriye de dışarıya da bu heyecanı hissettirmeden olmaz, olamaz. Zira en küçüÄŸünden en büyüÄŸüne ekonomideki tüm aktörler, güçlü bir hikâye arıyor. Ve Hindistan bugün bu faktörlerin herhangi birinden yoksun bir süreç izleseydi, ortada bu yazıyı kaleme alacak sebep de olmazdı.
Ä°ÅŸte seçime gittiÄŸimiz mevcut süreç, Türkiye için bu açılardan kritik... Zira istikrarın sürüp sürmeyeceÄŸine bizler karar vereceÄŸiz. Sunulan vaatlerin günü kurtarmak için mi yoksa geleceÄŸimizi inÅŸa etmek üzere mi olacağına karar vermekle de, bizler mükellef olacağız.
Ve böylece Türkiye ekonomisinin de, kendimizin de geleceÄŸini bizler seçeceÄŸiz.
Sonuçları nesillere intikal edecek ağır bir sorumluluk, önce biz seçmenleri sonrasında ise göreve gelecekleri bekliyor.
[Yeni Åžafak, 21 Nisan 2015]