Ataşehir'de konuşlanacak İstanbul Uluslararası Finans Merkezi'nin (İFM) ilk temelleri, 15 Ekim'de SPK ve BDDK binaları için atıldı. Hayırlı olsun diyelim.
Bildiğiniz gibi, İFM fikri doğduğundan bu yana yaklaşık 10 yıl gibi bir süre geçti. Projenin vizyonunun da, “öncelikle bölgesel, nihai olarak küresel bir finans merkezi olmak” şeklinde tanımlandığını hatırlayacağız.
İlgili program ve eylem planında ise, 2018 yılına kadar İstanbul'un Küresel Finans Merkezleri Endeksi'nde (The Global Financial Centres Index- GFCI) ilk 25'e girme hedefi yer alıyordu.
Bir diğer ifadeyle, baz alınan 2013 yılındaki 44. basamaktan üçer beşer yukarı çıkmak…
6 ayda bir güncellenerek finans merkezlerinin rekabet gücünü kıyaslayan GFCI kapsamında o günden sonraki gelişime baktığımızda ise, İstanbul'umuzun daha ziyade üçer beşer “inip çıkan” görünümüne şahit olduk. Nitekim 2014 hedefini 42.likle tutturan İstanbul, hafif yalpalı ilerlediği patikada Mart 2016 GFCI'da dönüp dolaşıp 45. sıraya yerleşti. Öte yandan Eylül ayında açıklanan (ve 87 merkezi içeren) son GFCI'da ise birden 57. sıraya gerilemesi, ne yazık ki hedeflerin patikadan saptığını sinyallemiş oldu.
12 SIRA DÜŞMEK
Şimdi tabii bu sıralamalar bir skor temelinde yapıldığına göre, rakiplerin puan değişimleri de sonucu etkiliyor. Örneğin; Mart 2016 endeksinde İstanbul 2 sıra yükselmişti ancak baksanız aslında puan kaybetmişti. Tam tersi durumlar da olabiliyor: Eylül 2015 GFCI'da puan kazanmış ancak yine de yetiremeyip basamak inmiştik.Bugüne gelip, 6 ay içerisinde 12 sıra gerilemek de nedir diye bakarsak da; skorumuzun 636'dan 620'ye düşerken, (çoğu) puan artışı gerçekleştirmiş bazı merkezlerin basamak atlayarak önümüze geçtiğini görüyoruz. Dolayısıyla, Bermuda'dan tutun da Bangkok'a kadar bir düzine civarı merkezin ilerleyişi, puan kaybımızla bir olup İstanbul'u gerilere atmış vaziyette…
ULUS ÖTESİ PROFİL
Öte yandan, Eylül 2015 GFCI'dan bu yana İstanbul, “established transnational” denen ve hem geniş hem de derin özellikler içeren finans merkezi profilinde ulus ötesi bir statüye sahip. Ondan önce, “transnational diversified” isimli daha ziyade geniş/çeşitlenmiş kategoride yer alıyordu.Tabii buradaki transnational ifadesi öte taraftan, bizim global sınıfın altında konumlandığımızı hatırlatıyor ve “connectivity” bağlamında diğer merkezlerle irtibatı sıkılaştırmamız gerektiğine işaret ediyor.
Bu arada yine 1 yıl önceki raporda İstanbul, önümüzdeki birkaç yıl içinde önemi artması beklenen ilk 15 merkez içinde yer alırken, artık böyle bir beklenti göremiyoruz.
RIGA VE TALLINN
Şimdi bir de bölgemizde ne durumdayız, ona bakalım: GFCI Raporu'nda, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi'ne oturtuluyoruz. 6 ay önceki endekste İstanbul bölge 1.si iken, Eylül endeksinde 4. sıraya gerilemiş gözüküyor. Bir nedeni, zaten son zamanlarda hep yakınımızda gezinen Varşova'nın 1.lik tahtını kapmış olması. Nitekim Varşova, bu dönemde gerek skorunda gerekse küresel sıralamada artış yaşadı.Diğer iki neden ise, Tallinn ve Riga. Bu iki Baltık şehri, bu GFCI'da sırasıyla 28 ve 19 basamak sıçramayı başarıp, bölgenin ilk 3'üne yerleşmiş durumdalar.
5 FAKTÖR
Durum böyleyken böyle… Birileri alıp başını gitmişken, biz hedeflerimizden uzaklaşmışız. Hâlbuki bir zamanlar kararlı bir yükseliş sergilemiş ve 2011 Mart'ta sondan 5. sırada 71. iken, birkaç yıl içinde 40'lı derecelere sıçramıştık. Şimdi rekabetin giderek kızıştığı mevcut resimde de, bu tür ivmelenmelere ihtiyacımız var.Bu bağlamda, İstanbul Finans Merkezi'nin fiziki altyapı çalışmaları elbette mühim ancak bu, gösterge niteliğindeki GFCI skorlamasında temel alınan 5 ana unsurdan sadece biri… Ki altyapı maddesinin, ulaştırma ve bilgi işlem kapasitesiyle de kapsamlı bir halde yapılanması gerektiği malum. Diğer 4 faktör ise; iş ortamı, finans sektörü gelişimi, insan kaynağı ve repütasyon anlamında da iyileşmeler kaydetmeyi gerektiriyor.
Ve aslında bu çerçevenin ayrıntıları İFM Stratejisi'nde de büyük ölçüde yer alırken, geldiğimiz noktada altı “özellikle” çizilmesi gereken detayların, insan kaynağı, vergilendirme, kurumsal ve düzenleyici ortam ile hukukun üstünlüğü maddeleri olduğu kanaatindeyim.
Neticede İstanbul Finans Merkezi'nin rekabet temellerini, bu harcın kalitesi tutacak.
[Yeni Şafak, 18 Ekim 2016].