Salgının küresel hale gelmesi, ardından pek çok sorunu beraberinde getirdi. İşsizlik, üretimde istikrarsızlık ve tedarik zincirinde bozulma, ortaya çıkan problemlerin en görünür olanlarıydı. Küresel ekonomi negatif büyüme gösterirken kamu, finansal yardımları devreye aldı. 20 trilyon doları aştığı düşünülen finansal desteklerin küresel bir krizi engellediği söylenebilir. Merkez bankaları da faizleri tarihi düşük seviyelere çekerek salgının ekonomik etkilerini hafifletmeye çalıştı. FED, Japonya ve Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere birçok piyasa aktörü varlık alımlarını artırdılar. Para ve maliye politikaları arasındaki uyum sayesinde ortaya çıkabilecek toplu iflaslar engellenmiş oldu. Ancak piyasaya verilen likidite, tedarik zincirindeki bozulma ve üretimdeki problemler fiyatların yükselmesine neden oldu. İklim değişikliği ve pandemi nedeniyle gıda fiyatları ise ciddi anlamda etkilendi. Özellikle enerji fiyatlarının da tarihi yüksek seviyelere gelmesi küresel enflasyon dalgasının güçlenmesine yardımcı oldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gittikçe güçlenen enflasyon baskısına Ukrayna savaşının eklenmesi ise gıda fiyatlarını tarihi yüksek seviyelere çıkardı.
Pandemi, Tedarik Zinciri ve Enerji Krizi
Küresel enflasyonun günümüzde yakaladığı ivme pandeminin ortaya çıkardığı üretim problemleri, likidite bolluğu ve enerji fiyat artışlarıyla yakından ilgilidir. Üretimdeki problemler uzun vadeli çözümleri gerektirirken likidite bolluğu kısa ve orta vadede çözülebilir. Enerji fiyatları da arz ülkelerinin üretimi artırmasıyla daha dengeli hale gelebilir. Ancak salgının ekonomik etkilerinin sürmesi nedeniyle merkez bankaları gerekli önlemleri almada gecikebilir. Küresel istihdam eski seviyesini henüz yakalamamışken erken dönemde alınacak parasal sıkılaşma önlemleri dünya ekonomisine zarar verebilir ve kriz daha uzun yıllara yayılabilir. Ukrayna savaşının başlaması da salgının ekonomik etkileri bitmemişken yeni bir kriz alanı ortaya çıkarmıştır. İstikrarsızlık, yaptırımlar ve riskin artması nedeniyle enerji fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesi enflasyonist baskıyı artırmaktadır. Doğalgaz, kömür ve petrol gibi ürünlerde meydana gelen fiyat artışlarının ulaştığı yüzde 70'e varan yükselişler maliyetleri yukarıya taşımaktadır. Enerji üretimini daha pahalı hale getiren durum enflasyon rakamlarını da tarihi seviyelere çıkarmıştır. Örneğin tüketici enflasyonu Brezilya'da yüzde 10.54'e, ABD'de yüzde 7.9'a, İspanya'da yüzde 7.6'a ve İngiltere'de yüzde 6.2'ye ulaşarak son on yılların en yüksek seviyesine gelmiştir. Üretici enflasyonunda ise İkinci Dünya Savaşı sonrası en yüksek rakamlar görülmüştür. Örneğin Almanya'da yüzde 25.9'a erişen üretici enflasyonu 1949'dan sonra en yüksek rakam olmuştur. Diğer ülkelerde de benzer durum mevcuttur. Enflasyonun kazandığı eğilim gıda fiyatlarının da yükselmesine neden olmaktadır.
Ukrayna Savaşının Yansımaları
Savaşın ortaya çıkardığı belirsizlik ve istikrarsızlık nedeniyle küresel gıda fiyatlarının artış eğilimi güçlenmiştir. Rusya ve Ukrayna buğday, arpa, mısır, ayçiçeği ve palm yağı gibi birçok tarım ürününde küresel fiyatları etkileyebilecek düzeyde üretim yapmaktadır. Örneğin, dünya ayçiçeği üretimi 57,26 milyon ton iken bunun 33 milyonu Rusya ve Ukrayna tarafından gerçekleştirilmektedir. Buğday, mısır, arpa ve palm yağında da benzer bir durum mevcuttur. Ülkeler arasındaki çatışma ve uygulanan yaptırımlar üretimi ve tedariki zorlaştırıyor. Bu durum fiyatların artmasına sebep oluyor. Son bir ayda ayçiçeği ve buğday fiyatlarının yüzde 50'den fazla artış göstermesi buna örnek olarak verilebilir. Diğer gıda ürünlerinde de benzer bir artış eğilimi bulunmaktadır. Küresel tarım ekonomileri arasında yedinci sırada bulunan Rusya ve on birinci sırada yer alan Ukrayna arasındaki savaş gıda enflasyonunun küresel düzeyde artmasına neden oluyor. Pandeminin getirmiş olduğu tedarik zincirindeki problemler ve kuraklık da süreci menfi olarak etkiliyor. Ayrıca Rusya'ya uygulanan yaptırımlar dış ticarete engel oluştururken Ukrayna tarım ürünlerinde ihracata kısıtlama getirdi. Mevcut durum tahıl başta olmak üzere birçok ürünün fiyatlarını yukarıya doğru baskılıyor.
Gıda fiyatlarını etkileyen temel etmenler arasında gübre maliyetlerinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Savaş nedeniyle yüzde 30'dan fazla artan gübre fiyatları gıda ürünlerinde enflasyon baskısını güçlendirmektedir. Rusya da önemli bir gübre üreticisi olarak üretimi sürdüremeyebilir ve yaptırımlar nedeniyle gübre ihracatını gerçekleştiremeyebilir.
Küresel Gıda Enflasyonu
2020'in başından itibaren dünya gıda fiyatları geçmiş yıllara kıyasla hızla artış gösterdi. Son on yılın en yüksek seviyesine ulaşan gıda enflasyonu birçok ülkeyi etkilemektedir. Son iki yılda küresel gıda fiyatları yüzde 45'e yakın oranda artış gösterdi. Ukrayna savaşı da fiyat artışlarını daha hızlı hale getirdi. Şubat ayında yüzde 3.9 oranında artan küresel gıda fiyatları son on bir yılın en yüksek aylık artışını yakaladı. Savaşın etkisiyle tarihi zirveye ulaşan gıda fiyatları farklı ürünlerde daha fazla arttı. Örneğin 2020'den itibaren sebze fiyatları yüzde 100, buğday ve arpa yüzde 40, şeker yüzde 35 ve et yüzde 20'den fazla yükseldi. Geçtiğimiz Şubat ayında da artış eğilimi kuvvetlenen küresel gıda fiyatlarının Nisan ayında da yükselmesi beklenebilir. Savaşın ortaya çıkardığı ulaşım ve üretimde zorluklar, tedarikte uzama, enerji fiyatlarındaki aşırı dalgalanma ve yüksek seyir üretimi daha maliyetli hale getirirken gıda enflasyonu kuvvetlenmeye devam edecektir. Sebze fiyatları ise kuvvetlenen gıda enflasyonunu en çok besleyen ürün çeşidi olarak öne çıkmaktadır. Şubat ayında yüzde 8.5 artış gösteren küresel sebze fiyatları yükselen taleple birlikte enflasyonun güçlenmesine neden olmaktadır. Gıda ürünlerini dışarıdan ithal eden birçok ülke açısından artan gıda enflasyonu pandemi sonrası yeni bir sorun alanı olarak karar alıcıların önünde durmaktadır. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hane halkı giderlerinin büyük kısmını oluşturan gıda harcamalarının yükselmesi kamunun ek önlemler almasına neden olabilir.
Sonuç itibariyle savaşın ortaya çıkardığı problemlerin sona ermesi, üretimin eski seviyelerini yakalaması, enerji fiyatlarında dengenin sağlanması ve kamunun teşvikleri artırmasıyla küresel gıda fiyatları kontrol altına alınabilir. Ancak ilerleyen aylarda küresel gıda enflasyonunun güçlenmesi kaçınılmaz olarak devletlerin önünde durmaktadır.
[Sabah, 2 Nisan 2022].