SETA > Yorum |
19 Çeyrek Dönem Boyunca Büyüme Devam Ediyor

19 Çeyrek Dönem Boyunca Büyüme Devam Ediyor

2009 yılının son çeyreğinden itibaren 19 çeyrek boyunca, ülkede yaşanan birçok olaya rağmen, Türkiye büyüme trendine devam etmiştir.

Türkiye, 2014 ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 oranında büyüdü. Gerçekleşen bu büyüme oranı ile küresel ekonomik krizin en ağır olduğu 2009 yılının son çeyreğinden itibaren 19 çeyrek boyunca, ülkede yaşanan birçok olaya rağmen, Türkiye büyüme trendine devam etmiştir.

Türkiye ekonomisine dair ekonomik istikrarın temel dayanak noktası olan siyasal istikrarı hedef alan Gezi olaylarına, 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimlerine rağmen ekonomide ciddi bir dalgalanma yaşanmamıştır. Diğer taraftan uluslararası kurumlar, aracı kuruluşlar ve kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada ortaya çıkan çatışmaları politik risk arttı bahanesi olarak öne sürmüşler ve açıkladıkları rapor ve analizlerle Türkiye için negatif tahminlerde bulunmuşlardır. Buna rağmen Türkiye ekonomisinde istikrarın devam etmiş olması, ekonomik yapının dayanıklı olduğunu ve iç/dış müdahalelerle yönlendirilemeyeceğini göstermiştir.

2014 yılına gelindiğinde ise, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi özellikle vesayet odaklarının bel bağladıkları bir süreç anlamını taşıyordu. Ancak ilk olarak yerel seçimlerde, sonrasında da Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın siyasal istikrarın ve dolayısıyla ekonomik kazanımlarının arkasında durması, tüm bu beklentileri boşa çıkarmıştır. Ayrıca, gerçekleşen iki seçim, iktidara karşı örgütlenen paralel yapıyla mücadele ve ekonomiyi etkilemek için yapılanlara rağmen Türkiye 2014 yılı ilk çeyrekte büyüdüğü gibi, ikinci çeyrekte de büyümeye devam etmiştir.

BÜYÜMENİN KAYNAKLARI NELERDİR? 

Türkiye, 2008 küresel ekonomik kriz sonrasında gerçekleştirdiği büyüme oranlarıyla, birçok dönemde G-20 ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüme performansı göstermiştir. 2014 ikinci çeyrekte de pozitif büyüme sürecine devam eden Türkiye ekonomisinin büyümesini sağlayan faktörler, konjonktüre göre değişiklik göstermiştir. Ancak ekonomiyi etkileyecek, özellikle işbirliği içerisinde olduğu ülkelerde yaşananlara göre strateji geliştirebilen Türkiye, büyümesine kaynaklık eden alanlarda ciddi bir sıkıntı yaşamamıştır.

Peki bu çeyrekte büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir?

Bu dönemde faizlerin yüksek olması ve iç talebi kısmaya yönelik tedbirler nedeniyle iç talepte azalma yaşanmıştır. İç talebi azaltmaya yönelik makro-ihtiyati tedbirlerin uzun vadede, özellikle cari açığın azaltılmasında, etkin bir rolü olacaktır. Ancak faizlerin bu denli yüksek olması, yalnızca büyümeyi destekleyen iç talebi değil, yatırım ve istihdamda da düşüşe yol açacaktır. Tam da bu sebeple, faiz artışının sonuçlarını tekrardan gözden geçirmek zorundayız.

Diğer yandan, Ortadoğu Bölgesi'nde siyasal karışıklığı körükleyen IŞİD varlığının tehlikeli bir boyuta ulaşması, Türkiye de dahil olmak üzere çevre ülkelerde gerginliğe yol açtı. Bunun sonucunda, özellikle Irak Bölgesi'ne yapılan ihracatta daralma yaşanmıştır. Ancak Türkiye'nin dışa açık politikasının gereği olarak ihracat yaptığı yerlerde ülke, bölge ve kıta çeşitliliğini sağlaması, büyüme oranlarını desteklemiştir.

Hatırlanacağı üzere, küresel ekonomik kriz nedeniyle AB ülkelerinde meydana gelen daralma Ortadoğu ülkeleri ile ikame edilmişti. Bu dönemde ise Türkiye, Ortadoğu'daki olumsuz şartlardan dolayı, AB ülkelerinde başlayan iyileşmenin de yardımıyla ihracatının yönünü değiştirmiştir. Türkiye'nin en önemli ticaret partneri olan Avrupa'da ekonomik krizin etkilerinin azalması, ihracatın dolayısıyla büyümenin sürdürülebilir olması açısından son derece önemlidir. İhracat rakamlarının da bu tespiti doğrulaması, ihracatın büyümedeki birincil faktör olduğunu ortaya koyuyor.

BÜYÜME HIZLANMALI

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme rakamlarıyla karşılaştırdığımızda ise, Türkiye birçok olumsuz faktöre rağmen önemli bir oranda büyüme gerçekleştirerek ekonomik başarısını sürdürmektedir.

Türkiye gerçekleştirdiği büyüme performansı ile yatırımcıların en fazla tercih ettiği ülkelerden birisi haline gelmiştir. Altyapısı, nüfusu, coğrafi konumu ve uluslararası enerji merkezi olma konusunda birçok avantaja sahip olan Türkiye'nin, yatırım alma ve dolayısıyla büyüme konusunda önemli potansiyeli bulunmaktadır.2002-2014 döneminde büyüme rakamlarında başarılı bir seyir izleyen Türkiye'nin hızını kesmeden üretim miktarını artırması, yenilikçi bir üretim yapısının gerçekleşmesi ile birebir bağlantılıdır. Bu durumda belirlenen hedeflere ulaşmak kolaylaşacaktır.

Ekonomik vesayetlere, darbelere ve dıştan gelen birçok saldırılara karşı başarılı bir sınav vererek ekonomisini yükselen ekonomi haline getiren Türkiye, 2014-2023 yılları arasında yüksek gelirli ekonomiler grubuna girmek için gereken reformları gerçekleştirmek zorundadır. Bu nedenle, ekonomik büyümenin önünü kesecek yapısal sorunların çözülmesi daha da önem kazanmıştır.

[Yeni Şafak, 11 Eylül 2014]