Salı akşamı gerçekleşen Trump-Harris münazarası Amerikan halkının sorunlarına çözüm önerilerinin konuşulduğu bir tartışma olmadı. Siyasetin son derece kutuplaştığı ve kişiselleştiği bir dönemde gerçek meselelerin etraflıca masaya yatırılmasını beklemek gerçekçi olmazdı zaten. Bunun yerine büyük ölçüde adayların karakterlerinin çarpıştığı ve birbirlerini zora sokmayı başarıp başarmadıklarını ölçtüğümüz bir televizyon şovu izledik. Trump hazırlıksız, disiplinsiz ve sinirlerine hâkim olamayan bir görüntü çizerken, Harris birçok soruya doğrudan cevap vermeyen ama Trump’ı ajite etmeyi başaran bir performans gösterdi. Ana akım medya Harris’i tartışmanın galibi ilan etti ancak münazaranın yarışın seyrini değiştirecek derecede büyük bir etki yaptığını söylemek mümkün değil.
DevamıÇin-Afrika iş birliği açısından FOCAC’ın önemi nedir? FOCAC’ın dokuzuncu zirvesinde öngörülen temel iş birliği alanları nelerdir? FOCAC’ın kalkınma iş birliği yaklaşımının başlıca dinamikleri nelerdir?
DevamıKasım seçimlerine iki aydan az bir süre kala Trump ve Harris dün akşam ilk kez kameralar karşısında kozlarını paylaştı. Kamuoyu araştırmaları salıncak eyaletlerden özellikle Michigan, Wisconsin ve Pennsylva-nia’nın kilit hale geldiği başa baş bir yarış gösteriyor. Son günlerde her iki aday da yarışın en önemli belirleyici gündem maddesi olan ekonomiyle ilgili farklı planlar açıklayarak seçmenin ilgisini çekmeye çalıştı.
Kamuoyu yoklamaları, ülke genelinde Harris’in Trump’a karşı avantajının istikrarlı biçimde devam ettiğine işaret ediyor ancak Amerikan seçimlerinde sonucu salıncak eyaletler tayin ettiği için bu eyaletlerdeki anketlere bakmak gerekiyor. Ülke genelinde yapılan anketlerde, temmuz ayında eşit görünen iki adaydan Harris’in eylül başında %3,2 farkla önde olduğu görülüyor. Trump’ın kendisine karşı suikast girişiminde yakaladığı pozitif havayı sürdüremediğini gösteren bu rakam, Harris’in yakaladığı ivmeyi ağustos ayında devam ettirdiğine işaret ediyor.
Gazze'deki soykırımın tüm dünyanın gözü önünde kesintisiz bir şekilde devam ettiği bir süreçte, işgal devletinin Batı Şeria'da artırdığı saldırganlık ve gerçekleştirdiği katliamlar, işgal altındaki topraklardaki krizi hiç olmadığı kadar derinleştirmektedir.
2024 Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde önemli bir yükseliş yakalayan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi son olarak 1 Eylül 2024'te Almanya'nın doğu eyaletleri Thüringen ve Saksonya'da gerçekleşen eyalet meclisi seçimlerinde de bu trendi sürdürmüştür.
Dinamikler değiştiğinde ve çeşitli dosyalarda iş birliğinin daha çok kazandıracağı durumlarda devletler iş birliği yoluna gitme yolunu tercih edebilirler. Nitekim iki ülkenin uzun yıllar devam eden "negatif" denklemden çıkıp "kazan-kazan" denklemi yönüne ilerlemesi konusunda ortak bir iradeye sahip oldukları görülüyor.
DevamıTürkiye'nin BRICS üyeliğine yönelik resmi başvurusunun olup olmadığı gizemini korurken, söz konusu mesele uluslararası siyasetin dinamik ortamında ve belirsizliklerin arttığı bir dönemde Türk dış politikasının geleceğini yeniden şekillendirmeye aday stratejik bir hamleyi temsil ediyor.
DevamıBiden yönetimi aylardır Gazze’de ateşkes görüşmelerinde sona yakın olduğunu açıklıyor ancak kalıcı ateşkesi sağlayacak bir anlaşmayı taraflara kabul ettiremedi. Defalarca son raddeye gelindiğine ilişkin haberler çıkmasına rağmen Washington’ın Netanyahu hükümetine söz geçirememesi ateşkesi imkânsız kıldı.
Türkiye-Mısır İlişkilerinde Yeni Dönem
Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden canlanması yapıcı bir iş birliği yaklaşımıyla şekilleniyor. 14 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kahire ziyaretinden sonra 4 Eylül’de Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin Ankara ziyareti sürecin önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine Yansımaları