Analiz: Anayasalarda ve Değişiklik Önerilerinde AYM ve HSYK

Anayasa değişikliği paketinin içinde yer alan Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısına dair hükümler, diğerlerini gölgede bırakarak tartışmaların ana gündemi haline gelmiştir.


Devamı

Analiz: Yargının Çıkmazı: Devlet mi, Adalet mi?

Yargının siyasi nitelikli gerilimlerde taraf olmasının ve daima tartışmaların odağında bulunmasının nedeni, mevcut sistemin yargıya biçtiği roldür.


Devamı

2000'li yılların başından itibaren TSK'nin siyasal rolü ve sistem içindeki ayrıcalıklı konumu eski yıllara oranla daha fazla sorgulanmaya başlandı.

Türkiye, Kürt meselesini ilk defa tartışmıyor ve öyle görünüyor ki bu konu daha uzun yıllar gündemin en önemli konularından biri olacak. Fakat son yıllarda yaşananlar, öylesine başdöndürücü bir hızla gelişti ki ortaya çıkan dinamikler, sorunun aldığı yeni haller, etkilediği zeminler ve göründüğü alanlar alabildiğine karmaşıklaştı. Öyle ki sanki bu meseleyi ilk defa konuşuyormuşçasına, hem siyasi dinamikleriyle, hem de konuşulabildiği zeminler açısından yepyeni bir bağlam var karşımızda. Şüphesiz, bu yeni bağlam, meselenin, en az son 20 yıllık tarihinde biriktirdiği gerilimlerin, başarı veya başarısızlıkların, dönüşümlerin, kırılmaların üzerinde yükseliyor. Fakat bugün gelinen noktada, gerek sorunun kendisi gerekse sorunu etkileyen tüm aktörler açısından, 10 yıl öncesinin veya 20 yıl öncesinin diliyle konuşmanın imkanı kalmamıştır. Daha açık bir ifade ile söylersek, Kürt meselesi önümüzdeki dönemlerde de bütün ağırlığıyla Türkiye gündeminin en önemli siyasal sorunu olarak kalmaya devam etse bile, tartışmaların anlam bulduğu ve sorunun konuşulduğu çerçeve, farklılaşmak zorundadır.

Türkiye Kürt meselesinden bağımsız bir şekilde de PKK sorunu ile muhatap olmak zorundadır. Tam da bu sebepten dolayı, eylemlerine başladığı 1984'ten bu yana “PKK silahsızlandırılmaktadır”. Bu bitmez tükenmek bilmek “PKK'nın silahsızlanması” süreci Kürt meselesinin çözümüne bağlanmaktadır. Kürt meselesinin çözümü ise PKK'nın silah bırakmasına. Eğer siyasal bir yumurta-tavuk egzersizine Türkiye'nin en değerli onyıllarını bir kez daha feda etmek istemiyorsak bu fasit daireden hızla çıkarak gerçeklerle yüzleşmemiz gerekmektedir. PKK, Kürt meselesi dairesinde müstakil bir vakıa olarak ele alınmadığı sürece “iyi şeyler olması”nı dilemekten öteye geçemeyiz. Aynı şekilde DTP, Kürt sorununun sonucu olarak var olmaktadır. Fakat bu tespit DTP'nin bir Kürt meselesi olduğunu ortaya koymaz. PKK'nın bir PKK; DTP'nin ise bir DTP sorunu bulunmaktadır. Ve bu sorunları Kürt meselesinden çok daha önceliklidir. PKK örgütün geleceği konusunda çaresiz olduğu kadar; DTP'de Kürt meselesinin asgari bir düzeye düştüğü durumda partinin ne olacağıyla meşguldür.

Analizde, sırasıyla HEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP tarafından temsil edilen Kürt legal siyasal oluşumu ele alınıyor.

Analiz: 22 Temmuz'dan 29 Mart'a Siyasal Partiler | Değişim ve Süreklilik Ekseninde MHP

Analiz, , MHP'yi soğuk savaş siyasal dünyasından çıkartıp Türkiye'nin bugününe taşıyabilecek vizyon arayışının MHP'nin kaderinde belirleyici olacağını savunmaktadır.


Devamı
Analiz 22 Temmuz'dan 29 Mart'a Siyasal Partiler Değişim ve Süreklilik
Analiz 22 Temmuz'dan 29 Mart'a Siyasal Partiler Statüko ile Değişim

Analiz: 22 Temmuz'dan 29 Mart'a Siyasal Partiler | Statüko ile Değişim Arasında CHP

Analiz, CHP'nin 29 Mart yerel seçimleri öncesindeki siyasal performansını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.


Devamı

Analizde, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırı ardındaki nedenler ve el-Fetih ile Hamas arasındaki iktidar mücadelesinin soruna yansımaları değerlendirilmektedir. Türk dış politikası açısından sorunun ele alındığı son bölümde aynı zamanda Türkiye'nin yapabileceği katkılar üzerinde durulmaktadır.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye'nin bir Kürt meselesi hep var olageldi. Önceleri, ağırlıklı olarak entegrasyon ve geri kalmışlık kaygılarıyla ele alınan bu sorun, 1980'lerden itibaren, PKK'nın ortaya çıkmasıyla bir güvenlik sorunu olarak ele alınmaya başlanmıştır. Böylece terör örgütü, Kürt sorununun karmaşık dinamiklerini unutturan bir işlev görmüştür. Güvenlik perspektifinin hâkim olduğu 1990'lı yıllar boyunca, OHAL yönetiminde Kürt sorunu teröre indirgenerek yönetilmeye çalışılmıştır. Çeyrek yüzyıldır, Kürt sorununu algılamamızı toptan değiştirecek birçok gelişme yaşanmasına rağmen, kamu otoritesinin soruna yaklaşımında terörle mücadele perspektifi ağırlığını korumaya devam etmektedir. Oysa bu yıllar boyunca, Türkiye'de ve bölgede, kamu otoritesinin soruna yaklaşımını gözden geçirmesini zorunlu kılan birçok gelişme yaşanmıştır.