Sosyo-ekonomik bir terim olan enerji kavramı, ekonomik büyüme üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinin sürdürülebilir olması için de en temel gereksinimlerinden biri enerjidir. Özellikle elektrik enerji çıktısı, hemen hemen bütün mal ve hizmetlerin üretiminde girdi olarak kullanılmakta, ev, işyeri, fabrika ortamlarında ise tüketilmektedir. Bu nedenle enerjinin kesintisiz, güvenilir ve ucuz olması gerekmektedir. Ülkelerin artan nüfus ve ekonomik gelişmeye paralel olarak enerji tüketimi de artmaktadır. Özellikle son 10-20 yıllık döneme bakıldığında gelişmekte olan ülkelerin ekonomik gelişimine bağlı olarak enerji talebinin arttığı görülmektedir. Bu nedenle sürdürülebilir ekonomik gelişme için gelişmekte olan ülkelerin enerji arzlarını da artırmaları gerekmektedir.
TÜRKİYE’NİN ENERJİDE TALEP ARTIŞI
Bu bağlamda konunun daha da anlaşılır olması açısından gelişmekte olan ülkelere, başta Türkiye’nin enerji kullanımına göz atmakta fayda var. Gelişmekte olan ülkelerde enerji kullanımı, uluslararası standartların gerisinde olmasına rağmen, sanayi sektöründe iyileşmeler ve gelir düzeyinde artışa paralel olarak gelişme göstermiştir. Buna bağlı olarak, Türkiye’nin de enerjiye olan ihtiyacı ekonomik büyümesine paralel olarak artış göstermektedir. Türkiye ekonomisi son 10 yıl içinde yapısal reformlarla büyüme gerçekleştirerek diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışmıştır. Bu büyümeye paralel olarak enerji tüketimi de artmıştır. Türkiye dünyada doğalgaz ve elektrik talebinin Çin’den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumuna gelmiştir. Hızla artan enerji talebi sonucunda Türkiye’nin başta petrol ve doğalgaz olmak üzere enerji ithalatına bağımlılığı artmaktadır. Dışa bağımlılık ekonomik büyümenin yanında cari açığa sebep olmaktadır. Bilindiği üzere cari açığın en önemli kalemlerinden birini enerji ithalatı oluşturmaktadır. Bu sebepten dolayı, ihracatta rekabetçi güce sahip olunması ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için enerji sektöründe birçok strateji belirlenmiştir.
ELEKTRİK PİYASASI KANUNU’NDAN ENERJİ BORSASI’NA
Bu stratejilere bağlı olarak enerji piyasasında uygulanan en önemli düzenleme 30 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’dur. Bu kanunla birlikte Enerji Borsası oluşmuştur. 2013’te yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Kanunu’yla enerji piyasaları ikiye bölünmüştür. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) çatısı altındaki Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) tarafından işletilen spot, fiziki elektrik piyasasının Enerji Piyasaları Anonim Şirketi (EPİAŞ) tarafından işletilmesine karar verilmiştir. Borsa kavramına dâhil olan finansal ve türev ürünler ise aynı şekilde Borsa İstanbul (BİST) bünyesinde işlem görmeye devam edecektir. Enerji Borsası’nın kurulumu ile Enerji Borsası ve elektrik piyasasında oluşacak referans fiyat uygulamasının yerli ve yabancı yatırımcıların karar verme sürecini hızlandırması öngörülmektedir. Buna bağlı olarak elektrik fiyatlarına da uzun vadede olumlu yönde etkisi olacaktır.
Bu sebeplerden dolayı Türkiye’de enerji sektörü hem yatırımcılar için cazip hale gelecek hem de rekabetçi bir ortam sağlayacaktır. Enerji piyayasında önemli bir yer edinecek olan EPİAŞ, 61.5 milyon liralık bir kaynak ile kurulucak olan özel anonim şirkettir. Ancak kamu, elindeki gücü tamamen elinden çıkarmadan özel şirketler üzerinde düzenleyici rol oynacaktır. EPİAŞ’ın kurulum yapısına göre bir hisse 1 TL olacaktır ve şirketlerin satın alacakları hisse miktarının toplam kaynağın yüzde 4’ünü geçmeyeceği belirlenmiştir. A, B, C tipi hisselerin işlem göreceği enerji borsasında, A tipi hisseler TEİAŞ ve Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi'nin (BOTAŞ), B tipi hisseler BİST’in, C tipi hisseler de özel şirketlerin hisseleri olarak işlem görecektir. TEİAŞ ve BOTAŞ hisselerin yüzde 30’luk kısmını kontrol edecektir. BİST ise EPİAŞ hisselerinin yüzde 30’luk kısmını kontrol edecek ve geri kalan 40’lık kısmın ise enerji şirketlerine arz edilmesi hedeflenmiştir. EPİAŞ kurulduktan sonra, şirketlerin hisse başvurusu için iki aylık süresi bulunmaktadır. Hisse senedi dağıtım işleminin bitmesinin ardından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), EPİAŞ için onay verecektir.
HEDEF: ENERJİ ÜSSÜ TÜRKİYE
30 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanun’a göre Ekim 2013 tarihinde kurulması beklenen EPİAŞ henüz hayata geçmemiştir. Uzmanlara göre sermaye yapısı ve teknik altyapısıyla ilgili tartışmalar bir sonuca bağlanmadığı için gecikme yaşanmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise hem özel şirketin hem de kamunun ortak olacağı bir yapı olmasıdır. Çünkü kamu şirketinin ortak bir yapı ile çalışması için birtakım süreçlerden geçmesi gerekmektedir. Bu sürecin uzaması EPİAŞ’ın kurulumunu doğrudan etkilemiştir. En kısa zamanda EPİAŞ’ın kurulumu gerçekleşmeli. Zira EPİAŞ borsa kurulumu için büyük önem taşımaktadır ve Borsa’yla birlikte Türkiye’nin enerji alanında pozisyonu güçlenecektir. İlk olarak elektrik alım satımının yapılacağı enerji borsasının faaliyete geçmesi beklenirken daha sonra EPİAŞ’ta petrol, doğalgaz ve türevlerinde işlem görmesi hedeflenmiştir. Ayrıca Enerji Borsası ile birlikte ilk hedeflenen Gürcistan’da hidro kaynakların fazla olması ve enerjinin ihtiyaçtan fazla üretilmesi sebebiyle, üretilen fazla elektriğin Türkiye piyasasına taşınması ve bu piyasada işlem görerek satılmasıdır. Daha sonrasında hedeflenen ise Güney Gaz Koridoru (GGK) projesi kapsamında Azerbaycan doğalgazının Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasıdır. Orta vadedeki hedef ise Kuzey Irak’tan gelecek olan petrol ve doğalgaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasıdır. Türkiye bu proje ile hem kendi hem de Avrupa Birliği’nin (AB) enerji arz güvenliğini sağlayacaktır. Buna bağlı olarak Enerji Borsası ile birlikte çevre ülkelerde oluşan elektrik açığı Türkiye'de satılabilecektir ve Türkiye’nin enerjide transit ülke olmaktan ziyade enerji üssü olması hedeflenmektedir.
Bununla birlikte Enerji Borsası’nın kurulumu başta elektrik piyasalarının liberalizasyonunun sağlanması olmak üzere birçok açıdan olumlu etki yaratacaktır. Özel sektörün de yönetimde pay sahibi olduğu proje aynı zamanda piyasada güvenilir fiyat oluşumunu sağlayacaktır. Öte yandan teknoloji çok hızlı gelişmekte ve sürekli yeni ihtiyaçlar doğurmaktadır, piyasada da bu ihtiyaçların kısa zamanda karşılanması gerekmektedir. Ancak kamuda bir projeyi gerçekleştirmek için uzun vadeli bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Bundan dolayı özel sektörde hedefe kısa zamanda ulaşılması ve teknolojiye daha kolay uyum sağlanması beklenmektedir. Enerji Borsası’nın kurulması ile fiyatlar piyasadaki arz ve talebe göre belirlenecektir. Bu da, yatırımcıların fiyatlarda kârlılık görmesi durumunda daha kolay yatırım yapmasına olanak sağlayacaktır. Buna ek olarak, fiyatların gün içerisinde piyasadaki arz-talebe göre belirlenmesi hem fiyat oluşumunda netlik kazandıracak yani yatırımcıların güvenini kazanacağından teşvik oranı artacak hem de elektrik için gerçek piyasa oluşumunu sağlayacaktır.
UZUN VADELİ VE STRATEJİK BİR HEDEF
Sonuç olarak, enerji piyasasında yatırım yapmak ve geri sonuç almak uzun vadeli ve stratejik bir hedeftir. Kaynakları kısıtlı olan ancak coğrafi konum açısından enerji üssü olma avantajı olan Türkiye için enerji piyasasının oluşumu ekonomiye pozitif yönlü katkı sağlayacaktır. Çünkü doğalgaz ve elektrikte, petrolden farklı olarak taşınmasıyla ilgili bir sıkıntı söz konusudur. Bir boru hattına veya taşıma hattına ihtiyaç vardır. O yüzden de Türkiye’nin coğrafi konumu bu noktada çok önemli durumdadır. Türkiye’nin bölgesel bir merkez konumda olması üzerine transit enerjinin geçtiği bir merkez değil de enerjinin buraya gelip, burada satılıp, burada fiyatlanıp sonrasında satıldığı bir merkez olma durumu söz konusudur. Bu şekilde Türkiye; Doğu ile Batı’yı enerji sektöründe birleştiren aktör durumuna gelecektir. Tüm bunların oluşması için özel sektörün oluşumuna ihtiyaç vardır ve EPİAŞ’ın oluşması önem arz etmektedir.
* Feyza Ergenç, SETA Ankara Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü Stajyeri