Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un göreve geldikten sonra Mesleki Eğitim ile ilgili bir dizi adım atıldı. Bu noktada önceki dönemlerin kazanımlarının sahiplenilerek devam ettirilmesi son derece olumludur. Diğer bir ifadeyle MEB meslek eğitimde gelinen noktadan daha ileri gidebilmek için gayret etmektedir. Şu hususlar öne çıkmaktadır:
Meslek Liselerinin İtibar Ve Cazibesinin Güçlendirilmesi
Milli Eğitim Bakanlığı meslek liselerinin itibarını güçlendirmek ve bu okullara yönelimi arttırmak için meslek eğitimini ve bu liselerde üretilen değerleri öne çıkarmaktadır.Mesela meslek liselerinin 2017 yılında 217 milyon liralık üretimle ekonomiye katkı yaptığını belirtilmesi buna güzel bir örnektir. Yine okulların döner sermaye ile yaptığı üretimlerin basına düzenli olarak haber yapılması da böyledir. Ailelerin büyük bir kısmının beklentileri açısından maaş ve sigortalı iş yerinde eğitim modeli itibarı oluşturacak en önemli adımdır. Bu yaygınlaştıkça kalıcı itibar oluşur. Başarının yerini hiçbir şey alamaz. Ayrıca toplumda farkındalık oluşturacak basın-yayın ve halkla ilişkiler çalışmaları da olumlu katkı sağlar.
Bunu destekleyecek yapısal çözümlerin de gelmesi iyi olur.
- Meslek liseleri ile Meslek yüksek okulları arasındaki ilişki "iş yerinde eğitim", mesleki becerilerin gelişimi ve kariyer yolu inşası bakımından bütüncül olarak tasarlanmalıdır. Değişimin hızı bu noktada büyük bir güçlük oluşturmaktadır. Fakat beceri gelişiminin planlaması üzerinden çözüm imkanı vardır.
- Meslek Lisesi, Meslek Yüksek Okulu ve ilgili (Mühendislik, Teknoloji vb.) fakültelere geçiş için mesleki beceri ölçümünü öne olan kademeler arası geçiş modelleri geliştirilebilir. Böyle bir yolun olması meslek liselerine olan itibarı güçlendirir. Mesela meslek yüksek okulların en başarılı %5 lik veya % 10 luk dilimine doğrudan aynı üniversitede geçiş imkanı verilebilir. Üniversiteler bu geçişlerde ayrıca seçme modelleri geliştirebilir.
- Meslek lisesi mezunlarını, mezun oldukları alanda çalışmalarını teşvik edecek uygulamalara da ihtiyaç vardır. Sertifika isteyen tanımlı meslek dallarının sayısının arttırılması, İş-kur tarafından mezunların da sigorta ücretlerinin bir kısmının karşılanması gibi adımlar katkı sağlar.
Meslek Eğitimi İle Sektör İlişkisinin Güçlendirilmesi
Meslek liselerinin ilgili sektörlerle işbirliği güçlendirilmeye çalışılmaktadır.Bu işbirliği 4 noktada kendisini göstermektedir.
- Öğrenci becerilerinin geliştirilmesi,
- Eğitim programlarının revizyonu,
- Okulların yönetim karar süreçlerine katılım
- Meslek lisesi öğretmenlerinin kapasitesinin arttırılması ve meslek becerilerini aktaracak usta/öğretmen desteği
Yine meslek liseleri ile sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi için Organize Sanayi Bölgelerinde açılan okulların sayısı arttırılmaktadır. Bakanlığın verilerine göre yüzde yüz artış gerçekleşmiştir. Yine bu bağlamda ülkenin ihtiyacı olan spesifik alanlarda özel bölümler açılmaktadır. Ahşap oyuncak ve değirmencilik bölümleri böyledir.
Meslek liselerinin ilgili sektörlerle işbirliği eğitim programlarına da yansımıştır. Bu çerçevede teknik bölümlere yeni müfredat geliştirilmektedir. Mesela meslek lisesi ve mesleki eğitim merkezlerindeki 22 dal programı güncellenmiştir. Yüksek teknoloji tabanlı sektörlerle de ilişkiler güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla yeni formatta tematik lise modeli geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada üretime yönelik, endüstri 4.0'a da uyarlanmış 16 tematik lise vardır. Bu model daha da geliştirilmeye çalışılmaktadır. MEB'in Kültür ve Turizm bakanlığı ile işbirliği protokolü yaparak Geleneksel Türk Sanatları Meslek Lisesi açması diğer güzel bir örnektir.
Gelinen durumda meslek eğitimde iki eğilimin aynı anda işlediğini görmekteyiz. Döner sermaye imkanlarıyla meslek liseleri sektör gibi düşünebilme, mali kaynakları ve insan kaynaklarını yönetebilme ve girişimci kurumlara dönüştürülmeye çalışılmaktadır. İkinci eğilim ise Simens, Vestel veya organize sanayi bölgeleri gibi bizzat sektör tarafından kurulup ağırlıklı olarak yönetilmesidir. Türkiye ortaya çıkan tecrübeleri değerlendirerek bu noktada bir karar verme durumuna gelebilir. Bu noktada her iki eğilimde mükemmelleşebilmek için reform ihtiyacı vardır. İlk modelde hukuki düzeyde döner sermayenin okula yatırım olarak dönebilmesi; okul müdürünün konumunun mali ve insan kaynağını yönetip girişimcilik ve liderlik yapabilecek ölçüde güçlendirilip yönetim modeline esneklik kazandırılabilmesi; diğer taraftan da okul yöneticilerine yönelik esnek bir denetim mekanizmasının inşası gerekebilir. İkinci model ise özel sektör dinamikleriyle işlemektedir.
Meslek Eğitimin Kalitesinin Ölçme Ve Değerlendirilmesi
Bakanlığın bu süreçte geliştirmeye çalıştığı diğer bir husus mesleki eğitimin kalitesini sürekli ölçme ve değerlendirmeye yönelik adımlar atmaktadır. Bu noktada ise somut şu adımlar atılmıştır.- 81 ilde Ölçme ve Değerlendirme Merkezleri kurulması
- Sürekli iyileştirme amacıyla kalite güvence sisteminin inşası için mesleki eğitimde kurumsal kalite güvence sistemi inşası
- Mesleki eğitime ulusal yeterlilik değerlendirmesi toplantısı
- Sağlık meslek liseleri sağlık hizmetleri alanının beceri eğitimlerini değerlendirme toplantısı
[Fikriyat, 22 Kasım 2018].