ABD Başkanı Donald Trump’ın uluslararası hukukun temel ilkelerini ve Birleşmiş Milletler’in kararlarını ihlal eden “birleşik Kudüs”ün İsrail’in başkenti olduğu yönündeki kararı sonrasında Kudüs şehri bir kez daha uluslararası politikanın temel gündemlerinden biri oldu. Sonrasında nazire yaparak Filistinlilerin “Felaket günü” ilan ettikleri
15 Mayıs’ta Amerikan büyükelçiliğinin taşınması, Filistin halkının yaşadığı katliamların, mağduriyetin ve etnik temizliğin de kabulü anlamına geldi. En sonunda da Trump’ın ilan ettiği “Yüzyılın Anlaşması” ise “Filistin halkını idam eden” bir araç olarak muhtemel barış umutlarını yok etti. Batılı devletlerin ve medya platformlarının büyük kısmının İsrail’in hizmetinde olduğu gerçeğinden hareketle Filistin ve Kudüs konusunda doğru bilgi edinmek büyük önem taşımaktadır. Gelişmelerin kamuoyuna doğru bir şekilde yansıtılması amacıyla hazırlanan bu kitap bölgedeki bütün sorunların kaynağı olarak görülebilecek Kudüs şehrinin hem Filistin halkı ve Müslümanlar hem de insanlık için ne anlama geldiğini mercek altına almaktadır. Elinizdeki kitap dinsel, tarihsel ve siyasal bakımdan Kudüs’ün ifade ettiği anlamı akademisyenlere, entelektüellere, siyasetçilere ve geniş halk kitlelerine doğru bir şekilde ulaştırmayı amaçlamaktadır..