TATİL dönüşü havalar serinlerken siyasetin ateşinin yükseleceğini söylemiştik. Gerçi hava sıcaklıkları yüksek seyrediyor ama iç siyaset ısınmaya başladı. Islak imza, noter onayı, yeterli imza toplandı, delege pazarlığı, tehditle imza çekme derken öyle gözüküyor ki CHP'de kurultay süreci şimdilik rafa kalktı. Muharrem İnce'nin sesi eskisi kadar duyulmaz oldu. Yerel seçimler yaklaşırken mevcut CHP yönetiminin eli İnce'ye karşı öncekine göre çok daha avantajlı. "Seçime giderken kurultay tartışması yersiz" diyerek zaten psikolojik üstünlük sağlıyordu. Seçim takvimi yaklaştıkça CHP yönetimi psikolojik üstünlüğün yanına daha somut avantajlar da katacak. Tabii ki adaylık pazarlıkları... CHP yakın gelecekte Türkiye'de iktidar olamayacak. Siyasette büyük alt-üst oluşlar yaşanmazsa ve CHP zihniyeti böyle devam ederse ne milletvekili seçimlerinde ne de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ipi göğüslemeleri mümkün. Ancak yerel yönetimlerde partinin etkili olduğu yerler var. Demografik özelliklerinden dolayı belediyecilik hizmetleri ne olursa olsun CHP'ye oy vermeye devam edecek bir seçmek kitlesi var. Zaten CHP'nin stratejisi de toplumu kutuplaştırarak, korku pompalayarak, rejim krizi çıkartarak bu seçmen kitlesini pekiştirmek. CHP az sayıda mahalli idarede elde ettiği sınırlı iktidarı dağıtarak parti içi iktidarı garanti altına alıyor. Yerel seçim sonuçları ne olursa olsun, seçimlerden sonra Muharrem İnce şimdiki kadar delege desteği de elde edemeyecek. Mevcut CHP yönetimi İnce'yi destekleyen delegenin bir kısmını mahalli idarelerde tekrar aday göstermeyerek tasfiye edecek, bir kısmına da aksi yönden yaklaşacak; adaylık rüşveti ile kendi tarafına çekecek. Günün sonunda CHP yerel düzlemdeki iktidarı biraz küçülterek de olsa muhafaza edecek. Adına parti içi demokrasi denilen taşra siyaseti rantı da genel merkezi ayakta tutmaya devam edecek. Kısaca herkes halinden memnun... Bu tabloya son seçimlerde olduğu gibi bir de örtük ittifak ekleyecekler. 24 Haziran seçimlerinde HDP'liler cumhurbaşkanlığı adaylığında İnce'yi desteklemişler, bunun karşılığında "her evden bir oy" kampanyasıyla da CHP'liler HDP'nin barajı geçmesini sağlamışlardı. Şeffaf olmayan bu düzenin aynısı yerel seçimlerde de işletilecek. HDP'liler CHP'nin kazanma şansı olan yerlerde CHP adayına, CHP'liler de HDP'nin kazanma şansı olan yerlerde HDP adayına oy atacaklar. Gerçi memleketin doğusunda CHP bir varlık gösteremiyor ama CHP ile HDP arasındaki ilişkiler o kadar sıcak ki, HDP karşılıksız destek verebilir. Madem siyaset taktik işi, hızlı reflekslere sahip olup değişen dengelere göre kendini yenileme işi; CHP HDP işbirliğinin karşısında başka bir işbirliğinin oluşması kaçınılmaz. Malum AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın yerel seçimlerde devam etmesine pek sıcak bakılmıyordu. İki partiden birisinin aday çıkartmayıp diğerini desteklemesi zor gözüküyordu. Belki bazı kritik yerlerde seçmen sandıkta bir ittifak gerçekleştirebilir ama kurumsal bir işbirliğinin olmayacağı kanaati hâkimdi. Ancak öyle anlaşılıyor ki CHP HDP işbirliği AK Parti ve MHP'yi de harekete geçirmiş. Her iki partiden de yerel seçimlerde kurulacak bir ittifaka dönük sıcak mesajlar gelmeye başladı. İttifakın çerçevesi nasıl olur, ittifak hangi seçim bölgelerini kapsar, adaylar nasıl belirlenir... Bunların hepsi zamanla konuşulacak detaylar. Şimdilik belli olan ise şu; AK Parti ve MHP bir kez daha ortak hareket etme iradesini göstermeye niyetliler. Hele bir sonbahar gelsin, daha çok konuşacağız bu meseleler üzerine....

[Takvim, 6 Eylül 2018]