MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ilgili kararını net bir şekilde açıkladı:
“İstanbul’da çıkarttığımız adayların geçmişte ne kadar oy aldıkları belli. Aday çıkartıp belediye başkanlığını kazanamayacağınız yerde bir aday çıkarıp, ‘bizim de adayımız var’ demenin bir manası var mı?”
Bahçeli, İstanbul’da büyükşehir belediyesi için aday göstermeyeceklerini “MHP İstanbul’da bir aday çıkartarak kendi kendini kandırarak Türk siyasetinde varlığını devam ettiremez”sözleri ile de gerekçelendirdi.
Bahçeli’nin bu açıklaması ile Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde iş birliği yapacağı ilk il de böylece kesinleşmiş oldu.
MHP’nin İstanbul’da geçmiş dönemlerde aldığı oy oranları açısından bu şehirde bir iddiasının olmadığı bir vakıa.
2004 yerel seçimlerinde İstanbul’un 9,3 milyonluk seçmeninden aldığı oy sayısı 173,2 bin, oy oranı ise yüzde 4,1’dir. Bu sonuçlar sonraki yerel seçimler için de benzerdir. 2009’da yüzde 5’lik oy oranı ile 358,6 bin, 2014 ise bir önceki seçime göre oy oranı bir puan düşmüş yüzde 4 ile seçmenden 339,3 bin oy almıştır.
İstanbul’da önümüzdeki yerel seçimlerde mücadele, geçmiş dönemlerdeki gibi, AK Parti ve CHP arasında yaşanacak. Cumhur İttifakı açısından iş birliği ortaya çıktığına göre geriye CHP’nin nasıl bir ittifak senaryosu ile seçime gideceği kalıyor.
Şu anda CHP hâlâ kendi iç sorunları ile meşgul olduğundan yerel seçimlere ilişkin bir yol haritası ortaya çıkaramadı. Bir önceki genel seçimde “ilkeler ittifakı” söyleminde olduğu gibi, “tabanda ve adaylar üzerinde ittifak” muğlaklığı ile süreci yönetmek istiyor. Böylece HDP ve İyi Parti ile aynı anda şehir ya da bölge bazında iş birliği yapabileceğini düşünüyor.
Bu taktikle de “AK Parti karşıtlığı” üzerinden İyi Parti ve HDP seçmeninin aynı istikamette buluşması için bir “perdeleme siyaseti” oluşturmaya çalışıyor.
CHP İstanbul’da ise hem HDP hem de İyi Parti tabanından oy alabileceği bir siyaset söylemi üzerinden aday arayışını sürdürüyor. Ancak bu düşünce kâğıt üzerinde iyi görünse de realize edilmesi ve sahada işlemesi zor görünüyor.
Çünkü CHP daha bu aşamaya gelmeden önce kendi partisi içindeki İstanbul’a adaylık için yarışan adayları yönetebilmesi lazım.
Dolayısıyla büyükşehir açısından İstanbul’da CHP rahat bir seçim yarışına başlayamayacak.
İstanbul seçimleri için CHP, İyi Parti seçmeninden daha çok HDP tabanına yönelmiş durumda. AK Parti’nin MHP’den alacağı oya karşılık, HDP’den geleceğini umduğu seçmenlerle seçimi dengelemek istiyor.
Ama geçmiş seçimler üzerinden bir karşılaştırma yapıldığında HDP tabanın CHP adayını desteklemesi durumunda bile AK Parti ve CHP arasındaki makas kapanmayacak.
2004, 2009 ve 2014 yerel seçimleri açısından iki parti arasındaki seçim sonuçlarına bakıldığında oy oranları ve aldığı oy sayıları bakımından farkın korunduğu görülmektedir. 2004 seçimlerinde AK Parti yüzde 45,3 (1,9 milyon), CHP ise yüzde 28,9 (1,2 milyon) oy almıştır. 2009’a gelindiğinde AK Parti yüzde 44,7 (3,08 milyon), CHP yüzde 37 (2.5 milyon) ve 2014 seçimlerinde ise AK Parti yüzde 47,9 (4,09 milyon), CHP ise yüzde 40,1 oranında (3.4 milyon) oy almıştır.
HDP’nin İstanbul’da oy potansiyelini geçmiş yerel seçimlerden daha çok en son 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın aldığı, 661,7 binlik oy sayısı üzerinden değerlendirmek gerekir.
HDP kendi aday çıkarmasa bile bu oyların tamamının CHP’ye gitmeyeceği de bir gerçek.
İstanbul seçimlerine tüm bu açılardan bakıldığında Cumhur İttifakı’nın ve dolayısıyla AK Parti’nin adayının seçim yarışına avantajlı başlayacağı görülüyor...
[Türkiye, 22 Eylül 2018].