Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yeni yapılanma sürecine girerken, bu yapılanmanın en somut ayaklarından birisi de ekonomide olacaktır. Yapılanmanın nasıl olacağı soruların başında geliyor. Buna rağmen, yani yapılanmanın “nasıl" şekilleneceğine dair farklı fikirler olsa da, anlayış noktasında ortak bir görüş var:
Yapılanmanın hem bakanlıklar arasında eşgüdümü hem de ekonomi kurumları ile siyaset kurumu arasındaki uyumu zorunlu kılması.
Aslında, tam da kurumsal bir dönüşümden bahsediyoruz. Yani, kişi başı gelirin artarak Türkiye'yi bulunduğu orta gelir grubundan çıkarmak ve yeni bir ekonomik başarı hikâyesi yazabilmek, bu kurumsal dönüşüme bağlı.
Bunun yanı sıra, gerçekleştirilecek kurumsal yapılanma sayesinde Türkiye'nin yıllarca şikâyet ettiği ve bir türlü çözemediği kurumlar arasındaki çok başlılığın ortadan kaldırılması, bürokrasinin azaltılması ve özellikle de yatırım ortamının iyileştirilmesi için önemli fırsatlar oluşacak.
KURUMSAL YAPILANMADA REFORM İHTİYACI
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun olarak ekonomide yeni bir kurumsal yapılanma sürecinin başlaması hem yeni sistemin iyi çalışmasını hem de kurumsal iyileşme ve etkinlik ile ekonomide pozitif bir algı oluşmasını sağlayacak.
Bakanlık sayılarının azaltılması ya da dikey yapılanma gibi seçenekler ile uygulamaların hızlanmasına olanak veren kurumsal yapının inşa edilmesi gerekiyor.
Ancak bu şekilde, yani hızlı ve etkin bir karar mekanizmasını hayata geçirebilecek kurumsal yapıyla, Türkiye'nin belirlediği hedeflere ulaşması mümkün.
Gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomide söz sahibi olabilmek için ciddi bir çaba gösterdiği, içinde bulunduğumuz dönemde yapılacakların yakın gelecekte ülkelerin sosyo-ekonomik düzeylerini doğrudan belirleyeceği dikkate alındığında, zaman kaybetme lüksümüz olmadığı açıkça görülecektir. Dolayısıyla, kurumsal yapılanmanın 2019 yılına kadar tamamlanması kritik öneme sahip.
Eğer Türkiye, kendisinden beklenen ekonomide yeni bir başarı hikâyesi yazacaksa, yazması da gerekiyor, başta kurumsal olmak üzere yeni bir yapılanmaya ve reform silsilesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
YENİ KURUMSAL YAPILANMADA EKONOMİ KURUMLARININ DURUMU NE OLUR?
İster yeni bir kurumsal yapılanma diyelim, ister ekonomide reform paketi diyelim, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği değişimle başta ekonomide olmak üzere etkin olan kurumlar ortaya çıkacaktır.
Ekonomideki etkin kurumlar, güvenli bir yatırım ortamı oluşturarak, bir taraftan yıllarca kaynak israfının en belirgin kurumları olan kamunun verimli çalışmasını sağlayacak, diğer taraftan ekonomideki belirsizliğin azalmasına katkı yapacaktır. Bu şekilde, yatırımların cazip hale gelmesiyle daha yüksek ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmak kolaylaşacak.
Türkiye'nin son 5 yılda ekonomik büyümenin yüzde 3-4 oranlarında seyreden banttan çıkması, potansiyelini ifade eden daha yüksek büyüme rakamlarına ulaşması ve orta gelir tuzağına girmemesi için gereken makro ekonomik göstergelerdeki iyileşme, ancak kurumsal yapılanmanın yenilenmesiyle mümkün.
Bu ihtiyacın anlaşılması için, kişi başı gelir farklılıklarının kıyaslamasına bakmak yeterli. Bazı zengin ülkelerin diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha zengin ve daha istikrarlı olmalarının arkasında güçlü kurumsal yapılarının olduğu açık değil mi?
Kişi başı gelirin artması için Türkiye'de ciddi bir çaba gösteriliyor. Ancak, buna rağmen istenilen seviyeye çıkılamıyorsa, buna neden olan faktörlere bakmak gerekiyor. Bu faktörlerin başında da, yeni bir kurumsal yapılanma ihtiyacı var.
Türkiye'de ciddi bir reform olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için onay alındı ve değişim başladı. Kurumların değişim karşısında gösterdiği direncin kırılması ise, değişimi ve dönüşümü hızlandıracak.
O zaman, özellikle ekonomide çok şeyin değişeceğini ve olumlu bir sürecin başlayacağını göreceğiz.
[Yeni Şafak, 29 Mayıs 2017].