BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu 64. hükümetin bir "reform" hükümeti olacağını, bunun da kısaca "yeni Türkiye"nin kurumsallaÅŸması anlamına geldiÄŸini ortaya koydu. Tüm sistemin baÅŸtan aÅŸağı ülkenin ihtiyaçları ve küresel normlar gözetilerek yeniden dizayn edileceÄŸini ilan etti. Reform hükümetinin siyaseten ne anlama geldiÄŸini ise satır aralarından çıkarmak mümkün: Yerli, milli ve demokratik bir siyasi iradenin ülke siyasetine hakim kılınması. Hükümet nezdinde baÅŸkanlık sisteminin bu iÅŸ için uygun olduÄŸu görüÅŸü ağır basıyor. Muhalefet ise, baÅŸkanlık sistemine karşı bildik itirazlarını yinelemekte.
Bu itirazların odak noktasında, baÅŸkanlık sisteminin otoriter bir rejim üreteceÄŸi iddiası bulunuyor. Gerçekten de, otoriterlik eleÅŸtirisi nerdeyse her konuda muhalefet tarafından iÅŸlevsel bir ÅŸekilde kullanılıyor; çünkü bu eleÅŸtiri tikel siyasi çıkarların ve iktidar mücadelesinin normatif argümanlarla perdelenmesi için biçilmiÅŸ bir kaftan niteliÄŸinde. Ne var ki perdeyi araladığımızda farklı bir manzarayla karşılaşıyoruz. Mesela, baÅŸkanlık sistemine otoriterlik üzerinden karşı çıkan liberal aydınların asıl siyasi motivasyonunun, baÅŸkanlık sisteminin sivil toplum ve ekonomi sektörü karşısında siyasi iradeyi güçlendirecek olmasının yarattığı endiÅŸe olduÄŸunu görüyoruz. Ancak bireysel hak ve özgürlükler konusunda bu denli hassas liberal aydınların ÅŸu soruya bir cevabı bulunmuyor: Devlet ve siyaset kurumunu zayıf tuttuÄŸunuzda, bireysel hak ve özgürlüklerin küreselleÅŸmiÅŸ sermaye ve özel sektör tarafından çiÄŸnenmesinin önüne nasıl geçilecektir?
Muhalefet partileri açısından da durum pek farklı deÄŸil. BaÅŸkanlık sistemi siyaset kurumuna sahip çıkan, toplumsal merkeze hitap eden ve topluma bütünlüklü bir siyaset sunan partileri iktidarla ödüllendiren bir yönetim sistemi. BaÅŸka bir açıdan, baÅŸkanlık sistemi demokratik yollarla iktidara gelme umudu olmayan, haliyle siyaset dışı aktör ve yapılara sırtını dayamış marjinal ve otoriter siyasi partilerin etkinliÄŸini yitirmesi anlamını taşıyor. O halde ÅŸu soruyu sormak gerekiyor: Demokrasiden sapma ve otoriterleÅŸme endiÅŸesi duyduklarını her fırsatta dile getiren muhalefet partilerinin baÅŸkanlık sistemini herkesten daha fazla istemesi gerekmiyor mu?
[Sabah Perspektif, 5 Aralık 2015]