‘’2008 küresel ekonomik krizi, mevcut finansal sistemin değişiminin ilk ayak sesleriydi. Brexit ise, hem küresel ekonomik sistemde bir değişimin hem de ekonomik güç dengesinin yeni ülkelere, başta da yükselen ekonomilere dönmesinin en somut göstergesi.
Dünyada bu değişimler olurken ve yeni finansal ve ekonomik sistem kurulurken, Türkiye'nin de yeni yol haritasına ihtiyaç olduğu açık. Biliyoruz ki, geçmiş dönemlerde finans sistemindeki sorunlar, finansmana erişimdeki sıkıntılar, ekonomi kurumlar arasındaki anlayış farkı ve ekonomi kurumları ile siyasi iktidar arasında uyumsuzluk ve senkronizasyonluk birçok soruna neden oldu.
Her bir sorunun tek başına yüksek bir maliyeti var zaten, hepsinin birlikte sebep olduğu ülke ekonomisine maliyet ise oldukça yüksek ne yazık ki.
Küresel ekonomide şartlar değişirken, Türkiye'nin finans sistemi de, tabi ki geçmişteki sorunlardan ders alınarak, yeniden düzenlemeli. Bunun için, Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi, finansal sistemini yenilemesi ve İstanbul'un önemli finans merkezleri içerisinde yer alması için "Ulusal Finans Sistemi Stratejisi" ne ihtiyaç artmaktadır.
ULUSAL FİNANS SİSTEMİ STRATEJİSİ
Peki neden "Ulusal Finans Sistemi Stratejisi"ne ihtiyaç var? Bu sorunun aslında birçok cevabı var. Şöyle ki;Yeni dönemde tüm ekonomi kurumlarının hem ulusal finans ihtiyaçlarını uygun koşullarda sağlamak hem de değişen küresel finansal sisteme uyumu sağlamak,
Ekonomi kurumları arasında ortak bir dil ve anlayış birliği oluşturmak,
Türkiye'nin hedeflediği ekonomik hedeflere ulaşmak için gerekli finansmanın nasıl sağlayacağını belirlemek,
Küresel ekonomik kriz nedeniyle gelişmiş birçok ülkenin ekonomik gücünü kaybetmesi ile yeni ekonomik merkezleri oluşurken, Türkiye'deki ekonomik kurumların bu geçiş döneminde güçlü kalmasını sağlamak,
Gelişmiş ülkelerde İslamifobia nedeniyle Müslümanlara karşı başlayan ayrımcı politikalar karşısında yeni yön arayan İslam ülkeleri sermayesine talip olmak,
İstanbul'un yeni finans merkezi olması arayışı içinde bulunduğu bu dönemde bu misyonunu yerine getirmek,
İslami finansın son dönemlerde küresel piyasalarda önem kazanmaya başlamasıyla başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesi Körfez sermayesini çekebilmek adına İslami finans araçlarına teşvik veriyor, buna karşın İslami finansın yönünü İstanbul'a çevirmek ve İslami finansın merkezi olabilmek,
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın varlıklarını Türkiye'ye taşımalarını teşvik etmek,
En önemlisi de İstanbul'un Dünya Finans Merkez'leri içerisinde daha iyi bir konumda olması için,
Türkiye'nin Ulusal Finans Sistemi Stratejisi"ne ciddi şekilde ihtiyacı var.
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ
"Ulusal Finans Sistemi Stratejisi'nin ana ayaklarından birisi, İstanbul Finans Merkezi.Stratejinin sonuç vermesi, etki alanının genişlemesi "İstanbul Finans Merkezi"nin etkinliğine ve başarısına bağlı. Bu yüzden "İstanbul Finans Merkezi" projesinin hızlandırılması ve projenin önemine dair farkındalığının artması, Türkiye'nin geçmiş dönemlerde yaşadığı finansal sorunlarını çözme ve son dönemlerde birçok makroekonomik göstergelerde iyileşme gösteren ekonomisinin büyüme performansına da ivme kazandıracaktır.
İstanbul Finans Merkezi, uluslararası finansın toplandığı bir adres oluşturması bakımından da önemli. 2008 küresel ekonomik krizini kısa sürede atlatan, ekonomik büyüme hikâyesini sürdüren Türkiye'nin, yabancı yatırımcı açısından daha da güvenli bir liman olarak görülebilmesi için, İstanbul Finans Merkezi sembol bir anlam taşıyor.
İstanbul Finans Merkezi'ne yönelecek uzun vadeli sermaye hareketleri, Türkiye'ye ciddi bir ekonomik kazanımı beraberinde getirecektir. Bu kazanımın miktarını, büyüklüğünü ve gücünü artırmak ise, "Ulusal Finans Sistemi Stratejisi"nin kurgusuna ve bu stratejinin nasıl uygulandığına bağlı.
Ramazan Bayramı'mız mübarek olsun
Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu zor dönemde Ramazan Bayramı'nın ülkemize ve tüm İslâm camiasına birlik ve beraberlik getirmesini diliyorum.
[Yeni şafak, 4 Temmuz 2016].