20 Mart 2003 Amerikan ve İngiliz kuvvetleri Irak’ı işgal etti.’ İşgalin üzerinden tam altı yıl geçti. Batı menşeli kaynaklarca Irak, insan yaşamının istatistiğe indirgendiği; yıllık, aylık, haftalık, günlük ölüm sayılarının çıkarıldığı, oranların tutulduğu bir coğrafya olarak kodlandı. Türkiye ise bin yıllık ortak tarih ve coğrafya birlikteliğini bir tarafa bırakıp uzun zaman Irak’a bigane kaldı. Kapı komşusunu yabancıdan sorar gibi, Irak’a ait bilgileri batı menşeli ağlar üzerinden takip etti. Edward Said, Oryantalizm kitabının bir bölümünde Doğu’yu ‘hayalden doğan coğrafya’ olarak tanımlıyor. Oryantalistlerin Doğu’su daha çok fantastik öğeler üzerinden ötekileştirilen bir coğrafyaydı. Türk asker-bürokrat elitlerinin Doğu’su ise fantastik ve hayali imgelerin değil, çatışma ve krizin coğrafyasıdır. Bölgede, 1946 yılında Arap-İsrail Savaşı ile başlayan savaş ve kriz dönemi, uzun yıllar süren İran-Irak savaşı, Lübnan’daki iç savaşlar, Körfez Savaşı, İsrail’in Lübnan’a saldırısı ve son olarak da ABD’nin Irak’ı işgaliyle devam ediyor.
Gökhan Çetinsaya ve Taha Özhan imzalı İşgalin 6. Yılında Irak adlı kitap bugüne kadar Irak üzerine hazırlanmış en kapsamlı çalışma olması bakımından anlamlı. Zira Türkiye medeniyet havzasında yer aldığı, tarih boyunca şekillenmesine katkı yaptığı bu coğrafyayla yıllarca ilgilenmedi. Buna karşın, son yıllardaki aktif politikasıyla bölgede yeniden kendi tarihi ve jeopolitik derinliğinden gelen varlık bilgisine ulaşmaya çalıyor. Bu anlamda bölge barışına etnik-mezhebi ve siyasi çıkarlardan uzak, meşruiyetini insani kaygılardan alan fakat bununla birlikte ayakları yere basan çözüme yönelik politikalar üretiyor. İki bölümden oluşan kitap, Amerika’nın Irak’ta işgal politikası ve Irak’ın içyapısından kaynaklanan öngörülemeyen faktörlerle ilgili önemli tespitler içeriyor. Irak’ın iç dengeleri, etnik-sekter yapısı, Irak ekonomisinin geleceği bağlamında çok önemli bilgiler ihtiva ediyor. Ayrıca Irak bağlamında bölgesel dengeler, Irak’ın geleceği ve Türkiye’nin Ortadoğu’daki yeni süreçte ortaya koyması gereken aktif politikalar için bir nevi yol haritası olma özelliği taşıyor. İşgal yozlaştırır Medeniyet kuramcıları insanlığın modernleştikçe medenileştiğini iddia etse de uluslararası kuruluşların gözlemciliğinde yapılan savaşlar bunun pek böyle olmadığını ortaya koydu. Bosna, Ruanda, Gazze katliamları bunun en canlı örneği. Bu anlamda Irak sadece işgalin getirdiği fiziki tahribatı değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi var oluşuna ait birçok şeyi de kaybetti. Savaş yozlaştırır düsturunca; insani ve ahlaki kaygıların da tahribata uğradığı bir döneme girildi. Irak’ta çok da rasyonel temellere dayanmayan etnik -sekter bir bölünme mevcut. Kitap iç dengeler bağlamında Irak’ın parçalanmış yapısına, etnik mezhebi çatışmalara, direnişe ve ülkedeki kaos ortamına derinlemesine analizlerle açıklık getiriyor. Aynı zamanda Türkiye’nin Irak politikasını Kuzey Irak’a endeksleyen, ‘Irak’ın kuzeyi mi?’ ‘Kuzey Irak mı?’ şeklindeki retorikle politik alanı inşa etmek isteyen zihniyet için önemli tespitler içeriyor. Yazarlar, gelecekte nasıl adlandırılırsa adlandırılsın bölgenin bir cazibe merkezi olacağına vurgu yapıyor. Buna karşın bölgede kurulacak bağımsız bir Kürt devletinin Kürt nüfusa sahip diğer bölge ülkelerinde, Suriye, İran ve Türkiye’de, istikrarsızlığa yol açacağına ve bölgede etnik-sekter siyaseti güçlendireceğine dikkat çekiliyor. Yeni Irak şekillenirken Yazarlar, İsrail’in Irak’ta gittikçe artan gücü ve İran’a karşı bir tampon bölge olarak kullanılacağı iddiasına karşı çıkıyor ve yeni Irak’ın İsrail yanlısı olmayacağına vurgu yapıyor. Bu tespit, Türkiye İsrail ilişkilerinin son zamanlardaki seyri düşünüldüğünde Türkiye’nin Ortadoğu politikaları ve Türkiye İsrail ilişkileri bakımından önemli bir argüman. Kitabın ikinci bölümünde Taha Özhan, Irak ekonomisinin mevcut durumu ve gelecekte nasıl şekilleneceğini analiz ediyor. Türkiye’nin bölgede artan etkinliğini doğru kullanarak Irak’ın yeniden yapılanma sürecinde önemli roller üstelenebileceğine vurgu yapıyor. Irak’ın ekonomik olarak yeniden yapılandırılması sırasında da ABD yönetiminin bir dizi yanlışa imza attığı belirtiliyor. Bu bağlamda Irak’ın petrol kaynaklarının doğru yönetilmediği ve Iraklıların büyük bir sefalet içinde yaşadıklarına dikkat çekiliyor.
Star Gazetesi Kitap Eki, 07 Mart 2009